• zamanımızın en önemli düşünürlerinden birisi olan giorgio agamben' in kanımca politik sistemler ve kuramsal düzlemler açısısından son derece önem taşıyan bir eseri: istisna hali (stato di eccezione: dilimize istisna hali adıyla kemal atakay tarafından kazandırılmıştır - otonom yayıncılık). walter benjamin ve carl schmitt gibi parlamenter sistemlerin yapısı ve çıkmazları konusunda iki farklı düşünürün araladığı konumlardan hareket ediyor agamben. içinde bulunduğumuz çağın siyasi varoluş alanını, kamusal yapısını ve hukuksal biçimlerini bir arada-kalmışlık ve hukukun kesintiye uğraması açısından ele alırken, günümüz dünyasında yasasızlık halinin, yasal düzenler varlık alanında geçerli görünürken bile, nasıl bir süreklilik hali aldığını vurguluyor eser.

    eserde "siyasal olarak hareket etmek ne demektir" sorusu temel bir önem kazanıyor. sorunun yanıtına giden yolda kamu hukuku ile siyasal olgu ve hukuk düzeni ile yaşam arasındaki ara bölge inceleniyor. istisna hali kavramı özellikle batının modernist yaklaşımları ve demokrasi tarihi göz önüne alınarak incelenirken, kavramın özünü bu noktada agamben için siyasal düzenin devamının sağlanması, varoluşunun güvencesi için hukukun askıya alınması oluşturuyor. siyasal belirsizlik ve kriz durumlarını örnek olarak alabiliriz bu kesintiye uğrama açısından. bu kitabın türkiye' nin siyasi ve askeri tarihi açısından da önemi fazlasıyla büyük, darbelerin, çok partili döneme geçiş denemelerinin, daha da geriye gidersek mutlakiyet, meşrutiyet ve cumhuriyet arasında gerçekleşen mücadelenin ve sonuçlarının "istisna hali" kavramıyla çok yakından ilişkisi var benim düşünceme göre.

    agamben eserde, kuramsal düzlemle tarihsel pratiği birbirleri üzerinden okuyor. biz de bu kavramla egemen ve hükmedilen ilişkisi, yasa ve padişah iradesi ilişkisi açısından bir çok noktayı aydınlatabilir ve çözümleyebiliriz. özellikle son dönemlerde özgürlük savunucusu kesilen liberal kesimlerin bazı şeylerin dünya tarihinde ve gerçeklik düzleminde hiç de sanıldığı gibi işlemelediğini anlamaları gerek. reel politika ve hukuk ilişkisinin aydınlığa kavuşması ve hepimizin dilediği daha özgür, daha adil, daha kültür zengini ve çoğulcu bir dünyanın gerçekleşmesi için öncelikle liberalizm bile olsa sözkonusu ideoloji hiçbir ilkenin kendisinden dünyayı çıkarsamaya hakkı olmadığını bilmemiz gerekiyor. bütün her şeye o tek ilkeden bakmamayı öğrenmeliyiz, yoksa hiçbir zaman dünyayı olduğu haliyle anlamak mümkün olmayacak ve gerçeklik ile aramızdaki duvar aşılamayacak. özgürlüğün temel olduğu bir ideoloji bile ( ki bu aslında sadece görünüşte böyledir çoğunlukla) özgürlük anlayışının kendisini köleleştirmemeli, sığlaştırmamalıdır. hegel' in dediği gibi tarih tutkular alanıdır, ancak geçmişte kalan rasyonel yanlarıyla alınıp çözülebilir, felsefe ancak griyi gri üzerine boyar, agamben' in burada ayırıcı farkı ele aldığı istisna hali kavramının yaşamımızın içlerine kadar çoktan sızmış olduğu düşüncesi. burada tabi foucault' un hakikat ve iktidar ilişkisi, tahakküm alanları analizi gibi bir çok şeye kavramsal bakış ve algı açısından agamben' in de yaklaştığını söylersek abartmış olmayız, yani bu eserde modernizmin bir eleştirisi alttan alta özellikle son dönem fransız düşüncesine benzer bir şekilde işlenmektedir diye düşünüyorum. zira devletin ve hukukun meşruiyetini sağlayan güç ilişkilerini incelemeye alırken agamben, perdenin arkasında oynanan oyunu bize göstermeyi denemektedir. kavramın kendisi ve eserin kendisi için daha ayrıntılı bir incelemeyi sonraya bırakalım şimdilik...
  • istisna hali. giorgio agamben 'in otonom yayıncılık tarafından basılan en son kitabı. kitap italyancadan türkçeye çevrilmiş. orijinal adı: stato di eccezione imiş. kitabın otonom tarafından yazılan sunuş yazısında şöyle diyor:
    "verona üniversitesi felsefe bölümü'nde öğretim görevlisi olan giorgio agamben, istisna hali kitabını bush'un emriyle irak'ın işgal edilmesinden sonra yazar. bu işgalin gerçekleşmesinden yola çıkarak, batı siyasal pratiğinde demokrasi ile totalitarizm arasındaki ince çizginin, antik yunan'dan roma imparatorluğu'na oradan da nazizme ve günümüze değin uzanan, tarihsel gelişiminin izlerini sürer. temel sorusu "siyasal olarak hareket etmek ne demektir?" sorusudur. bu soruya yanıt ararken, "kamu hukuku" ile "siyasal olgu" ve "hukuk düzeni" ile "yaşam" arasındaki ara bölgeyi inceler. istisna hali kavramı tam da bu ara bölgenin tanımlanması anlamında önemlidir...."
  • siyasetle hukukun iç içe geçtiği, bazı bazı da körleştiği flu hatta kör noktalara, dolambaçlı, dolaylı ve birbirini değilleyici veya doğurucu mantık yürütmeler üzerinden kafa tutuyor giorgio agamben. eserde, korunmuş demokrasi, iradi sıkıyönetim vb. birçok yeni kavram sayesinde, günümüz sert kabuklu, buyurgan devletinin (evet, sondaki t tınlıyor) kodlarına dair, paradoksal olsa da, cevaplar bulmak kabil. bir zamanların ceberut devleti türkiye'nin avrupalı hocalarına kıyasla pek de öyle haşin olmadığını, aksine, avrupa devlet ve hukuk anlayışının örnek alınması halinde karşılaşacağı olası sorunların devasa boyutunu göstermesi açısından da önemli bir eser. değinilmiş: çalışmasında, walter benjamin, foucault ve derrida'nın da kapısını çalan yazar, türkçeye önce "istisna hali" sonra "olağanüstü hal" isimleriyle çevrilen bu metni, 'bush amerikası'nın tırnak içindeki küresel teröre karşı açtığı savaşın ardından kaleme almış; bu bakımdan, övgüyü daha bir hak ediyor. çalışmadan şu sonuç çıkıyor: adalet için: siyaset > hukuk

    estetik hamiş: yazar, bu ay, monokl yayınları'nın davetlisi olarak 'modernizm'i konuşmak için şehr-i istanbul'a uğruyor. anarşist (t bu sefer gümbürdüyor) babaya bi el ense çekilir, gözlerinden öpülür.
  • verona üniversitesi felsefe bölümü öğretim üyesi giorgio agamben tarafından yazılan, mart 2018'de ayrıntı yayınlarınca istisna hâli adıyla basılan kitapta roma'dan günümüze olağanüstü hâl kavramı ele alınmaktadır. bu kapsamda siyaset ile hukuk arasındaki ilişki üzerinde durularak günümüzde istisna hâlinin kural hâline geldiği, istisna hâlinin artık bir yönetim tekniği olarak kendini gösterdiği ifade edilmektedir. her ne kadar 111 sayfa olsa da okunması ciddi bir sabır ve dikkat isteyen bir kitap.
  • kitabın ikinci bölümü özellikle schmitt üstünde dururken schmitt'e ek veya açıklayıcı bir şey söylemez (veya benim için söylemez zira schmitt scholar olmak gibi bir derdim vardı bir zaman. bir de almanca öğrenebileydim iyiydi, çeviriyle adamı ne kadar anlayacağım muğlaktı nihayetinde ya, ingiliz çevirmenler bizimkilerin onda dokuz buçuğu gibi götveren değil şükür, en azından "biraz" anladım herhalde).

    agamben aslında özetle şunu diyor: yasal olmayanı yasal hale de getirebiliriz, bu sayede ortalığın anasını ağlatabiliriz. fakat bunu yapmak için 88 sayfa yazmaya gerek yok zira schmitt bunu hastası olduğum bir cümleyle tertemiz özetlemiş:

    every norm presupposes a normal.

    benim bu cümleyi alıntılama ve kullanma şeklimde belirtilen norm sosyolojide kullandığımız normdan daha geniş bir anlama sahipse de schmitt de, agamben de norm derken hukuk normlarından bahsediyor.

    ha norm nedir? standart olan, sıradan olan, alışıldık olan, bilindik olan. yani misal akşam karanlığında güneş gözlüğüyle gezerseniz norm dışı bir harekette bulunursunuz. ne bileyim türkiye'de çayınıza şeker yerine süt katarsanız norm dışıdır. gibi gibi.

    o hesap, schmitt diyor ki normal yoksa norm da yok. norm yoksa da bizim her türlü beklentimiz tıraş zira beklentilerimiz başka bir olağan durumda kaldı. şimdiki olağan durum farklı. ondan eskiyi unut, şimdiye bak. şimdi yeni normlar üretiyoruz.

    -

    agamben tamam, ufkunuzu açmıştır. ne bileyim, adamın başlığına baktım da oo gezi zamanı daha bir anlamlı oldu, oo dayıya hayran oldum, oo istese bir kere veririmler filan havada uçuşmuş. tamam kitap boktan değil de bu seksen sekiz sayfayı okuyacağınıza üstüne az daha koyup konsept of di politikılı okusaymışsınız demek ki mezarını eşip kafatasıyla fotoğraf çektirir, evini hac merkezi yaparmışsınız schmitt'in.
hesabın var mı? giriş yap