• how are you?
    fine thanks and you?

    hepmizin ezberlediği kalıptır
  • mehmet ve emrah adlı 2 arkadaşım,, çeşme veya benzeri bir tatil yöresinde turist kızlara asılmaktadırlar.. emrah'ın ingilizcesi göreceli olarak daha iyidir..
    şu şekilde turistlerle tanışırlar..
    emrah kendini göstererek
    -my name is emrah
    sonrada mehmeti eliyle göstererek
    -my name is mehmet der..
    işte bu türk iniglizcesidir..
  • okey sii yu latir, hev e fan!
  • (bkz: ingilazca)
  • "ahmet is twelve years old. he is student in ortaokul. he is going to his school by dolmuş"
    - '80'li yıllarda ortaokul ingilizce ders kitabından, elementary 1 -
  • bi italyan ingilizcesi bi rus ingilizcesi kadar belirgin olmasa da telaffuzunu duyar duymaz konuşanın türk olduğunu hissetmemek zordur.
  • why hi one why...
  • yurdum insanının okullarda zorla belletilen gramer kurallarına uymaya çalışarak ve kelimelerin üstüne basa basa konuşmak suretiyle bir cümle kurmaya muvaffak oldum derken ecnebinin paragraf döktüğünü görünce dumura uğrayıp cevap vermek için al baştan yaptığı bir tür dil...
  • "do you know french?" falan der kimileri, klasik "fransizca biliyor musunuz?" kalibini düsünüp..
    "thank you" denince "not at all.." cevabi vardir, you are welcome dururkene..

    bi de aksan yapmisizdir ki, esi emsali yoktur.. italya'da bir gece sokakta dis gönüsünden türklügünü belli etmeyen bir grup gelir ingilizce danisir:

    -"eheh, sorry. good evening, can you tell us where are the bars, restaurants?
    - this way, down the street.. (aksan, ha?) türk müsünüz?
    - aaaaa! evet! nerden bildiniz?
    - mmm*..."
  • telaffuzla beraber bir de turk dilinin muzigini ingilizceye tasimak vardir. intonasyon, cesitli harfler uzerindeki baski gibi -malesef cok iyi anlatmayi beceremedigim- seyleri turkce'den ingilizce'ye aktariveririz.* bu sayede nice turku mimlemisligim, turksun di mi demisligim vardir.
hesabın var mı? giriş yap