• 1979 yapımı filmin hikâyesi 2122 yılında geçmekte imiş.

    kaynak
  • 40. yılı şerefine şimdilik kısa ama etkileyici 4 kısa filmi yayınlanan kült bilimkurgu.
    ne ilginçtir ki, ridley scott'ın köklerine dönerek seriye yeniden el atma girişiminden daha başarılı olan bu kısa filmlerin devamı da gelecek...
  • yönetmenliğini ridley scott'ın yaptığı, başrolünde sigourney weaver'ın oynadığı 1979 yapımı kült film.seri olarak başka yönetmenler tarafından devam ettirilmesine rağmen, ridley scott yapımı bu ilk film hepsini uzak ara geçerek tarihte ki stabil yerini alır.nostromo adlı uzay gemisi, görevini tamamlayıp dünyaya geri dönüş yolundayken başka gezegenden aldığı yardım çağrısına cevap verir ve akabinde olaylar gelişir.

    edit:imla
  • tatlı bir (bkz: atlanta rhythm section) parçası

    the sun just went behind a cloud again
    down crowded streets he walks alone
    he's a stranger out of place
    a number not a face
    and all day long, all day long
    he's feelin' like an alien
    feelin' like he don't belong
    have mercy, cried the alien
    help him find his way back home
    the feelin' that he feels he can't explain
    sunday, monday, tuesday, they're all the same
    he's lost and all alone
    a heart without a home
    standin like a statue in the rain
    now, now and then we all are aliens
    feelin' like we don't belong
    have mercy, cried the alien
    help him find his way back home
    feelin' like an alien
    he's feelin' like he don't belong
    have mercy, cried the alien
    help him find his way
    help him find his way

    edit: düzeltme
  • prometheus ve alien covenant'tan sonraki 3. prequel'ini ridley scott'ın yöneteceği film. şu anda senaryo aşamasında.
  • prometheus vizyona girmeden alien ile bir bağlantısı olmadığını iddia eden yapımcıların serinin üçüncü filmlerine verdikleri isim. *

    fena başlamayan ama kötü biten serinin ikinci filmindeki blok flüt sahnesi hala aklımdan çıkmış değilken sanırım bu filme hiç hazır değilim.
  • şaheserin 40. yılı şerefine hakkında bir şeyler karalamak boynumuzun borcudur. 1979 yılında çekilen bu bilim kurgu başyapıtı öyle bir filmdir ki filmin yaratcısı ridley scott bile alien filmleri açısından bu filmin üstüne çıkabilmeyi becerememiştir. 2010 yılından sonra çektiği prometheus ve alien covenant filmleri milyonlarca dolarlık bütçeleri ve barındırdığı birbirinden yetenekli oyunculara rağmen kalite anlamında ilk filmin yanına dahi yaklaşamamıştır. şimdi, ardından pek çok devam filminin gelmesine sebep olan ve bilim kurgu sinemasına damga vuran bu eşsiz sinema eseri hakkında ilginizi çekebilecek bilgilere yer verelim.

    -spoiler-

    filmin orijinal ismi "star beast (yıldız canavarı)" olarak belirlenmiş; ancak bu isim senaryo yazarları tarafından hiç beğenilmemiş. senaryoda sürekli "alien" kelimesinin kullanılması sebebiyle kimin aklına gelmişse gelmiş ve filmin adı "alien" olarak değiştirilmiş. bu gizemli ve yalnız ruhlu isim elbette ki filme daha çok uymuş.

    filmin yapımcılara tanıtımı aşamasında senaryoya şöyle bir not düşülmüş. "ıt's like jaws, only in space (jaws gibi ama uzayda geçeni)". biliyorsunuz spielberg'ün jaws filmi birkaç sene öncesinde büyük gişe yapmıştı. bu not belli ki yapımcıları ikna etmeye yetmiş.

    filmin bugünkü parayla bütçesi yaklaşık 15 milyon dolar kadardı. ridley scott'ın prometheus filminin bütçesi 130 milyon, alien covenant filminin bütçesi ise 97 milyon dolardı. demek ki neymiş, çok para harcamak filmi güzel kılmıyormuş.

    izlediğimiz o korkutucu alien bedenlerini, ressam h.r. giger kendisine ait necronom iv adlı tablodan esinlenerek oluşturmuştur. korkutucu tablo ancak filmdeki alien bedenlerinde göz bulunmamaktadır. ressam bunu, canavarı ruhsuz ve daha vahşi gösterebilmek için bilerek tercih etmiştir.

    dikkat ederseniz filmde yer alan uzay gemisi kadrosu bilim adamları ve entel dantel tiplerden ziyade kaba saba tiplemeli mavi yakalılardan oluşmaktadır. zaten yönetmen filminden bahsederken bu ekip için, uzayda görev alan kamyon şoförleri diye bahsetmiştir. aslında bu tercihin altında da, daha çok izleyiciye hitap etmek gibi parasal kaygılar yatmaktadır.

    alien kostümünün altında arz-ı endam eden oyuncu bolaji badejo isimli nijeryalı sıradan bir öğrencidir. kendisine, filmin çekim ekibinde yer alan biri, şans eseri bir barda denk gelmiştir. gerçek alien

    senaryoda hiçbir karakter cinsiyeti belirtilerek yazılmamış. anlayacağınız efsanevi ripley karakterinin cinsiyeti başta belli değilmiş. karakterin kadın olmasına son anda karar verilmiş. verilen bu kararla da sinema tarihine eşsiz bir kadın kahraman kazandırmış oldular.

    film perdeye yansımadan önce alien'ın kendisine hiçbir şekilde fragmanlarda yer verilmemiş. alien'ı, ilk defa beyaz perdede görmesi sağlanarak seyircinin daha çok etkilenmesi hedeflenmiş.

    alien'ın vücudunda dolaşan asidimsi kan mantıklı bir sebeple tercih edilmiş. mürettebatın, yaratığı kolaycana vurup öldürmemesi için böyle pratik bir çözüm bulmuşlar.

    filmde yer alan masumane kedimizden korku dolu oyunculuk anları yakalayabilmek adına sete köpek getirmeyi uygun görmüşler. kedinin, yaratığı görüp korktuğu sahnelerde kediyi korkutmak için bu köpek kullanılmış.

    ripley rolü için meryl streep düşünülmemiş değil; ama ridley scott bunu kabul etmemiş. o sıralarda streep, kanserden erkek arkadaşını kaybetmiş. filmde sürekli birilerinin ölüyor olması ve hayatta kalan tek kişinin ripley olması sebebiyle streep'in filmden rahatsızlık duyabileceği düşünülmüş.

    filmin meşhur yemek sahnesini izleyen herkes çok iyi bilir. yaklaşık bir saat boyunca beklediğimiz sahne artık gelmek üzeredir. yaratığı tam anlamıyla göreceğimiz sahne budur ve bizler bunu filmi ilk seyrettiğimizde bilmiyorduk. bizler gibi, göğsü parçalanan kane karakteri dışındaki diğer oyuncular da o sahnede tam olarak ne yaşanacağını bilmiyormuş. yaratığın bir yerlerden çıkacağı bilinse de bunun göğüsten fırlamak şeklinde olacağı kimseye söylenmemiş. yani o sahnede izlediğiniz tüm tepkiler tamamen doğal. hatta oyuncu yaphet kotto, o sahnenin ardından odasına kapanmış ve bir süreliğine kimseyle konuşmamış.

    son ilginç bilgi de benden gelsin. filmde dikkat ederseniz mürettebatın uyandığı ilk sahnede uyanan ilk mürettebat olan kane karakteri, filmde aynı zamanda ilk ölen karakter. bunu bilerek mi tercih ettiler bilmiyorum ama yakalaması hoş bir ayrıntıydı benim için.
  • 1979 yapımı bir bilimkurgu filmi.

    filmi çok eskiden izlemiş olmakla beraber, geçtiğimiz günlerde tekrardan izlemek, hafızayı tazelemek, ihtiyacını hissettim.

    --- spoiler ---

    açıkçası dallas karakterinin, ripley ile birlikte sonuna kadar gideceğini düşünüyordum. hani bazı filmler vardır, filmde kadın ve erkek olan iki alfa karakter, bu bol aksiyonlu yolculuğun sonuna kadar giderler ve işler rayına oturup, kötüler cezalandırıldığında öpüşmeye başlarlar. öyle bir sonu olabilir diye düşündüm fakat film beni tamamıyla ters köşe yaptı.

    ripley'nin başlarda diğer ekip üyelerini gemiye almak istememesi, başlarda doğru görünmeyen bir hareket gibi düşünülse de, aslında ileride haklı olduğunu gördük. bize flash forward yaptı.

    yine bu gemiye girme hadisesinde, ash'in ısrarcı oluşu, ripley'e rağmen kapının şaftını indirmesi, kimsenin şüphelenmediği bir olaydı. geminin, aslında bir kargo gemisi olmadığını ve canlı örneği topladığını, ash'in de bu gemiye bilerek yerleştirilmiş bir droid olması, sürpriz olaylardan biriydi.

    filmin en güzel yanı, geminin her yerine özenle kurulmuş elektronik aygıtlar, her sahnenin muazzam geçişi, dar koridorlarda her an "şimdi ne olacak?" diye merakla izlediğimiz, ripley'nin yalnızlığı. ve daha sayamayacağım bir sürü bilinmezlik.

    filmin sonuna kadar ne olacağını kestirmeniz gerçekten zor. ambiyans olarak da half-life'a benzediğini söyleyebilirim. özellikle ripley'nin hikayesini.
    --- spoiler ---
  • yönetmenliğini ridley scott'un üstlendiği 1979 yapımı bilim-kurgu filmidir. filmin çekim yılı düşünülürse oldukça tatmin edici efekt kullanımı ve iyi bir görsellik izleyiciyi bekler. nitekim film, bu alanda oscar ödülü kazanmıştır.

    bir grup mürettebat, uzaydan dünya'ya dönüş sırasında bilmedikleri bir gezegenden sinyal alır ve bu gezegene iniş yapar. mürettebattan kane(john hurt), yumurtaya benzer bir şeyi incelerken yumurta hareketlenmeye başlar. sonrasında ise olaylar gelişir. beş erkek, iki kadın ve bir kediden oluşan ekip acaba dünyaya dönebilecek midir?

    --- spoiler ---

    yaratığın kediyle uğraşmamış olmasına bundan üç sene sonra çekilen john carpenter'ın "the thing" filminde selam gönderilmiştir.
    --- spoiler ---
  • psikanaliz açısından zengin film .

    öncelikle okuma yapılırken bunların %100 salt gerçekler olmadığı bilinmelidir.mevzu bahis yönetmenin meramını düşüncelerinin ne olduğunu yansıtmaktır.yaratığın karnından çıkması kadının doğumuna freuden bir bakıştır yani “ iyi emme yoksa kötü bi beslenme gelir demektedir.

    hollywood filmlerinde kadının konumlandırılışını hep “ataerkil “olarak görürüz.bu film bunun dışına çıkar örneğin
    reaply daha feminemdir ve erkekleri çok kez kurtarır.kısaca filmde kadın edilgen erkek etkendir.
hesabın var mı? giriş yap