• kişinin subjektif hakkının hukuken himayesi bağlamında mahkeme kararına muhtaç bir konumda bulunmasını ifade eder.
  • biraz soyut bir kavram olmakla birlikte, ortada bir sübjektif hak olmalıdır bu subjektif hakkın korunması için başvurulan yol hem gerekli hem de yeterli olmalıdır. bir kaç örnekle konuyu somutlaştırmak gerekir: eda davasının açılabileceği hallerde tespit davasının açılmasında hukuki yarar yoktur. zira eda davası kabulü halinde de reddi halinde de tespit hükmü içerir. alacak belirliyse bunun için belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar yoktur. diğer bir örnek: noterde düzenlemiş senede bağlı bir alacağınız varsa ve bununla ilgili alacak davası açmanızda hukuki yarar yoktur. zira noter şeklinde düzenleme senetleri ilam niteliğinde belge olup(iik 38. m), ilamlı icraya konu olabilir. ayrıca hukuki yarar hmk 114. madde kapsamında dava şartlarından olup, süreyle tamamlanması mümkün olan bir dava şartı değildir. hukuki yarar yoksa davanın usulden reddedilmesi gerekir.
  • medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır
  • davacının hakkını elde edebilmesi ve kendisine hukuksal koruma sağlanabilmesi için, gerçekten mahkeme kararına muhtaç bir konumda bulunması halinde onun dava açmakta hukuki yararı olduğu kabul edilir.

    hmk m. 114'ün h bendinde hukuki yarar dava şartları arasında sayılmıştır. yani bir davayı açmada hukuki yararınız yoksa dava esasa girilmeden usulden reddedilecektir.
hesabın var mı? giriş yap