*

  • insanlarin yasadiklari deneyimleri ileriye ket vurma (lisede ogrendim) yontemiyle benzer olaylarda kullanmasi olayina denir.
    bide kim demis bilmem ama bi soz var.
    hayat yedigin ve yiyecegin kazıkların bileskesidir.
    tecrube olayinin tasfiri bakimindan guzel bir deyis.
  • göte gelinen çeşitli durumlarda insanların kendini avutmasına wesile olcak tecrübe...
    misal '' mitildim ama olsun bu da bi hayat tecrübesi oldu...''
  • herkes kendi yaşam tecrübelerini gerçekliğin kendisi,diğerlerininkini kurmaca ürünü sandığı sürece,ilitişim denen şey olanaksızlaşır,herşey biter...hayat denen o tecrübe hiçlikten başka hiçbişey ifade etmez hale gelir.
  • eğer yeterincesine sahip değilseniz geriye kalan diğer özellikleriniz toplam hayat başarınıza fazla etki etmeyecektir.
  • esaslı insanları, diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri. yıllarını boşa geçirmemiş, yaşadığı iyi-kötü her şeyi özümsemiş ve yeri geldiğinde bu tecrübesini konuşturan insanlara çok saygı duyarım. onlarla bir konu hakkında tartışırken öncelikle hayat tecrübelerine saygı duyduğumu hissettirmeye çalışırım.
  • 3,5 yaşlarına kadar anılarımı hatırlıyorum.

    5 yaşında falandım. bir büyüğüm bana bir şey dedi mi ''bana akıl verme; para ver'' derdim o yaşta. para istiyormuşum demek ki, ihtiyacım varmış.

    şimdi para mevzusu oldu mu, cevabım değişti. ''bana para verme; aklı ver, tecrübe ver, bilgi ver'' diyorum. demek ki az da olsa bir şeyleri başarmaya başlamışım.

    ama 80 yaşında dünyanın en alimi bile ben artık oldum dese götümle gülerim. o yüzden daha alınacak çok yol var.

    hadi yola devam usta.
  • ölünecek güne kadar devam edecek süreçtir. kırılma noktaları olur, değişimler olur, kaybedersiniz, kazanırsınız. fakat hiçbir zaman ortamda hayat tecrübem büyük, ben hayatı biliyorum ayaklarına yatmamalı. hayat mesleki tecrübeye, bin tane insan görmeye bakmıyor.
  • hayatta yediğin kazıkların, acıların tümüne hayat tecrübesi denir.
  • dibe vurup sıçramak
  • ziyadesiyle basit bir kişilik/karakter göstergesi:

    x: hayatınıza kim girerse girsin, bir önceki hayat arkadaşınıza, hayatınızın bir dönemini beraberce göğüslediğiniz yol arkadaşınız olmuş kişiye her şeye rağmen, beraberliğinizin kıymeti ve hatrına binayen bir dost gibi el uzatabilmek, ilişkinizi noktalasanız da saygıyı elden bırakmamak, kötü yahut zor gününde her şeye rağmen ona destek olabilmek için elinizden geleni yapmak, hakkında sağda solda atıp tutmak yerine eski hayat arkadaşınızı kol kırılır yen içinde kalır diyerek halâ daha bir dost gibi müdafa edebilmek. ne olursa olsun hem kendinize, hem o kişiye hem de beraberliğinizin hatrına duyulan o saygı ile hareket etmek.

    y: hayatına bir başkası girdiği anda, eski yol arkadaşına, hayatının uzunca bir dönemini paylaşıp o’na eş olmuş kişiye it gibi davranmak, hadsizlik ve terbiyesizlik etmekte beis duymamak... işi düştüğünde yahut işine gelen bir durum söz konusu olduğunda -ya da hayatında kimse olmadığı için düştüğü boşluğu kapatmak için belki de- karşısındakine insanca davranmayı ancak o zaman akıl etmekler.... akabinde hayatına biri girer girmez yeniden eski sevgilisine türlü hadsiz ve saygısız hitaplar... “kes be” gibi had sınırı tanımayan diyaloglar....

    kendime ve tarihe not: her ne olursa olsun tek bir gün bile kalbimi ve niyetimi bozmadığım her an için, sabrımın sınandığı her ana rağmen her şeyi allaha havale edip yoluma gidebilme gücünü kendimde bulabilmeme imkân yaratan sevgili hayat tecrübelerime tek tek teşekkür ederim.

    ah, zaman.... sen iyi ki varsın.
hesabın var mı? giriş yap