• ülkemizde çok da mühim olmayan bir konu. insan kaynakları gibi sikindirip bir bölümün en sikindirik derslerinden biridir. kaynakta, ortamda ve hedefte alınabilecek tedbirlerin kanunen korunduğunu anlatıyor ama boşa anlatıyor, kim uyuyor ki?
  • genel maden işçileri sendikası'nın mart 2010 'da zonguldak kömür havzalarında bu konuya dair hazırladıkları rapor vardır. (bkz: http://www.telgrafhane.com/…alarveraporlar/gmis.pdf)
  • iş müfettişlerinin her an topun ağzındaki sözleşmeli çalışanlar haline getirilmesiyle patron barbekülerindeki et parçası haline gelen kavram.
  • o kadar acıdır ki. işe girersiniz. adam sigortanızı bile yatırmayı büyük bir iş sayar. sigortalı bir işim var diye sevinirsiniz ancak patronunuz nedense senenin yarısında sigortanızı yatırmayı unutmuştur. sanki kendi tutuyor muhasebesini. başındaki ustanızı defalarca uyarırsınız inşaatın dördüncü katında işçilerin geçmesi için koyulan tahta engel çürüktür, bir insanı taşıyamaz diye. kimse sallamaz. biri yeni doğmuş ,hastalıklarla boğuşan ve 1,5 sene sonra ölen diğer ikisi de okumaya çalışıp üniversiteye hazırlanan 3 çocuğunuz vardır. çıksanız çıkamazsınız, iş bulsanız bile arada geçecek zamanda küçücük bebeğiniz ölebilir. ve acı son gerçekleşir 4. kattan düşüp 2 ay komada kaldıktan sonra ölürsünüz. karınız 1 sene psikolojik destek alarak ancak devam edebilir hayatına, küçük kızınız ölür, iki çocuktan biri bunalıma girip okulu bırakır diğeri de evlenesiye kadar neredeyse evinden dışarı çıkmaz.

    (bkz: benim dayım böyle öldü)

    patronunun vicdan yaptığını zannettik 5 sene çalışıyormuş gibi maaş ödedi yengeme. dava açılmasın diye yaptığından adım gibi eminim oysa. ancak malesef bu patronun maaş ödediği 2. aile olarak hiçbir zaman ödenen 3 - 5 bin tl ne kuzenlerime fayda sağladı ne ölen küçücük bebeği getirdi ne de yengem o günden sonra bir daha mutlu oldu. dayımdan kalan tek hatırası olan kedilerine 4 nesildir bakıyor kadıncağız.

    tuzladaki zonguldaktaki adamlar da okuyorlar bu gazeteleri, farkındalar her şeyin ama biliyorlar ki dayım gibi olabilirler ya da işsiz kalabilirler.

    işçileri eziyorlar, ezecekler, buna dur demenin bir yolu da yok malesef. çünkü insanlar mecbur. üniversite mezunu olsun olmasın, belli bir yaşa gelmiş pek çok insan bir iş sahibi olup kendi ayakları üzerinde durmak zorunda ve itiraz edeceği bir konu olduğu anda onun yerine çalışabilecek bir sürü insan var.

    devlet ne yapar, sosyal plan yapar. bu devletin şu kadar şu bölüm mezunu adama ihtiyacı var der ona göre bir sistem getirir. her ile bir üniversite açarsan her ilden işsizleri garantilemiş olursun. diğer insanlar da hayatlarını 25-30 yaşından sonra değil de daha erken yaşlarda devletin okullar aracılığıyla yönlendirmesiyle kurmaya başlarlar. edinecekleri tecrübe ile tüm ara eleman ihtiyacı karşılanmış olur. ama sen zorla herkesi mühendis, doktor, mimar, avukat yapacağım diye tepinirsen aradan 10 sene geçer inşaat işçisi doktor, maden işçisi avukat, taksi şoförü mühendis yapmış olursun. sonra eline ne geçer? ne iş olsa yaparım diye dolanıp sosyal hak, sağlık, güvenlik gibi konuları bana bişey olmaz diye geçiştirip düşük maaşa çalıştırdığın adamlar.

    fena mı olurdu yani maden işçiliği için bi okulun olsaydı da toplam 1000 mezun verseydin ve bunlardan başka kimseyi çalıştırmalarına izin vermeseydin. o zaman işçiler çıkıp diyebilirler ki bana hak ver bana güvence ver. anayasa, kürt sorunu felan değil bizim meselemiz. bizim meselemiz insanımıza değer vermemek ve onu daha da değersizleştirmek.

    neyse hem çok sinirliyim hem de duyguluyum. sözün özü, bu sistem bu eğitim mantığı mevcutken kimse işçilerin sağlığına, güvenliğine bakmaz. ölen 2 gün haber olur sonra unutulur gider.
  • bazı mühendislik bölümlerinde seçmeli derstir.
  • turkiye`de yapilamamasi icin devlet, isveren ve sendikalarin isbirligi icinde calistigi is koludur. universitelerin jeoloji, maden, cevre muhendislikleri gibi mezunlarina maddi ve kariyer acisindan pek bir sey vaad edemeyen bolum mezunlari genellikle bu is kolunda calisir. devlet yanlizca universitelerin muhendislik bolumunden mezun kisilere bu is icin calisma sertifikasini verir. devletin osha yada nebosh gibi kendine ait tum alanlari kapsayan kurallari olmadiktan sonra neye gore verir, o da ayri bir konudur.

    turkiye'de malesef tam anlamiyla işçi sağlığı ve iş güvenliği yapmak imkansizdir. cunku iscinin sagligini korumak icin oncelikle kanunlarin ve devletin isci sagligi ve guvenligi uzmanlarini korumasi, gerekirse yaptirimlarla destek vermesi gerekmektedir. uluslararasi bir kuraldir; is guvenligi esittir para. is yerinde calisanlarin guvenligini saglamak icin is guvenligi icin ayri butce, is gucu ve zaman (ki kendisi esittir nakit) ayirmak gerekir. is bu nedenle bizim isverenlerimiz is guvenligi konusunda oldukca isteksizdirler.

    peki elin gelismis memleketlerindeki isveren cok mu mal? neden parasini bu tur zarar islere harciyor? iste burada isin icine devlet otaritesi giriyor. devlet koydugu standartlar, yaptigi denetimler, caydirici yaptirimlar ve tesviklerle isvereni ve isciyi belli standartlar icerisinde tutar. peki isverenin bundan kari nedir? calisma yerinde iscilerin sagligini, guvenligini ve rahatini saglayan bir isverene bunun pozistif anlamda donusu; isci verimliliginin artisi, banka kredilerinde avantaj, devlet tesfikleri, vergi indirimleri, ihalelerde onceliktir. tabiki isverene bu ortami saglayacak olan etkenler sosyal devlet, kurulus amacina uygun calisan sendikalar ve sivil toplum orgutleridir. yani bizde olmayan, mevcut kafa yapisiyla da asla olamayacak etkenlerdir.
  • (bkz: ohsas)
  • ölenlere nasıl öldüklerini soramıyoruz bile diyebilen bir devletin, cok da sallandigini zannetmedigim kavramdir.

    turkiye de, 1 seneden uzun bir sure insaat sektorunde, hatta isin mutfak kismi olan santiyeler de calistim.su an yurtdisindayim ve sunu rahatlikla soyleyebilirim ki safety, yani guvenlik anlaminda inanilmaz gerideyiz. alay ettiginiz o 3.dunya ulkeleri varya, bizden fersah fersah ilerideler.

    yapi denetim ya da bayindirlik gelmeden cekilen guvenlik seritleri mi dersin, insaatlarin girisine asilan guvenlik tabelasinda ki ekipmanlarin hic birinin kullanilmiyor olusu mu dersin.hatta baret, eldiven, bot gibi temel koruyuculardan kimsenin haberinin dahi olmamasi bile yetmez mi? mutaahit in elinde sigarasiyla eheh garet mi seklinde ki sorulari azicik fikir verir sanirim.ekipmanlari da gectim, yirtik kotla,ayagin da hamam terligiyle, ustu ciplak demir baglayan yanik tenli kisi , akillariniza gercek bir insaat iscisi fotografi getiriyor degil mi?

    bu ulke de insanin hicbir degerinin olmadigi, yillardir bir gercek.insanin degersiz goruldugu bir ortamda ; orta sinif olarak gecmesi gereken, ama ulkemiz de alt sinif olan iscilere de insan muamelesinin yapilmasini beklemek de yanlis olur zaten.

    olen maden iscileri, tersane iscileri ,dun de avm insaatin da yanarak olen 11 tane isci. ve geride kalan aileleri..bu iscilerin hangi sartlar da calistiklarini hic merak ettiniz mi? azicik da olsa akliniza gecmistir canim o kadar da degil.ama en fazla 2 sn, sonra hemen konuyu degistirmek lazim degil mi? siz sicak koltuklarinizda dizilerinizi izlerken, patronunuza yavsaklik yapacagim diye dort donerken onlar;

    sabah 7 aksam 7 durmadan calisiyorlar, kalacak yerleri zaten malum. cadir ya kaba insaata atilmis 2 yorgan dosek.kac kisi kaldiklari mechul.sigortasi yapilan digerine, hava atiyor benim sigortam var diye. asgari ucret icin, canini disini takip ailesine gondermeye calisan zavalli yurdum insanlari.ordu dan gelmisler sivas tan gelmisler..

    vahsi kapitalizm bu sekilde ilerlemeye devam ederse, sizin devletiniz de, isciye, calisanina, emek verenlerine karsi gozunu kapatmaya devam ederse bu cikan canlar tabi ki son olmayacak.boyali basiniz da uc gun durur sonra puff.olen bu canlar, kanli ellerinizin arasindan akip gidiyor.

    biz sistemin yanlisligi icin dort donerken,akp iktidarinda resmen politika haline gelen ve basarili olunan sinifsiz/bilincsiz/sendikalasmanin vatan hainligi oldugu algisi, girla devam etmektedir.

    bu sartlar altinda is ve isci guvenligi icin bakanlikta kpss ile yeni kadrolar acilip, yeni sakirt takviyeleriyle tum sorunu cozeceklerinden eminim.
  • iş güvenliğini yeterli bulmayan işçiler yeni yasaya göre sözleşmelerine rağmen işi bırakma yetkisine sahiplermiş. yeterli olmasa da sevindirici bir gelişme.
hesabın var mı? giriş yap