1287 entry daha
  • günışığında, yaşanan bir olay. katil zanlısını 24 yıldır bulamayan bir güvenlik sistemine sahip olan ülkenin, güvenlik açığını en somut şekilde ortaya koyan cinayet.
  • ailesinden şüphelenenlerle özel mesaj yoluyla muhabbet kurmayı istedim. entelektüel birikimleri düşük ve paranoyak ergen olduklarını anladım.

    bunun en büyük delili de aileyi şüpheli olarak görmeyen yazarları bir insanın farklı hesapları olarak görmeleridir. bu geri zekâlılıktır.

    sanchez morales rumuzlu yazar değilim ki "iddia eden şeref ve haysiyet yoksunudur." gibi komik bir tümceyi ancak geyiğine kurayım.

    istanbul'un göbeğinde genç bir kız dehşet cinayete gitti ve bu cinayet tam 20 yıldır çözülemiyor. tüm dileklerim katilin yakalanması yönünde.

    tabii ki insanlar ailenin üzerine bir şüphe taşıyabilir. burada bu şüpheye sahip yazarların tek dayanaklarının annenin çelişkili ifadeleri olduğunu görüyorum. öncelikle travmanın, sakinleştirici ilaçların beyni kalıcı şekilde tahrif ettiğine ve beyni küçülttüğüne dair bir ton makale mevcut. (travmaların insanları aşırı tepkiye neden olduğuna veya tepkisiz hâle soktuğuna dair araştırmalar da mevcut)
    yıllar sonraki röportajlarda çelişkili şeyler söylememeleri mümkün değil. kızımın öldürüldüğü günü veya kız kardeşimin öldürüldüğü günü tüm detaylarıyla hatırlayacağını iddia edenler hayat deneyimi olmayan ergen insanlardır. hele biri “ya siz hiç mi birbirinizle o günü konuşmadınız? diye sormuş. bu nasıl bir entelektüel birikimdir. he anne, baba ve oğul o gün sen ne yapıyordun, hangi saatte geldin, şu saatte ne yaptın diye o günü yaşayacaklar?

    aileden şüphe duyanlar şu sorularıma cevap verirlerse çok sevinirim.
    • 18 yaşındaki ağabeyin 15 yaşındaki kız kardeşini öldürecek motivasyonu nedir?
    • 18 yaşındaki ağabey soğukkanlı bir şekilde kız kardeşini öldürürken anne soğukkanlı şekilde nasıl sessiz kalıyor? ağabey öldürürken bir yandan da anne olay yerinde delil mi karartıyordu?
    • annenin tecavüz süsü de vermek gerektiğini düşünerek kızını soyduğunu ve üzerinde el izleri bıraktığını mı düşünüyorsunuz?
    • anne ve oğul kızı öldürürken anneyi ve ağabeyi mahallede kimse görmemesine ne deyorsunuz?
    • bunu işiten babanın soğukkanlı bir şekilde kabul ederek olay yerini karartacağını mı iddia ediyorsunuz?
    • 10’a yakın savcının ve 5’e yakın cinayet büro amirinin ele aldığı dosyada aileyi şüpheli sıfatında çıkarmasına nasıl cevap veriyorsunuz?
  • insanların ikiyüzlülüğü gerçekten midemi bulandırıyor. ve bu toplumun en büyük sorunlarından biri okumamak hâttâ okuduğunu anlamamak.

    normalde psikoloji, psikanalitik, beden dili, yüz okuma, dil sürçmesi, freud falan derken bu konularda "vaaaooov" olanlar bu tarz konulara gelindiğinde aşağılamaktan öteye gidemiyor. ya siz freud, jung okumuyor diye insanları aşağılayanlar değil misiniz? ne ara bunlar yabancılaşmaya başladı? elbette bahsedilenler %100 doğru değil ama madem öyle bir dengeye oturtun.

    bu olayların anlaşılabilmesi için biraz araştırma yapmak şart. buraya yazanların çoğu oturduğu yerden sıkmıyor. kuvvetli şüphesi olanlar evet doğrudan birilerini suçlayabiliyor ama suçlamayanlar daha fazla. sorun ne biliyor musunuz? bu olayın baştan sonra okunduğunda akla mantığa sığmayan şeylerin yaşanması ve çelişkili ifadeler. kamuya mâl olmuş bu olayda da insanlar ister istemez bir cevap arıyor. keyfinden değil, adaletin yerine getirilmesi için bunu yapıyor.

    sayfalarca entry girilmiş. biri çıkmış pat diye konuyu bambaşka yerden alıyor. yazıldı bunlar detaylarıyla sadece birkaç sayfa öncesine gideceksiniz bu kadar. insanlar yazıyor zaten. kimi teori yazıyor kimi olanı yazıyor ama bir şekilde fikir beyan ediliyor. ve bu beyan edilen fikirler kafada kurgulanıp ortaya atılmış şeyler değil, zamanında programlarda konuşunlar, ifadeler, tanıklar vs. zaten bunlar olmasa neyi konuşabileceğiz? bunlar olmadığında diyebileceğimiz tek şey: "çağla'nın katili bulunsun."

    ben birilerinin doğrudan suçlanmasından yana değilim çünkü "olmama" ihtimali de var. bu yüzden sürekli üstünde durduğum şey; objektiflik yani tarafsızlık. olanlar paylaşılır ve gerisi insanların kendisine kalmıştır ama hedef gösterip, suçlamakla olmaz çünkü bilmiyoruz katil kim.

    devletin yetkili makamlarının aşağılandığını söyleyenler var. hayır öyle bir şey yok. o dönemin şartları, koşulları ne olursa olsun süreç belli bir noktadan sonra başarısız yürütülmüş ve bu da çağla'ya ve diğer katili bulunamayan cinayetlere patlamış. fakat 40 yıl önce yaşanan bir cinayetin katili bulunabiliyorsa çağla'nın ve diğer öldürülen bütün insanların katili bulunabilir.

    biraz bu tarz belgeselleri izleyenler ne demek istediğimi daha iyi anlayacaktır. bazen tek bir kelime ile katil bulunabiliyor hem de sonunda itiraf ettirilerek. tüm bunlar devletin makamlarını aşağılamak demek değildir. şunu da unutmamak lazım devletin içindeki bu yetkili makamlarda bulunanlar da insan. olayları fark yerlere çekip üste çıkmanın bir anlamı yok. buraya yazan insanların çoğunun bir amacı varsa o da katilin bulunmasıdır.

    vay efendim aileyi suçlayanlar maldır, salaktır. hepiniz dedektif mi kesildiniz bilmem ne mi oldunuz gibi söylemleriniz bomboş. kimsenin dedektiflik iddiası yok. paylaşılan programlar, belgeler, şahit olunanları burada değerlendirmek dedektiflik iddiasında bulunmak değildir.

    hayatın olağan akışına ters, mantığa ters düşen olayların paylaşılması inaanları salak yapmaz. şüpheleri üstüne çekenler çıksın desin, konuşsun. anlatsın doğru düzgün. burada yüzlerce anne-babaya anket yapın emin olun çocuğunu merak edenlerin yapacağı tek bir şey vardır o da "onun için koşturmak." kimse masal anlatmasın. gerekirse hastaneye gitmezsin sonuçta kan akıtmıyorsun, ölmüyorsun. koşturursun ya.

    kaç kere dedik ki otobüs camını kıramaz öyle bir insan. neymiş olmuş olabilir, hatırlamayabilir. nasıl ya? nasıl hatırlamazsın nasıl? bunu kendinize yedirebiliyorsunuz?

    nasıl olur da yakın bir akrabanın çocuğu vahşice katledildiğince gecenin bir vakti ağabeyini istanbul'a o hâlde gönderirsin? ya biz çok farklı bir ütopyada veya distopyada yaşıyoruz ya da siz. ama ben şuna eminim ki bu ya-pıl-maz. yapılamaz, olamaz! böyle bir şey olamaz. kimse kaybı olan bir insanı öyle bırakmaz. insan olan bırakmaz.

    insanları aşağılıyorsunuz ya polis bilmiyor mu diye. bilmiyor demiyor insanlar. şöyle şöyle detaylar var buraya da dikkat edilebilir diyor. dosyanın son hâli hakkında hiçbir fikrimiz yokken olasılıklar üzerinden gidiyoruz ve bunların temel dayanakları ifadeler, programlar, canlı yayınlar vs. tekrar ediyorum bunlar havadan sıkılan şeyler değil.

    eğer verilen tüm ifadeler içinize siniyorsa eyvallah ama ben bu ifadelere asla ve asla tatmin olmuş bir şekilde bakamıyorum.

    bir yerde tıkanıklık var. o tıkanıklığın giderilmesi için madem delil yok itiraf şart. o itirafın oluşması için de ne yapılması gerektiği bence çok açık.

    umarım katil burayı okuyordur, umarım sona gelmiştir. yine söylüyorum: yaşayacağın kadar yaşamışsındır. bari biraz da olsa şeref, vicdan, merhamet kırıntısı varsa şerefinle yat. sebep ne olursa olsun olan oldu. 24 yıldır yaşayacağın kadar yaşamışsındır bari adalet yerini bulsun da herkes rahatlasın.

    belki de çok kötü birisindir tüm bunları çekirdek çitleyerek okuyorsundur.
  • bu olay beni yıllar yıllar öncesine kadar götürdü; yıllar önce henüz yeni yetme bir genç kızken sahilyolunda yürüyüş yapıyordum. yaşım 15-16 .. son derece elit , anadolu yakasının sahili bilenler bilir , günlerden bir yaz günü saat 18.00 civarı neyse ben sakin sakin yürürken ( ki bir amacım vardı teyzemden evime geliyorum ) ilerde benden belki 1-2 yaş küçük ya da aynı yaşta piçin birin geliyor . bakışını hiç beğenmedim? yanında da kendi gibi bir iki piç daha var . hava güzel , insanlar yürüyor , çok kalabalık olamayacak kadar geniş bir alan biliyorsunuz geniş kaldırımlar falan , saldırıya uğramayacak kadar herşey nezih ve temiz .. güya , ne oldu peki bu piç yanımdan geçerken bana saldırdı . ben ondan uzun olmama rağmen öyle gafil avlandım ki vücuduma dokunmak istedi , noluyor be olunca o geniş kaldırılmarın yanında ki taşların üstüne savurdu beni . ben bağırmaya başladım etraftan bir kaç genç geldi buna vurmaya başladılar . tam o sırada ne oldu biliyor musunuz ? yine olayı gören demokrasi ve adalet abidesi gelip beni kurtaranların elinden onu kurtardı . bu piç öyle aman aman dayak falan yemedi , aklınıza bir şey gelmesin . daha beni kaldırıyorlardı . du bismilla… demeye kalmadı . neymiş efendim öldürecekmiymişiz . ben taşların üstüne düşmüşüm üstüm başım çizik toprak bunda bi bok yok onu korudu ya la . bi de görmüş olayı . ben saldırıdan çok buna şaşırtmıştım . beni kurtaranlarda , bize bağırdı ya la allahın götü ( bak yine sinirlendim) çok küçüktüm şimdi olsa ağzına sı….da , cahillik . demem o ki ; hiçbir mantıklı zemine oturumadan suçluyu koruyan tipler vardır . aaa der kalırsınız . muhtemelen ya hayalerinde ya gerçekte aynı bokun soyudur zira .kendime edit ; iyi gebermeden büyümüşüz. edit2 ; şimdi düşününce ( vay nerelere gittim bu arada ) insan ne kadar bir şey sezinlese de bu kadarın tahmin edemiyor . elinde bıçak da olabilirdi . öyle gafil avlanıyorsunuz ki neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz ki ben muhtemelen faili meçhul olmazdım . gören çoktu çünkü . o garibimde anlamamıştır bile .
  • abisi konuşanlar programına katılıp tuhaf tuhaf kahkahalar atıyor ve programda hasan can birine ismini soruyor kadın çağla diyor ve ilker halen kahkahalarına devam ediyor.
  • (bkz: #164317315)
    başından beri soruşturmada eksiklikler olduğunu ve bazı noktaların açıklanması gerektiğini yazdım. asla katil kesin bu demedim. çoğunluk da demedi zaten.sen entelektüel birikimi yüksek olan mısın? bak senin maddelerini bir de diğer açıdan yaz bakalım ne çıkıyor ?

    * 18 yaşındaki ağabeyin 15 yaşındaki kız kardeşini öldürecek motivasyonu nedir?

    o halde yabancı birinin gelip 15 yaşındaki kızı öldürme motivasyonu nedir ? hırsızlık yok, tecavüz yok. hem de kendi evinde bu riski alıyor. ayrıca sanırsın dünyada ya da türkiye'de böyle bir örneği yok. ben abidir demiyorum sen çok bilmişlik yaparak yazdığın için ihtimali yazıyorum.aç bak google'a abiler kardeşlerini öldürmüş mü yığınla örnek var. motivasyonları da eften püften sebepler? sana cinayet için hangi motivasyon lazım?

    • 18 yaşındaki ağabey soğukkanlı bir şekilde kız kardeşini öldürürken anne soğukkanlı şekilde nasıl sessiz kalıyor? ağabey öldürürken bir yandan da anne olay yerinde delil mi karartıyordu?

    öldürürken delil karartma nasıl bir tabir? ölüm bazen bir anlık ... o tartışma sırasında anne de söyledi kazara olduğunu zaten. katil abidir değildir bilemeyiz . ancak kazara olan bir şeye annenin ortamda olup müdahale edemeyeceğini de düşünürüz. bu ihtimali de elemek icap eder. entelektüel birikiminiz bunu düşünmeye yetmedi mi ? olay 15 dk sürmüş bu da annenin söylediği bir cümle. sonrasında ortamı toparlama kısmı olmuş.

    • annenin tecavüz süsü de vermek gerektiğini düşünerek kızını soyduğunu ve üzerinde el izleri bıraktığını mı düşünüyorsunuz?

    anne ya da başka biri burada önemli olan şey şu . bu kıza tecavüz edilmemiş o yönde de yaklaşılmamış. pedi de alınıp katlanarak kenara düzgünce bırakılmış. bunu kim yapar ? sen bir yabancının tecavüz için geldiğini pedi o şekilde çıkarıp katlayıp kenara koyarak tecavüzden vazgeçtiğini mi düşünüyorsun?

    • anne ve oğul kızı öldürürken anneyi ve ağabeyi mahallede kimse görmemesine ne deyorsunuz?

    bu sorunun saçmalığına ne yazılır bilemiyorum. sen bir yabancı çağlayı öldürürken mahallede kimsenin görmemesine ne diyorsun? evde de bu yabancı aşırı rahat takılmış bu konudaki fikrin nedir ?

    • bunu işiten babanın soğukkanlı bir şekilde kabul ederek olay yerini karartacağını mı iddia ediyorsunuz?

    öyle bir iddia okumadım hiç. bazı kişiler eğer oğlu yaptıysa oğlunu da kaybetmek istemeyip bunu yapmış olabilir dedi. ancak şu önemli bir detay baba olay yerinde her şeye dokunmuş. buna sebep olanlar cezalandırılmalı , babanın da bunu niye yaptığı bir kenara not edilmeli .

    • 10’a yakın savcının ve 5’e yakın cinayet büro amirinin ele aldığı dosyada aileyi şüpheli sıfatında çıkarmasına nasıl cevap veriyorsunuz?
    aileyi savcı şüpheli sıfatından mı çıkarmış? emniyet böyle bir yazı yazmış iddiası vardı ki savcının böyle bir fikri var mı bilmiyoruz. konuya gelirsek sen abinin hiç şüpheli görülmemiş olması hakkında ne cevap veriyorsun ? nitekim olaya bakarsak 25 yıl çözülememiş cinayet . bunun cevabını çözemeyenlere mi sorsak ? isterse 20 tane amir olsun konu çözülememişse atlanmış kısım neresi bakılmalı
  • direk olarak kimseyi suçlamıyorum elbette de.okudukca detaylı..bazı davranışsal gariplikler var.hangi sakinleştirici ilaçmis hemen bu kadar kuntlestiren merak ettim.ucak fobim yuzunden yüksek doz benzodiazepin kullaniyorum uçuştan önce , yarim saat 40 dk sonra falan (etki suresi bu) kalp krizi gecirmeyecek kadar sakinlesiyorum evet.hangi (damardan ya da kas içi degil agizdan aliniyor ) sakinlestirici ki anneyi anında inanilmaz künt bi hale getiriyo ve ust kata cikmasini engelliyo.orayi yikarlar, o apartmanı o evi normalde...yazarken gözlerim doluyo.tövbe estağfurullah ya
  • %100 suçluluğuna emin olunmayan kimse %100 suçlanmamalı diye düşünüyorum, bu karşı taraf için düşündüğümüzden daha acı verici olabilir.

    1- ağabeyin "camı kırması" bana en başından beri metaforik bir anlatım gibi geliyor. eğer söyledikleri doğruysa ve haberi otobüste alınca birden şoka girdiyse sağa sola kontrolsüz hareket edip gerçekten elini cama çarpmış olabilir (anlatırken abartmıştır) bunu otobüsteki kimse kolay kolay hatırlamaz.

    2- bir diğer ihtimal de ağabeyin gerçekten ordu'da olmaması ve belki de bunu en başta satır arasında polislere söylemiş olması. ağabeyin aslında istanbul'da bulunuyor olmasının belki de başka bir nedeni vardı (ailesinden sakladığı basit bir sır), tırnak içinde yazıyorum "polislere söyledi" fakat bu kayıtlara geçmedi. burada polislerin veya savcının inisiyatif alıp ağabeyi zanlı listesinden uzak tutma eğilimi iyi niyetten kaynaklanmış olabilir ama olmayabilir de.

    3- annede kişilik bozukluğu vb. bir hastalık var gibi. sözlerini ve davranışlarını belki biraz da bu çerçevede izlemek gerekiyor.

    4- eğer katil, aile dışından fakat mahalleden nüfuslu birileri ise bu insanlar aileyi emniyet nezdinde zan altında kalacakları fakat suçlanamayacakları şekilde konumlandırmış olabilir. fakat öte taraftan bu talep ailenin kendisinden de gelmiş olabilir.

    özetle; okudukça ve izledikçe ihtimaller artıyor. elbette bu konuda profesyonel değiliz, uzmanlar tarafından bugünkü teknolojiler kullanılarak irdelenmesi gereken birçok nokta bulunuyor.
  • (bkz: çağla tuğaltay cinayeti)
    (bkz: hande çinkitaş)
    (bkz: eylem tok)

    bu başlıkları gündemde tutmaya devam edelim lütfen.
  • bu sakinleştirici meselesini bir psikiyatrist daha net açıklayabilir. toplumda en çok bilinen güçlü sakinleştirici xanax geliyor aklıma ki yeşil reçeteli alinabilinir herkesinde çantasında bir adet ilaçla gezdiğini sanmiyorum. yani anne ve oğlu sürekli sakinleştirici verdiler diyor ancak ne yaşadığı ve hastalık geçmişi bilinmeyen birine otobüste ya da cenazede iç bi tane iyi gelir denilecek bir ilaç değildir. kaldı ki xanax güçlü bir ilaç olsa da aninda etki göstermez ve yakınını vahşi şekilde kaybetmiş birisini kıpırdamaz ve hiç bir şey hissetmez hale getirmez, o kadar ağır etkilese uyursunuz zaten. yani kullanmamış insanlar için şöyle diyim bir miktar alkol almış gibi gevsetebilir ve sakinlestirebilir ama ortamda ne oluyor bitiyor algısını bu kadar yok etmez. gerçek dünyadan uzaklaştırmaz. o sebeple damardan çok güçlü bir sakinlestirici alınmadiysa sakinleştirici hikayesinin de anlatılan kuntlesmeye uygun bir hikaye olmadığını düşünüyorum çünkü anne garip tepkilerine ya da tepkisizligine hep sakinlestiriciyi gerekçe gösteriyor.
83 entry daha
hesabın var mı? giriş yap