• yvan le moine'in 25. uluslararası istanbul film festivali'nde gösterime giren aynı zamanda uluslararası yarışma bölümünde de yarışan filmidir. yönetmen, michel tournier'nin romanından serbest bir uyarlama yapmış. ben çok beğendim. ellerine sağlık olsun. özellikle philippe nahon'nun yüksek performansı dillere destandı. film bildiğimiz robinson crusoe hikayesinden yola çıkmış bir iç karıştırma yolculuğu. comédie française'in ünlü ve popüler oyuncusu philippe de nohan ekibiyle gemiye atlar ve turneye çıkar. gemi fırtınada kaybolur ve ıssız bir adada karaya oturur. gemideki herkes ölür, tenn hariç. ömrü boyunca geçerli bildiği tüm değerlerini, yeteneklerini tek tek yitirmeye başlayan philippe giderek bir vahşi mi olmaktadır, insan mı? güdülerimizden sıyrıldıkça bizi insan yapan hasletlerimize mi yaklaşırız? yvan le moine'in cevaplamayı denediği sorular bunlardı.

    film yönetmenin katılımıyla başladı, bitti. festival komitesine bildirmeliyim ki, finalde yönetmene eşlik eden basiretsiz çevirmenin kulaklarını çekiniz.

    soru: acaba yönetmen robinson crusoe'dan etkilenmiş mi?
    çevirmen: acaba yönetmen robinson crusoe'dan etkilenmiş mi?
    cevap: eee... buna pek bişii diyemeyeceğim.. bla.. bla..
    çevirmen: buna pek bişii diyemeyeceğim diyor.. bla.. bla..

    ne desin adam? zaten geldi filmin en başında anlattı. filmin girişine de hayvan gibi yazmış "michel tournier'nin eserinden ve defou'dan adapte ettim" diye, ee?

    yvan le moine, salondan soru gelmeyince filmle ilgili kendiliğinden bir iki cümle kurmak istedi ve:
    - aslında beni bu filmde en çok etkileyen, philippe'in doğal yaşama intibak edişi, toprakla, keçilerle girdiği ilişkinin biçimi ve kendini yenileme şeklidir.

    çevirmen konuşmayı açıklıyor:
    - yönetmen bu filmde en çok philippe'in keçilerle ilişkisinden hoşlanmış. yani öyle bişeyler söyledi.

    yuh!! ve dahi çüş!! ee, benim de nezaketimin bi sınırı var tabi..
hesabın var mı? giriş yap