*

  • (bkz: veblen)
  • türkiyedeki gibi gösterişçi toplumlarda fazlaca olan tüketim. hollandalı olup türkiyede yaşayan bir adam anlatıyordu da hollanda'da buradaki gibi spor araba alıp süslü giyinip hava atmaya kalk yiyorsa anında çizerler arabanı, dışlarlar toplumdan, gösterişi hiç sevmiyor hollandalılar felan diyordu. onlar gösterişten ziyade çalışma ahlakı ve disiplinini seviyormuş. ama çalışarak kazanılan zenginliğin gösterilmesini sevmiyorlarmış. adam yinede türkiye o açıdan daha iyi diyordu orası ayrı mesele.
  • tüketici elektroniğinin ülkemizde zirve yapmasının başlıca sebebidir.
  • mesela 800 bin tl tutarında araba almak (bkz: 800 bin tl araba alıp 700 tl'ye işçi çalıştırmak)
  • baslikta gezerken kelime oyununda final sorusu olarak denk gelmesi dumura ugratmistir.
  • veblen'e göre, malının başında bulunmayan mülk sahiplerinin meşruiyet kazanmak için; toplum üzerinde sahip olduğu iki kontrol aracından birisidir. diğeri için (bkz: emperyalizm)
    maddi geliri diğer işçilere göre daha iyi olan işçiler: mevcut sınıfsal yapıyı yıkmak için; anarşizm ve sosyalizme yönelebilir. bunun önüne geçmek için taklitçi tüketim iyi bir araçtır.
    mülk sahipliği toplumsal saygının temeli olunca; insanlar saygı görmek ve özsaygılarını kazanmak için çevresindekilerden daha çok para kazanmak, bununla bağlantılı olarak, daha çok tüketmek eğilimine girerler. fakat daha çok kazanınca ve daha çok tüketince bu onları, bir süreden sonra, mutlu etmemeye başlar. bu durumda insanlar mutsuzluklarının nedenini; yeterince para kazanamamakta ve yeterince tüketememekte görürler.
    bunun sonucunda da; daha fazla kazanmak için işlerinde daha iyi konuma gelmek ve patronlarına daha yaranır birey olmak için uğraşırlar. ve sistem için zararsız bireyler haline gelirler.
  • thorstein veblen'e göre yalnızca tükettikçe mutlu ve var olduğu motivasyonu kazandırılmış tüketicilerin, tüketme alışkanlıklarının en üst aşaması: gösteriş için tüketmeyle ortaya çıkan tüketim biçimi.
    kişi nihayet, varlığıyla(mülkle) kazandığı toplumsal saygınlığını, yine varlıklarını göstererek korumak ve sürdürmek istediği için bunu yapar. bununla diğerlerinden ayrılmak isterler. özetle tüketimin kendisi de bir tüketme biçimidir.
  • sol frame'de sık sık bilmem nerede şu kadar fiyata satılan ürün/verilen hizmet başlıklarına rastlıyoruz. mesela yakın zamanda açılmış olan (bkz: lacoste'da 100 tlye satılan maske) başlığı gibi. maskenin satış linkine tıkladığınız zaman logonun yakın bir şekilde çekilip koyulan bir görselinin de olduğunu görüyorsunuz ve bu görselden de anlayacağınız üzere parayı maskeye değil marka logosuna veriyorsunuz (bkz: kapitalizm). gelirinin bir kısmının(!) sağlık kuruluşlarına bağışlanması reklamı, markanın bu alelade maskelerden büyük bir kar elde edeceği gerçeğini de değiştirmiyor elbet. bunu kullananlar da "bak lacoste maske takıyorum ve sağlık kuruluşlarına da bağışta bulunmuş oldum. çok duyarlı bir görgüsüzüm ben." diyerek havalarını atmış olacaklar kendi çaplarında.

    aslında tüketim öncelikle zorunlu bir gereksinimi ifade ederken neden insanlar ederinin üstünde satılan bir şeyi alma enayiliğinden* zevk alıyorlar? neden bunu hunharca "adamın parası var alıyor kardeşim. size ne! fakirsen alma." gibi savunan şaşılası insanlar var? literatürde bunun bir adı var: gösterişçi tüketim.

    peki, nedir bu gösterişçi tüketim?

    insanların belli ürünleri ve hizmetleri satın alıp tüketerek toplum tarafından prestij ve statü elde edebileceğini düşünmesi gösterişçi tüketimin altında yatan temel fikirdir. insanlar, ait bulunulan sosyal grupta veya alt seviyedeki sınıf ve gruplardan kendilerini üstün görme ve ayrıştırma arzusu ile lüks tüketime yönelirler. yani ürünlerin kendisinden ve ihtiyacından çok, sağladıkları sembolik anlamların tüketimine odaklanırlar, bu ürünleri kullanarak farklılaştıklarını düşünürler. böylece aynı kesimden oldukları veya toplumun alt kesimlerine mensup olan kişilere kıyasla daha üstün olduklarını ve onlarla aralarına mesafe koyduklarını düşünürler. günümüz dünyasında kültür ve hayat tarzı hızla söz merkezli bir oluşumdan görüntü merkezli bir oluşuma dönüşmüşken, gösteriyi izlemekten çok gösterinin bir parçası olmayı arzulayan bireyler gösterişçi tüketime daha da fazla yönelmekteler (bkz: sosyal medya).

    peki, bunun psikolojik nedenleri nelerdir?

    lüks markalar, bireylerin saklı kalmış ve bastırılmış arzularının gün yüzüne çıkmasını sağlar ve kişi lüks tüketime yönelerek kendisini tatmin etmeye çalışır. örneğin, bir tüketici başkalarını etkileyebilmek için lüks markalı bir otomobil satın aldığında, bu satın almayı genellikle alt benliğinin etkisiyle gerçekleştirir; ancak, tüketiciye neden bu otomobili tercih ettiği sorulduğunda kişinin üst benliğinin devreye girmesiyle, lüks markalı otomobillerin daha kaliteli ve dayanıklı olduğunu söylerler. yani tüketicilerin gerçekleştirdikleri satın almaların büyük bir kısmı psikolojiktir. paranızla edindiğiniz şeyi sergileme, gösterme ihtiyacınız bilinçaltında neye gereksinim duyduğunuzu, neyden kaçtığınızı gösterir. lüks tüketim ve marka merakı genellikle kendini yetersiz hisseden “ego”nun bir çeşit savunma mekanizması olarak ortaya çıkar. iç çatışmalar sonucu kendini yetersiz, eksik, ezilmiş gören “ego", bu hissiyatın yerine gösteriş yapmak için alınan pahalı bir şeyi koyar ve yetersizliğini kendince gidermiş olur.

    peki, parası olmasına rağmen bir ürüne/hizmete ederinden fazla para vermeyen insanlar?

    bu insanlar, entelektüel tevazu, kültürel tevazu ve ilişkisel tevazu kavramlarının daha önde ve önemli olduğunu düşünen mütevazi ve erdemli kişilerdir. kendi imajını savunmak, onarmak ya da kendini olduğundan daha iyi göstermek gibi zorunluluklar hissetmez ve bu doğrultuda kendine ilişkin bilgiyi çarpıtmaksızın, kendi gücünü ve sınırlılıklarını gerçekçi olarak görmeye, kendisi hakkında gerçekçi bir algı geliştirmeye açık ve isteklidirler. güçlü ve zayıf yönleriyle, savunmacı olmaksızın gerçekçi bir biçimde yüzleşir ve dolayısıyla daha sağlıklı bir benlik algısı inşa ederler.

    peki, zengin olsun, maddi olanaksızlıklar içinde olsun gösterişçi tüketimi savunan insanlar? *

    görgü, kültür, bilinç başka şeylerdir. kişinin parasının olması görgülü, kültürlü, bilinçli bir birey olduğunu göstermediği gibi maddi olanaksızlıklar içinde olması da görgüsüz, kültürsüz bir birey olduğunu göstermez. bunlar parayla satın alınabilir şeyler değildir. para sadece bunların daha kolay edinebilmesi için bir araç olabilir belki ama yeterli kültürü, görgüsü, alt yapısı olmayan gelişmemiş kişiler tüm hazımsızlık ve cahillikleriyle eline geçen bir nesneyle* bunların otomatik yüklendiğini düşünüyorlar nedense ve kendilerini 'para' sayesinde farklı ve üstün görüyorlar, etrafındakileri küçümseme gibi davranışlar sergiliyorlar. maddi olanaksızlık içinde olup da bunu destekleyen insanlar ise eline hasbelkader para geçtiğinde aynı tavrı sergileyecek olan insanlardır. oysaki lüks markaları sadece zenginler satın almıyor. pahalı isviçre saatlerini, pahalı italyan ve fransız çantalarını, giyim eşyalarını satın alanların çoğunluğu, orta sınıfa mensup orta gelirli insanlardır. zengin insanların kişi başına lüks harcaması yüksek olsa da, bütün dünyada lüks tüketimin sayıca en büyük müşterileri orta gelirli ailelerdir. lüks markalar, az sayıdaki milyonerlere satarak değil daha fazla orta sınıf müşteriye ulaştıkça büyürler.

    tüketim; ekonomik, toplumsal, psikolojik ve kültürel bir olgudur. gösterişçi tüketimi, tüketimde adaletsizliği, eşitsizliği, sosyal sınıflar arasındaki farkların keskinleşmesini, yabancılaşmayı, meta fetişizmini, insan sağlığı ve çevreye yönelik tehditleri beraberinde getiren yozlaşmış bir tüketim toplumu yaratmayın. tüketim ile elde edilen hazzın birey ve toplum için ne kadar faydalı olduğunu sorgulayın. tüketirken tükenmeyi reddeden tüketicilerden olun; çünkü içinizdeki boşluk tüketerek ve gösterişle dolmayacak.

    edit: düzeltme
  • insanlar, mal ve hizmetleri tüketerek temel fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarını karşılarlar. diğer taraftan, toplum içindeki bazı bireyler bu ihtiyaçlar dışında sadece başkalarını etkileme ve gösteriş amacıyla da tüketimde bulunabilirler. bazı bireyler için gösterişe yönelik mal ve hizmetlere olan talep, fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarından daha önde olabilir. bu türde psikolojik tatmin sağlayan mal ve hizmetlere yapılan harcamalara “gösterişçi tüketim” denilmektedir.

    örneğin 4x4 jip alıp şehir sokaklarında sürmek bir gösterişçi tüketimdir.
hesabın var mı? giriş yap