europe is our playground
-
bir suede sarkisi :
run with me baby,
let your hair down
through every station, through every town
run with me, baby
let's take a chance,
from heathrow to hounslow
from the eastern block to france.
europe is our playground,
london is our town
so run with me baby now.
run with me baby,
let your hair down.
through every station, through every town
run with me, baby
let's make a stand
from peepshow to disco
from spain to camber sands
europe is our playground,
london is our town
so run with me baby now.
europe is our playground
london is our town
so run with me baby now.
run with me, come with me
run with me baby now.... -
avrupa köpeğin olsun anlamına geldiğini tahmin ettiğim ingilizce cümle. esasen suede'in bir şarkısı olması beni hiç rahatsız etmedi, fikrimi değiştirmedi. bir interrail mottosu olabilir, hatta daha önce olmamış olmasına hayret ettim şimdi, bundan böyle olsun.
-
akustik gitarla çalınan konser versiyonu beni benden alan, bu diyardan uçup götüren aşmış suede parçası.*
-
bir brett anderson ve mat osman ortakligi sonucu [digeri için (bkz: lost in tv)]
bir söylesisinde brett'in de ifade ettigi gibi inter-railing reklamlarinda kullanilmak üzere yapilmis bir sarkidir adeta; turne görüntüleri ile bezeli, avrupa'nin türlü sehirlerinden görüntülerin oldugu videosu ise izlenesidir. -
suede için ...(bkz: sci fi lullabies)
-
avrupa ve londra bahanedir kanımca olay run with me baby now dizesinde patlamaktadır bu güzide suede sarkısında, dinleyeni gaza getirmesiyle akılda kalmıstır.
-
sevdicege interrail teklif etmenin $ik bir yoludur ona bu $arkiyi ithaf etmek.
dunya turu versiyonu icin (bkz: the world is our playground) -
acaip huzunlu gitar melodisine sahip sarki..
-
http://www.youtube.com/watch?v=l0hjn7pzfmu adresinde tek gitarla brett anderson'dan dinlenebilen sarki.
-
trenlerdir. birbirine aslında hiç benzemeyen istasyonlar, dökülmeden taşınmaya çalışılan kahveler, değiştirilen peronlar, beğenilmeyen kompartmanlardır. britanyanın kekremsi tadıdır, karanlık havasıdır; onun tozunu solumak, kokusu ile büyülenmektir.
camın arkasından yağmuru izlemektir evler, ağaçlar, kırlar, hayvanlar, yüzler yanından son hızla gelip geçerken.
o anda kulağındaki kulaklıkta çalan şarkının ta kendisidir.
kendini tanımlayamamak, çevreni algılayamamaktır.
yapayalnız olmaktır.
yapayalnız olduğunu fark edip ona seslenmektir, onu çağırmaktır. geçtiğin her yeri onunla birlikte tanımlamak, onun üzerinden okumak, onu baştan var etmektir. artık yalnız olmak istememektir. zamansızlığı, mekansızlığı onunla paylaşma ihtiyacıdır, uçsuz bucaksız özgürlüğe onu kelepçeleme isteğidir.
onun saçlarını okşadığında nefessiz kalmaktır.
suede'in yolda olmayı, aşık olmayı, yoldaki tanımsızlıkların ortasında aşkı tanımlayabilmeyi çok basit kelimelerle ve olanca güzeliğiyle anlattığı en iyi şarkılarındandır.
brett anderson'a teşekkürlerle...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap