• aşık hüdai'nin sözleri kadar da güzel bir ezgiyle bestelenmiş eserinden bir dize.

    ya çekemeyecekleri çilenin odası*na da girmeyecek kadar kendini bilir*, ya da kalkıştığı aşkı taşıyacak kadar cesur olan, ilk dikende ah demeyecek gönüllere ithaf olunarak, plastik çiçek konfor ve huzurunda sahici gül kokusu ve lezzeti ol(a)mayacağının ayırdındaki aşıklara:

    gönül, çalamazsan aşkın sazını
    ne perdeye dokun ne teli incit
    eğer çekemezsen gülün nazını
    ne dikene dokun ne gülü incit

    bülbülü dinle ki gelesin coşa
    karganın nağmesi gider mi hoşa
    meyvesiz ağacı sallama boşa
    ne yaprağını dök ne dalı incit

    bekle dost kapısın sadık kul isen
    gönüller tamir et ehl-i dil isen
    sevda sahrasında mecnun değilsen
    ne leyla’yı çağır ne çölü incit

    rıza ya razı ol hak ka kailsen
    ara bul mürşidi müşkülde isen
    hakikat yolcu değilsen
    ne yolcu eğle ne yolu incit

    gel haktan ayrılma hakkı seversen
    nefsini ıslah et er oğlu ersen
    hüdâi incinir inciten dersen
    ne kimseden incin ne eli incit
  • "eger cekemezsen gulun nazini,
    ne dikene dokun ne de gulu incit"

    misralarini gecenlerde bindigim bir minibus'un on caminda gordum. ogrendik ki asik hudai'nin bir eserinden dizelermis.
  • (bkz: aşık hüdai)
hesabın var mı? giriş yap