• "$eriat'a uygun bir cozum bulmak" anlamina gelen bir deyimdir.
  • tam olarak, "şeriata uygun çare" anlamındadır. çağdaş hukukta hukuku dolanmak kavramı ile de benzeşim kurulabilir. örneğin emekli sandığı kız çocuklarına vefat etmiş babalarının emekli maaşlarından maaş bağlar. bu maaş evli olmaları halinde kesilir, boşandıklarında ya da eşleri öldüğünde tekrar bağlanır. babası yaşarken evlenmiş bir hanfendi düşünelim. babası vefat ettiğinde kocası ile anlaşıp mahkeme kararı ile boşanırsa kendisine maaş bağlanacaktır. işte kocası ile anlaşıp boşanır ama birlikte yaşamaya da devam ederler. haliyle hukuk dolanılmış olur.

    şeri hukukkta ise hilei şeriye en çok hülle olayında yapılmıştır. şeriata göre eşini talak i selase ile boşayan kişi eşi başka biri ile evlenip boşanmadıkça eşi ile tekrar evlenemez. işte burada hülleci devreye girer. hülleci ile kadın usulen evlenir, sonra hülleci kadını boşar ve eski kocası ile evlenir kadın. böyle bişey...

    edit: hile sözcüğü köken olarak çare anlamına geliyor olmakla beraber hile-i şer'iye uygulamalarında tam da günümüzdeki anlamına tekabül etmektedir.
  • en bilindik örneklerinden biri de şudur:

    adamın biri karısına sinirlenir ve "eğer ben bu attan inip evimin eşiğine adım atarsam karım boş olsun" der. sonra da günlerce -karısının yüzünü görmemek için- eve gitmez. ne var ki, ettiği yeminden dolayı atından da inemez.

    olay, zamanın kadısına intikal eder. kadı, önce adamın evine gider ve kısa bir inceleme yapar. ardından da adamı eve çağırır. evin bahçe kapısında, dalları içeri doğru sarkan bir dut ağacı vardır. kadı, adama atından inmeden direkt dut ağacının dalına tutunmasını ve oradan iç avluya geçmesini söyler. böylece adam, "atından inip evinin eşiğine adım atmış" durumundan kurtulmuş olur.

    ne kadar mantıklı, ne kadar değil, siz karar verin. zaten, adı üstünde; hile.
  • hileyi şeriata uydurmak
    (bkz: faiz değil kar payı)
  • (bkz: iyne)
  • konuya direkt bir örnekle girelim, the imam filmini izleyen bilir, adam motordan inersem karım boş olsun diye yemin ediyor, çözüm olarak da motordan ağaca çıkıyor, sonra ağaçtan yere iniyor. böylece karısını boşanmaktan kurtuluyor.

    hile-i şeriyye'ye meharic yani hukuki çareler de denir. aslında hile-i şer'iyye islam hukukunun feri kaynaklarından biridir. hukuk ve din kurallarını ihlal eden, günah işleyen, hatta imanını kaybetmek üzere olan adamı bir nevi kurtarmak ve hareketinin meşru bir daire içinde kalmasını sağlamak için çare ve tavsiyeleri içerir.

    arapçada hile kelimesinin bizdeki gibi aldatmak anlamı yok, çare, kurnazlık anlamı var. dolayısıyla hile-i şeriyyede aldatmak maksadı olamaz. gayri meşru bir niyet olamaz.

    batıl bir hile-i şeriyye örneği: kuranda yahudilerin cumartesi günü av yasağından etkilenmemek için cuma günü bolca avlandığı belirtiliyor (bakara/65), bu da bir hile-i şeriyyedir ama batıl bir zeminde olunduğu için akıbetleri kötü oluyor.

    batıl bir hile-i şeriyye örneği: malum islamda koca kocalık vazifelerini yerine getirirse kadının boşanma hakkı yoktur. ama boşanmak isteyen irtidat eder (yani dinden döner) ve bu yolla boşanmaya çalışırsa (malum kadın mürted olursa nikah bozulur), bu da batıldır.

    yani sıkıntıya düşene dine uygun bir kurtuluş yolu bulmamız lazım. kolaylaştırmak, güçlükleri kaldırmak amacı olmalı.

    kitaptan delilini soracak olursanız sad suresi 44. ayettir. hatırlayın hz. eyyüb bir kabahati sebebiyle iyileşirse hanımına 100 sopa vurmaya yemin etmişti, sonra iyileşmiş ama vicdanı el vermemişti, sonra allah ona üzerinde 100 filiz bulunan bir hurma dalıyla vurmasını söylemişti. işte allah ona böyle bir kolaylık vermiştir.

    buna benzer bir uygulamayı 100 sopa had cezası uygulanması gereken güçsüz, zayıf bir sahabe için peygamberimiz tatbik etmişti.

    yine yeminden gidersek hz. ibrahim'in eşlerinden hz. sara annemiz, kuması hz. hacer annemize bir sebepten kızıp bir uzvunu kesmeye yemin etti, sonra pişman oldu. çare olarak da hz. hacer annemizin kulağını deldi.

    fakire borç veren kimse bu borcundan vazgeçip bunu zekata saymak isterse, islam hukukuna göre bu olmaz. ama bunun yerine ona verdiği borç kadar malı adama zekat olarak verir, adam ise bu mal ile kişiye borcunu öder, böylece aslında borç verilen mal zekata dönmüş olur.

    üç talakla boşanan kadının eşine geri dönmesi için malum başka biri ile evlenmesi ve ondan boşanması gerekir. burda hülleci erkeğe güvenilmezse ya hülleci ile nikahı kıyılırken kadına boşama hakkı verilir yada erkeğe zifafa girerse karısının boş olacağına dair yemin ettirilir. (bu bana pek olmaz gibi geliyor, bazı islam hukukçuları da olmaz diyor, çünkü zifaf yoksa nikah olmaz diyolar, uzun uzun şerhler var)

    bunlar dışında genelde ticari meselede örnekler çok. ıyne satışı, muamele satışı denilen satışlar, müdarebe şirketi kurulması hile-i şeriyye örnekleridir.
  • dinen yasak birşeyin şeklen yapılan bir hile ile yani kitabına uydurularak şeriata uygun hale getirilmesi. buna bir çok örnek verilebilir. iranda bile faizi kitabına uydurup yapabiliyorlar.
  • islam cahili sekülerlerin idrak edemediği kavram. üstelik yanlış anladığı şey üzerinden saçma sapan ahkam keseni de bol. bunun gibi bir de darülharp konusu var, ona da geliriz bir gün.
    bir kere hile arapçada çare, çözüm demektir. türkçede aldatma, kandırma amaçlı yapılan şey olarak başkalaşarak menfi anlamlı yerleştiğinden insanlar da türkçe düşünüp ahkam kesiyor tabii. eşyada aslolan ibahadır ve hüküm zahire göredir. tıpkı ticarette serbestinin esas olması ve devletin de bu durumu korumak için vergiden kaçınmayı meşru sayması gibi düşünülebilir hile-i şeriyye. hukukta da kişiler için teknikaliteden doğan yararlar vardır, örneğin bill cosby'nin tahliye edilmesi buna dair çarpıcı örnektir. yahut vatandaşlık kazanmak için danışıklı/muvazaalı evlilik medeni kanunda tanımlanan evlilik birliğine temelden aykırı olsa da nikah akdi feshi için yeterli değildir ve geçerli evlilik sayılır. buradan hareketle her ikisi için dikkat çeken ortak nokta ''meşruiyet'' dairesinde korunan değerin olmasıdır. islamda da hile-i şeriyyenin hak çeşidi olduğu gibi batılı da vardır. caiz olan kadar caiz olmayanı vardır. yani öyle kitabına uydurma gibi bir durum yoktur. mesela kondomu taktın diye zinadan kaçınmış olmazsın. namaz kılmamak için vakit öncesi içki içemezsin. hep meşruiyet içinde bir yol arayacaksın ve şekil şartlarına riayet edeceksin. üç talakla boşadığın eşinle yeniden evlenmek için güvendiğin arkadaşını hülleci tutamazsın, çünkü boşadığın kadın fiili bir evlilik geçirip boşanmak zorunda. çocuğunun miras payını artırmak adına ölüm döşeğindeyken karını boşayıp da mirastan mahrum bırakamazsın. peruk taktın diye tesettür farizasından kurtulamazsın. nisab miktarını düşürmek için sürekli borçlanamazsın. oruç tutmamak için 80 günde devr-i alem turuna çıkamazsın...
hesabın var mı? giriş yap