• colin farrell'in basrolunu oynadigi vietnamsiz vietnam filmi

    "babam, ordu insanlari tek yapar, ama onlardan hangisi oldugunu bilmezsin derdi.. fakat babam roland bozz'u tanimiyordu" cumlesi ile baslayan, ordu icinde ayrik olan bozz'un hikayesini anlatan film

    ayrica tigerland, vietnam'a gonderilmek uzere egitilen askerlerin son egitimlerini gordugu, vietnam sartlarinin simule edildigi egitim yerinin ismi..
  • savaşlı ordulu filmlerden pek hazzetmeme rağmen hoşuma giden film. gayet de gerçekçi. moviemax veriyo bu aralar. tavsiye ederim
  • 2000 yapımı, rollerini colin farrell, clifton collins, matthew davis, shea whigham, thomas gury, russell richardson ve cole hauser'ın paylaştığı, insanı otoritelere karşı isyana sürekleyen** film...
  • joel schumacher pek özel ilgi gerektiren bir yönetmen değildir. izlemediğim dört filmi vardı ve tigerland'de bunlardan biriydi. falling down, lost boys, 8mm ve phone booth tüm filmografisi içinde, "fena değil, olabilir" denilebilecek filmler. izlemeyen çok bir şey kaybetmez ama izlenmesi de enteresan durumlar, yerler, fikirler görmek için tercih edilebilir.

    tigerland'da çok ahım şahım bir film değil ama kötü bir film de değil. hiç savaş filmi izleyesim yokken, gaipten izlemeye başladığım anda, filmi bırakamadım. oldum olası, "arkadaşlık" temasına değinen filmleri severim zaten. filmin 16mm ve sürekli omuzda tutularak çekilmiş olması bir ayrıcalığı ve izleyeni hadiseye dahil edercesine kullanılan bu kamera, bağlayıcılıkta en büyük etken.

    colin farrell'ı pek sevmem, hatta tiksinirdim. bu filmdeki mimikleri, oyunu ile en azından nötrledi kendini bende. yalnız çavuş miter'i oynayan clifton collins jr'ı da, kendi adıma keşfetmiş bulundum bu filmle. mükemmel ötesi oynamış. her ne kadar oyunculuğuna doyulmasa da, mutlaka onun bulunduğu sahneleri tekrardan izlemek gerekli.

    ilk yarısı full metal jacket'in ilk yarısına öykünen bir "savaş filmi" olarak geçse de, ölü ozanlar derneği'ni izlercesine, tercih edilebilir ve herkeste bir yerlere, bir şeylere dokunacaktır mutlaka.
  • turkceye "cehennemin ortasinda" olarak cevrilmis film.
  • öğrencilik zamanımda arkadaşın vcdciye gidip savaş filmi diye getirdiği ve dumur olduğu-ki o vurdulu kırdılı birşey beklemişti- daha çok askerlerin psikolojisini baz alan film.oldukça başarılı.bulunup izlenmeli.
  • cok hos bir seks sahnesi barindiran,monoton anlatimi ile sizi etkileyebilen,colin farrelin iyi oyunculuyla izlenmesi gereken bir film.
  • her ne kadar bozz gibi karakterlerin filmlerini hayranlıkla izleyip kendimizden bir parça bulduğumuza inansak da gerçek hayatta sevmeyiz böyle tipleri. etrafımızda olanları zamanla uzaklaştırırız hayatımızdan. ama uzaktan takip etmekten de geri kalmayız. hata yapmalarını bekleyip 'ben demiştim' demek için kendimizi ve kendi seçtiğimiz yolu kendimize haklı çıkarmak için uğraşırız. onların düşüşlerinde ararız mutluluğu. bir ömür boyu bozz kendisiyle, biz ise onunla uğraşır dururuz. hem yapamadıklarımızı yaptığı için hem de geçmişteki pişmanlıklarımızı hatırlattığı için sevmeyiz onu. fakat film ve kitap kahramanlarına laf ettirmeyiz. böyle de çelişiriz kendimizle.

    filmin kahramanı bozz karakterinin bir benzeri için;
    (bkz: kızıla boyalı saçlar)
    (bkz: luis)
  • izleyip beğendiğim savaş filmi. film vietnam savaşı sırasında geçiyor ama tamamiyle hikayesi abd’de yaşanıyor. filme savaş filmi denilebilir ancak düşman yok. filmde sadece amerikan askeri görüyoruz ve en önemlisi amerikan askerini amerikan askerine karşı görüyoruz.

    bence wilson karakteri milliyetçi, savaşa bilerek giren, ancak gururu incinen ve gururu incindiği için de cinnet geçiren abd ordusunun bizzat kendisi.

    ve bozz karakteri savaş istemeyen, savaşta bulunmayı seçmeyen, sağduyulu amerikalıyı temsil ediyor.

    film güzel, tavsiye ederim. 7,5/10
  • değer görmemiş, sinema tarihinin tozlu raflarına itilmiş bir joel schumaer filmi.

    savaşın neden olduğu duygusal hasarları sert dille irdeleyen film, senarist ross klavan'ın gerçek yaşam öyküsüne dayanıyor.

    vietnam savaşına katılan klavan'ın askerî düzen içindeki yaşadığı acımasızlıkları günü günü not ettiği günlüğünden esinle oluşturduğu filmin başrolünde ingiliz aktör colin farrel yer alıyor. (farrel'ı dünya sinemasına kazandıran filmdir aynı zamandn)

    filmi, belgesel hissi yaratması için 16 mm tekniğiyle çeken schumaer'ın, oldukça mütevazi bir bütçeyle ortaya harika bir iş çıkardığını söylememiz gerekiyor.

    filmin vermek istediği en güçlü mesaj, 60'ların ortası ve 70'lerin başında amerikan ordusun alınan genç askerlerin çoğunun aslında kesinlikle orada olmak istemedikleri yönünde.

    filmdeki sözlü tacizlerin hiç de abartılı olmadığını belirtelim.

    filme adını veren "tigerland"in piyadelerin, "ölüm cehennemine" gönderilmeden önce eğitim gördükleri son yerdir.

    en sevdiğim ve akılda kalıcı sahne; bozz (colin farrell) ile paxton'ın (matthew davis) konteynır üzerine çıkıp 8 metre yükseklikten yere bir türlü atlayamadıkları sekanstır. amaçları bacaklarını kırarak savaşa, vietnam cehennemine gitmemek.

    ancak insan bedeni hayatta kalmaya, kendisini acıdan uzak tutmaya o derece programlı ki iç güdüsel olarak korunma ihtiyacından dolayı ikisi de bir türlü atlama cesareti bulamadı.

    jack londan'ın martin eden kitabındaki son sayfayı okursanız (denize açılıp intihar etmeye çalışıtğı yer) yukarıdaki sahnede ne demek istediğimiz daha net şekilde anlayacaksınız.
hesabın var mı? giriş yap