goldberg in istanbul

• arabesk yavşaklığı konusundaki açıklamalarıyla hatırladığımız fazıl say'ın yeni bestesi. iklim tamkan'a ithaf edilmiş ve onun tarafından kaydedilerek piyasaya sürülmüş. https://music.apple.com/…ul-op-94-single/1655956964
  
  bu skandal derecesinde kötü eser ile türkiye, klasik müzikte dibi görmüştür diyorum. gerçi fenerbahçe senfonisi'nde de demiştim bunu ama bu başka bir şey. yaratıcı bir fikir, gerçekten zengin fikirler ve referanslarla örülmüş bir eser falan değil. megastar fazıl say goldberg varyasyonları'nı almış, bol bol artık ikili ve makamsalımsı armoni koymuş, al sana oryantal. oryantal olunca otomatikman istanbul da oluyor galiba. ilk birkaç saniyesini dinleyip "yok dayanamıycam" deyip kapattım, sonra merak edip sonuna kadar dinledim. o kadar kötü ki. o kadar ucuz, o kadar arabesk, o kadar dinleyiciyi aptal yerine koyan bir şey ki, çok nadiren yaşadığım kadar büyük bir utanç yaşadım dinlerken, hem de başkasının adına.
  
  postmodernizmin kendisi bile bu kadar ayağa düştüğüne utanıyordur. ayşegül paris'te mantığıyla "eser" çıkarmak. tuluyhan uğurlu falan yapıyor bu seviyede işleri normalde. herhangi bir melodiye artık 2'li koyuyorsun oryantal oluyor. bütün esprisi bu. bunu konservatuvarda ortaokulda okuyan çoluk çocuk yapar eğlencesine. hele ki o 4:10'daki gülnihal alıntısı nedir öyle ya? onun şokunu atlatamamışken arkasından düğün müziği gibi bir varyasyon geldi, resmen şıkıdım şıkıdım eşlik yazmış, inanamıyorum böyle bir şeye, gerçekten isteyerek bu kadar ucuz ve kötü olunamaz. konunun yabancısı için şöyle örnekleyeyim: mona lisa'nın önüne ince belli çay bardağı ve simit çiziyorsun ve bunu "doğu-batı kültürlerini harmanlayan deneysel bir postmodern eser" falan diye satıyorsun. gerçekten tam olarak bunun aynısı.
  
  izmir süiti diye bir şey yazmıştı fazıl say, o da böyle aşırı oryantalist, yüzeysel ve ucuz bir işti. chopin in izmir, rachmaninoff in izmir falan diye bölümleri var, hepsi birbirinden kötü. fazıl say'ın konu ettiği bestecilerden anladığının bunlar ve bu kadar olması kendi başına utanç verici bir durum bence.
  
  sırada ne var? beethoven in mevlevihane? stravinsky meets zeybek? vatan millet moldau? bu uyanık tüccar kafasıyla fikir bitmez nasıl olsa, uydur gitsin.
• daha kotusu yapilana kadar en kotusu bu.
  
  edit: fazil say'in bach'larin en asili p d q bach'a oykundugu bir beste olarak da dusunebiliriz bunu. hatta en iyisi oyle dusunelim.
• müzik bilgim yok denilecek kadar az ama önceki iki girdide neden bu kadar kötülenmiş anlamadım. anlatmış da arkadaş sağolsun ama yok yine de anlamadım. benim gibi cahillere hitap eden bir parça demek ki.
  
  ben sevdim yahu.
• ”siz turkiye'de fes takip deveye mi biniyorsunuz?” muzigi.
  
  daha dogrusu fazil say turk oldugu icin ”biz turkiye'de fes takip deveye mi biniyorduk?” demenin muzigi. ulan fazil, sunu bir batili bestecinin yaptigini dusundum de, seni oryantalizm diye ortaligi ayaga kaldirip, ucuz nasyonalist pozlar pesinde kosarken hayal etmekte hic zorlanmadim.