• basrolunde daha once adini duymadigimiz ben tibber in oynadigi ve ona maria bonnevie ve jim caviezel in eslik ettigi ; yetim bi cocugun* ozgurluk mucadelesini anlatan hos bi film.
  • -which one of you is david?
    -i am david!
    -no i am david..

    (bkz: daha gider bu)
  • (bkz: i am sam)
  • paul feigin yönetmenliğini yaptığı 2003 çıkışlı güzel bir drama.1950'li yıllarda bulgaristan'da bir toplama kampından korkularına dur diyerek kaçan 12 yaşında bir çocuğun geçmişinden umutlarına sarılı kaçışı anlatılıyor.toplama kampı psikolojisinin oldukça etkileyici şekilde yansıtıldığı bu filmde gülmeyi dahi bilmeyen bir çocuk var, bu nedenle dahi izlenebilir bir film.
  • 1950'li yıllarda bulgaristanda bir kampta tutulan david'in özgürlük mücadelesini anlatan bir film.

    --- spoiler ---
    küçük bir çocuk olan david nasıl oluyorda kampta farklı insanlar tanışması neticesinde o kadar iyi italyanca öğreniyor anlamadım. anlamadığım bir noktada bu kampta insanlar bir birleriyle italyanca mı konuşmaktadır hep.
    --- spoiler ---
  • çok etkileyici bir yüze sahip olan ben tibber yani david'in kamptan kaçarken yanında sadece bir pusula, yarım ekmek ve tüm kıta boyunca taşıması gereken mühürlü bir mektup vardır.gülümsemeyi hiç bilmeyen david'in yol boyunca inandığı tek cümle ölen bulgar arkadaşının ona söylemiş olduğu "kimseye güvenme david. hele hele yabancılara asla"dır.bulgaristan'dan başlayıp danimarka'ya kadar süren yolculuğu sırasında david, cesaret, güven ve umudun gerçek anlamlarını öğrenir.

    --- spoiler ---
    bir alman subayı, aşık olduğu evli bir bulgar kadının ailesinin dağılmasına neden olur.kocasını öldürtür, tek oğlunu da başında olduğu çalışma kampına kapatır.kadının danimarka'ya kaçmasını sağlar.david annesi ve babasının öldüğünü sanmaktadır.kampta, ona kendisi gibi tutuklu bir bulgar genci yardımcı olur.bir gün david komutanın masasının üzerinden bir kalıp sabun çalar.komutan bu sabun hırsızını yakalayıp kurşuna dizmek ister.tüm mahkûmları sıraya dizer ve hırsızın ortaya çıkmasını söyler.david tam yakalanacağı sırada arkadaşı sabunu david'in elinden alır ve sanki kendisi çalmış gibi komutana bakar.bu ölümün ardından david, komutanın yardımıyla kamptan kaçmaya karar verir ancak komutanın tek şartı vardır: david, yunanistan, italya ve isviçre üzerinden danimarka'ya gitmelidir.david'e danimarka'ya ulaştığında açması koşuluyla bir zarf verir.bir de çantanın içine biraz ekmek, bir pusula ve sabun koyar.bu yolculuk çeşitli insanlarla karşılaşarak david'in annesine ulaşmasına kadar sürecektir.david yol boyunca hep kötülük göreceğini, herkesin onu alman askerlerine vereceğini düşünürken italya'daki bir fırıncı hariç, yoluna çıkanların hepsinden karşılıksız sevgi ve yardım görür.
    --- spoiler ---
  • gülmeyi beceremeyen bir çocuk nasıl olur sorusuna cevap arıyorsanız bu film tam size göre. filmin bazı yerleri yeterli derecede tatmin etmese de genel olarak bakıldığında başarılı bir yapıt denilebilir. tabi ki bunda 1990 doğumlu ben tibber'in rolü büyüktür. etkileyici bir anlatımı var filmin. ama sonu daha etkileyici olabilirdi kanımca.
  • bu filme çok benzeyen başka bir filmle karıştırdığım film.adını bulamadım o filmin ama çocuk bi şekilde isviçreye ulaşıyodu.ezberlediği bir şifre vardı ve bunu o banka müdürüne söylediğinde serveye kavuşuyordu.satranç oynuyodu çocuk falan filan.bi bulduruver be sözlük.
  • ı am david, ikinci dünya savaşından sonra avrupa'daki toplama kamplarının birinden, johannes isimli tek arkadaşının yardımıyla kaçan david'in, çoğunluğu kötü olan insanlığın arasından danimarka'ya ulaşma gayretini izlediğimiz bir film.
    david küçük yaşlarından beridir bulgaristan 'da kampta kalmış, insanların kötülüğüne maruz kalmış, anne babasının akıbetini bilmeyen, tek dostu babası gibi sevdiği johannes olan ve onunda yardımıyla bir fırsatını bulup kaçan bir çocuktur. böylece david, johannes 'in talimatları doğrultusunda elinde pusula önce selanik' e geçecek, ardından italya 'ya giden bir gemiye sızacak ve italya'dan da doğruca kuzeye danimarka'ya ulaşacaktır. ne var ki insanlar kötüdür, david ise normal bir çocuk değildir ve acılı yüz ifadesi nereye gitse dikkat çeker.
    film önceden izlediğimiz benzer filmler gibi değil. yani bir yolculuk var ve çocuk bu yolculuktayken izleyici olarak geriliyoruz, gideceği yere ulaşamayacak yada kampa geri dönecek diye korkuyoruz. kendisine yardım edenin akıbetini, çıkını kimin verdiğini ve gittiği yerin neden hedefi olduğunu merak ediyoruz.
  • kesinlikle şuan yüzlerce film izlemiş olmamın en büyük temelini atan film. küçük yaşta televizyonda bir kanalda denk gelmiştim. bir film bu kadar mı etkileyici olur? hem bitmesin isteyip hem de sonunu o kadar çok merak ediyordum ki. film izleme hastalığına bulaştığım ergen yıllarım da aklıma gelmesiyle, uzun yıllar sonra tekrar izledim ve en sevdiğim filmlerden biri ilan ettim. şimdi ise, bulunduğum üniversitede sinema kulübü başkanlığı yapıyorum ve en sevdiğim 10 film içinde sayarım efendim.
hesabın var mı? giriş yap