ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tayt giyen kızın kıçına bakmamayı başarmak
-
(bkz: bakmayabilemedi)
yalnızlık
show tv'nin yaptığı efsane trollük
-
bugün yayınladıkları metin akpınar filmi 'nereden çıktı bu velet?' ile gülümseten trollük. eminim metin akpınar görmüşse o bile gülmüştür. işte gündemi takip etmek, ona göre içerik yayınlamak budur. tebriklersgshsk
https://twitter.com/…?t=8y7nr-xi-ev3gxrfxp-zfw&s=19
avrasya tüneli 2020 garantili ödeme açığı
-
madem ödenecek, 12 milyon kez ücretsiz geçilsin para boşa gitmesin.
askerlikte ilk sabah
-
standart techizatla birlikte size verilmis olan "12'den once uyandirmayin" tabelanizi yataginizin basucuna asmadiysaniz, sabah 0500 siralarinda cavusunuz basiniza gelir ve ayicikli ponpon terliklerinizi yataginizin onune koyarken elinde hazir tuttugu robdesambiri(???) size dogru tutarak, kalkmanizi saygili bir ses tonu ile rica eder. iste tam bu anda "daha once neden gelmemisim ki" diye dusunursunuz.. boyle baslar ilk sabah..
first we take manhattan
-
bu şarkının konusu ve anlamı ile ilgili, 11 eylül saldırıları'nın kehaneti olduğunu düşünen de var, wikipedia gibi "kızıl ordu fraksiyonu'na göndermeler var" diyen de. leonard cohen'in röportajları ve yaşamı incelendiğinde, satır aralarından farklı bir anlam çıkabiliyor.
"they sentenced me to twenty years of boredom
for trying to change the system from within"
cohen'in 14 nisan 1988 tarihli röportajı:
"yeah, these are new songs, huh? maybe lots of people think i didn't write anything after "suzanne." but i wrote one or two songs after "suzanne." here's a song (bkz: first we take manhattan) i wrote 20 years after "suzanne." i had been driven over the edge and i had decided to take matters into my own hand. this is a geopolitical plan. people have asked me what it means. it means exactly what it says."
suzanne, cohen'in 1967 yılında piyasaya sürülen ilk albümü songs of leonard cohen'in ilk şarkısıydı. first we take manhattan; 21 yıl sonra 1987'de kaydedilen ve cohen'in muhteşem bir dönüş yaptığı i'm your man albümünün ilk şarkısı oldu. arada çıkan albümlerinden (büyük ihtimalle plak şirketinden) kendisinin de çok tatmin olmadığı röportajından anlaşılıyor. "i had decided to take matters into my own hand", "kurda sormuşlar neden ensen kalın..." gibi bir açıklama olmuş. "i'm coming now, i'm coming to reward them first we take manhattan, then we take berlin" ile de ayar tamamlanmış.
şair burada;
"ah you loved me as a loser, but now you're worried that i just might win
you know the way to stop me, but you don't have the discipline
how many nights i prayed for this, to let my work begin
first we take manhattan, then we take berlin"
ve şurada da;
"i don't like your fashion business mister
and i don't like these drugs that keep you thin
i don't like what happened to my sister
first we take manhattan, then we take berlin"
müzik endüstrisine seslenmiş gibi duruyor.
şarkının en esrarengiz kısımlarından biri "the monkey and the plywood violin" olsa gerek. şarkıda bu sözden önce "and i thank you for those items that you sent me" diyor ve kahkaha atıyor. maymun ve uydurma bir kemanla imâ edilen, geçimini sağlamak için sokak şarkıcılığı yapanlar olabilir.
19. yüzyılda sokak çalgıcılarının yanında maymunlar gösteri yaparmış. maymun hem dikat çekmek, hem de bahşişleri toplamak için kullanılırmış. şöyle ki: (bkz: http://upload.wikimedia.org/…rinder_with_monkey.jpg) cohen, i'm your man albümüne kadar geçen sürede, müzik endüstrisinin zorladığı, kendisinin pek de hoşnut olmadığı; ancak, geçimini sağlamak için yapmak zorunda olduğu işlerden bahsediyor olabilir.
"remember me, i brought your groceries in", eve alışveriş torbalarını taşıyan çocukları simgeliyor olabilir. bir nevî "bir zamanlar beğenmediğiniz (ah you loved me as a loser, but now you're worried that i just might win) fakir ama gururlu bir genç vardı" anlamı pekâlâ çıkarılabilir. hepsinin ötesinde "ah remember me, i used to live for music", üstadın bütün olayını özetliyor.
"first we take manhattan, then we take berlin"e gelince:
burada da, önce amerika'da, sonra avrupa'da yakalanacak albüm başarısı hedefinden; hedefe ulaşmak için çok çalışıldığından (bkz: i practiced every night) ve artık zamanının geldiğinden (bkz: now i'm ready) bahsediliyor olabilir.
cohen'in 1 haziran 1988 tarihli röportajı:
"but i want to tell you that even though your hospitality is profound it will not detour me from my appointed task which is to take manhattan, then berlin and several other cities..."
olmayabilir de.
1 temmuz 2019 cizre'de askerlerin isyan etmesi
-
kozmik odayı fetöcü piçlere teslim ettiğiniz gün, türk ordusunun fişini çektiğiniz gündü.
dünya var oldukça utançla anılacaksınız. evet başta da sen bülent arınç
izmir'e 62 milyon ankara'ya 955 milyon tl ayırmak
-
izmirliler üzülmesin izmir'e ayrılan paranın tamamı izmir için harcanır lakin ankara için ayrılan 955 milyon tl den 62 milyon tl bile ankara için harcanmaz.
sen kadınsın yerini bil fıtratını zorlama
-
ben de bir öğretmen arkadaşıma yazdığım bir şiiri bu vesile ile paylaşmak istiyorum:*
şiirine ve sana ben bir selam çakayım
seni öğretmen yapanın fıtratına sokayım
yarışamaz seninle narin fıtratlı kadın
hıyarlık tarihine övünçle yazılmış adın
sana ne lan milletin elindeki yüzüğü
bakmıyorlar mı sana, sevdiğimin büzüğü
keşke çalışsaymış da seni doğuran ana
salmasaymış çayırlara bön fikirli bir dana
bir de hiç utanmadan değer, hak, hukuk diyor
bir gramlık aklı da, kalemden akıp gidiyor
böyle bir zihniyetin gözünde olacaksa eğer
varsın, batsın yok olsun, kadın adında değer!
yıllar geçse de akıldan çıkmayan ders terimleri
bigdog
-
altı ayda bir boston dynamics robotlarına tekrar tekrar şaşırılıyor bu ülkede. 10 yıldır bu bitmedi. bugün devrilmeyen robot diye şaşırılıyor, bir gün mekanik eşek diye şaşırılıyor, bir gün buzda yürüyen köpek diye şaşırılıyor. aynı robota yıllardır şaşırıyoruz.
bir kişi de ulan bu robotu benden önce birisi onu üreten firmanın uygun gördüğü adıyla sözlüğe taşımıştır şimdi mal gibi başlık açıp bunu yazmayayım demiyor. ne görüyorsa dan dun yazıyor kapatıyor konuyu.
(bkz: bigdog)