hesabın var mı? giriş yap

  • seri halinde okunursa eglenceli:

    - bir arkadasin dogumgununu taksimde kutlamak icin evden cikildiginda apartmanin otomat isiklarinin bozuk oldugunun gorulmesi

    - ayni katta karanliktan inanilmaz korktugu sesinden belli bir kadinin sizin evden ciktiginizi gorup/duyup "pardon ben cok korkuyorum benim elimden tutup beraber asagi inebilir miyiz" demesi

    - kadinin elinden tutup 3 kat indirilmesi

    - giris katina gelip de disarinin isiklari sayesinde elinden tutup 3 kat indirilen korkak teyzenin ajda pekkan oldugu anlasilmasi

  • vücuttaki şeker normal seviyenin altına düştüğünde hipoglisemi olur. eller titrer, halsizlik olur. bu durumda şekerli bir şeyler yemek gerekir. mesela meyve suyu ve bir parça ekmek.

    diyabetli bir insan olarak neredeyse her gün bunu yaşıyorum. bazen de uykuda yakalanıyorum. uykudayken anlamadığım için de bayılıyorum. gözümü hastanede açıyorum.

    hipoglisemi nedeniyle bayılan birine bir şeyler yedirilip içirilmemeliymiş, çok doktordan bunu duydum. e peki ne yapacağız? bu durumda glukagon kiti devreye giriyor. ilaç bulunan bir şişe ve bir şırınga var içinde. bayılan insanın göbeğinden yapılmalı ki çabuk etki etsin.

    bayıldıktan sonra gözümü, kolumda bir serumla hastanede açıyorum. annem hastaneye yürüyerek geldiğimizi söylüyor ama, ben bunları hiçbir zaman hatırlamıyorum. bayıldıktan önceki bir iki saat kafamdan siliniyor. belki benimle alakalıdır, herkese olmuyordur.

    sonuçta dikkatle alakalı bir şey. geceleri kalkmak lazım, üşenmeyip şeker ölçmek lazım.

  • arabasında keser taşıyan bir insanın aşırı minnoş, kalpleri ısıtan pişmanlık hikayesi. dünyanın en naif insanına bunu nasıl yapmışlar?

  • izleyicilerini ve dahi izlemeyenlerini bir konuda aydınlatma gereği duyduğum dizi: osmanlı'da bir sultanın evlendirilmesine karar verilmişse damadın evli olup olmadığı önem arz etmez. yani "rüstem'i mihrimah'la evleniriyorlar ooovv o zaten evli, hem de kızdan çok büyük" demenin bir mantığı yok. zira, bir padişah kızı ya da kızkardeşinin evlendirilmesi önemli bir mevzu ve enderundan yeni çıkmış genç ve yakışıklı adamlarla değil, devlete sadakatini ve hayattaki başarısını kanıtlamış, bu esnada da kıçının kılları ağarmış adamlarla evlendiriliyorlar, onların da yaş nereden baksan 40-50 hatta 60, bekar duracak halleri yok. lütfi paşa misal, şah-ı huban'dan önce evli ve oğulları var, bir sultanın kendisine yakın yaşta bir adamla evlenmesinin tek örneği olan hatice sultan - ibrahim paşa (ki hatice'nin de 2. evliliği ve ilk kocası gulyabani kadar yaşlı) evliliğinde de aynı olay var.
    insanların takıldığı nokta sanırım şu kuma meselesi, merak etmeyin padişah kızları hiçbir kadına kuma gidemez, eşlerinin yegane karısı olurlar çünkü evliliğe karar verildiği an söz konusu paşanın ne kadar eşi varsa hepsinden boşanıyor. tarihte "amaaan karılarını boşama, ne boşayacaksın, zaten dedem yaşında herifin tekisin, bari sen yokken oturur da dedikodunu yaparız" diyen sultan kızı var mıdır onu bilemem.

    yani üzülmeyin, nigar değil mihrimah'ın kuması olmak, aynı çatı altında bile yaşayamaz. xoxo nassip girl.

  • geçen gün show tv'de odtu'deki sınıf arkadaşlarıyla söyleşi yapmışlar bu genç mecişının/illuşinistin... aman yarabbi. yok uğurlu sayın ne dedi, 7 dedim, sırtını açtı 7 dövmesi vardı, yok derste elinden ateş çıkardı, yok 07'imi büktü, yok mm binasındaki sinemadan dana sürüsü çıkardı, yok bozuk para istedi, verdim, havada tuttu, yok kayıtların ilk günü sisteme girebildi bilmem ne.

    işte bu çocuğun numarası bu dostlarım. bakın dikkat buyurun bu çocuk nereli? iranlı... işte türkiye böyle böyle iran oluyor. gördüğünüz gibi yılların bilim yuvası çökenek köyü'ne dönmüş. yarınlarımızın teminatı koskoca tasarım öğrencileri paramı aldı havada döndürdü, yok derste elini şıplattı ateş çıkardı diye dile gelmişler, konuşuyorlar. işte bu adamın asıl numarası bu... müspet bilimle yoğrulması gereken genç dimağlara sihiri ve büyüyü zerk etmek. çok da ileri geri konuşmak istemiyorum: sonuçta oğlanın gözü velfecir okuyor, duasını okur, sandalyesiz oturur pozisyonunda gezer dururum allah korusun. nihayetinde bilemiyorum da yani, o hali tavrı... ne bileyim... işinde iyi ve yetenekli bir çocuk belki ama milyonların önüne çıkarken bir traş olmaması... gerçekten bilemiyorum...bana güven vermiyor. yarın bir gün canlı yayında çelik kasadan muammer kaddafi'yi falan çıkarırsa bu oğlan, ondan sonra uğraş dur. hayır kaddafi bu, gel desen gelmez git desen gitmez çünkü.

  • izmir otobanında sakin sakin ilerlerken tuvaletim geldi, biraz petrol tesis ne varsa sağa sola bakarak yola devam ettim fakat uygun yer bulamadım. bir yerde dayanamadım aracı sağa çektim flaşörleri yaktım, sağ tarafta çalıların arasına girdim tam işemeye başladım arabanın arkasına bir tane corolla yanaştı. tüh ulan ayıp oldu diye utançla arabaya doğru yürüdüm.

    corolla'dan bir tane adam indi beyefendi ehliyet ruhsat dedi, gezici radara işerken yakalanmışım. bir süre neden ceza yazacaklarını düşündüler en son kabahatler kanunu çevreyi pisletmekten ceza yedim. polisler de ilk kez böyle bir ceza yazıyormuş. biraz güldüler sonra saldılar, devletin elinde işerken görüntülerim var ilerde şantaj yapabilirler.

  • 2002 yılıydı sanırım. deli gibi kitap okudğum dönemler. 14 yaşlarındayım.
    ilk kitabı o zamanlar 9 yaşında olan kardeşimin kitaplığından alıp bu ne amk diye okumaya başladım. sabaha kadar bitti kitap! deliriyordum evin içinde.

    sonrasında kitaplarla büyüdüm resmen. zaman içinde keşfettim ki kitaplar ilk ingilizce çıkıyor. ateş kadehinden sonrasında ingilizceleri çıkar çıkmaz aldım aldırdım. yarım yamalak ingilizcemle okudum. sonra türkçelerini tabii ki.

    kitaplarını 4-5 defa okudum. filmlerini 10dan fazla sefer izledim.

    yani benim için çok değerli bir seri, çok değerli bir dünya.

    bu sebeple potterhead ım ama hiç heyecanlanmadım diyenlere inanmıyorum. heyecanlanmamak mümkün değil.

    işin başında hbo olması umutlandırıyor açıkçası. sjw sikkoluklarının minimumda tutulması gibi bir hayalim var. eğer dizi söylendiği gibi her kitap bir sezon olacak şekilde ilerleyecekse en azından bu dünyada yeri olmayan lgbti+ sahnelerine maruz kalmamız mnimumda olacaktır. çünkü 8-9 yaşında çocuklar üzerinden bunu vermezler diye düşünüyorum, umuyorum. ama illa ki alakasız karakterleri zenci hintli ya da çekik yapacaklardır. kızıl bir weasley ailesi yerine zenci bir weasley ailesi görürsek gerçekten kahrolurum.

    öte yandan en çok heyecanlandığım şey ise kitapları anlatmaya yetmeyen filmlerden daha detaylı olacağı. kitaplarda olup filmlerde olmayan sahneleri, karakterleri görme umudu çok heyecanlandırıyor beni.

    neydi o sahneler?

    * felsefe taşında mesela 3lümüz bulmacaları çözerken snape'in hazırladığı iksir bulmacası filmde yer edinmemişti. hermonie'nin zekasının ilk kitapta en güzel vurgulandığı yerlerden birisiydi halbuki.

    * mesela nagehan alçı kılıklı rita skeeter'ın bir animagus olması filmlerde belirtilmiyordu. okulda dönen her boktan haberi olan (okula girmesi yasaklanmasına rağmen) ritacığım meğer böceğe dönüşüp okulun her karışında sürtüyormuş. 5 ya da 6. kitapta bahsediliyor bundan. tabii ki zekasına kurban olduğum hermione fark ediyor bunu.

    * barty crouch ve ev cini winky... filmlerde neredeyse hiç bashedilmiyor. koca yasal yaptırım daire başkanının oğlu ölüm yiyen çıkıyor ve filmlerde skandal olarak biraz görsek de ne derinliğini anlatıyorlar, ne geçmişini, ne de winky kardeşim bir sahnede bile görünüyor. halbuki dünya kupasında karanlık işareti yapan asa bu cincağımızın elinde bulunmuştu.

    * siriusun bellatrix ve draconun anneci narcissa ile kuzen olduğunu biliyoruz. filmlerde de azcık bahsedildi. bellatrix ve narcissa kardeşler. ama kitaplarda önemli ve bence hikayesi duygu dolu olan bir kız kardeşleri daha var. kim mi? tonksun annesi!. lupinin zevcesi olan nymphadora tonkstan bahsediyoruz. muggle a aşık olduğu için aileden şutlanan tonks aslında bellatrix ve narcissanın 3. kız kardeşinin kızı. yani onların yeğeni. filmlerde neden bahsi geçmedi mesela asla anlamıyorum.

    * ginny weasley... filmlerin hayal kırıklığı. hem cast seçimi ile, hem anlatılan ginny ile tam bir üzüntü kaynağı... kitaplarda özellikle 4. 5. kitaplar ve sonrasında popüler, neşeli, zeki, harika bir quidditch oyuncusu olan ginny filmlerde sessiz sedasız bir bir ruhsuz. hele ki bir harry nin ayakkabılarını bağladığı sahne o kadar irite edici ki.

    * mesela seçilmiş kişi harry potter... ama kitaplarda bir aday daha var ve bu bi kaç yerde vurgulanıyor. kehanet neydi? ailesi voldemorta 3 defa karşı gelmiş bir ailenin temmuzda doğan çocuğu... dumbledore da bu konunun üzerinde duruyor kitaplarda... diğer seçilmiş çocuk adayımız neville longbottom. ama filmlerde asla bahsedilmiyor bundan.

    * haylaz hayalet peeves... ulan bu karakteri nasıl kullanmazsınız ya?

    *peter pettigrewin voldemortun ona verdiği gümüş el ile kendini boğarak ölmesi... izleyicinin içini soğutacak bu sahnenin filmlerde olmaması nasıl bir hayal kırıklığıdır kimin tercihidir acaba.

    * dudley ile harry nin vedalaşması... bu sahne güzel olabilirdi. kitapta okurken mesela azcık da olsa dudley'e üzülmüştüm. çünkü bu çocuğu ailesi böyle yapmıştı. vedalaşırkenki pişmanlığını perdede görmek çok güzel olurdu.

    * hogwarts mutfağında çalışan ev cinlerini bi görseydik bee... adamlar ellerinde bıçaklarla ölüm yiyenlerle savaştılar. biraz saygı.

    * mesela snape'in en kötü anısı... çapucluların kendisiyle dalga deçtiği anlar değildir filmdeki gibi... yani gerçeği daha dramatikken neden böyle bir tercih yapmışlar anlamak mümkün değil. kitaplara göre snape'in en kötü anısı lily'ye sinirle bulanık dediği an. çünkü lily bundan sonra kendisini affetmemiş. ulan bu ufacık hikayeyi bile nasıl bok ettiniz filmde.

    * deligöz'ün sorgulanma sahnesi.

    * voldemortun geçmişe dair anıları, çocukluk dönemindeki aile yapısı... çok es geçilmiş. tom riddle nasıl voldemort oldu görebiliyoruz kısaca ama neden oldu yeterli anlatılmamış filmlerde.

    gibi gibi detaylat var görmek istediğimiz.

    bekliyoruz efendim heyecanlar içinde.

    edit: gelen 2 uyarı ile birlikte tonks'la ilgili yanlış giri düzeltilmiştir.

    edit2: barty crouch ile ilgili title düzeltildi. eklemeler yapıldı.

  • + aşkım ezgilerle oturuyorduk büyük bir patlama
    sesi duyduk iki terörist içeri girdi bir tanesi
    canlı bomba olduğunu diğeri ise psikopat
    olduğunu söyledi kolumu kırdı yüzümde ve
    vücudumda çizikler var 5 yerimden bıçaklandım
    arkadaşım öldü , polis zor kurtardı bizi bu
    mesajı da bir başkasına yazdırdım.

    - ezgi kim?

  • süleyman demirel anlatıyor;

    "39 yaşında başbakan oldum. ana muhalefet lideri ismet inönü idi. yeminle söylüyorum, onunla görüşmeye giderken dizlerim titrerdi. ben alt tarafı çoban sülü, o ise garp cephesi kumandanı, cumhuriyet’in ikinci adamı idi..."

    seçimlerden %50 oy alarak başbakan olan demirel, meclisin ilk günü meclis binasında ismet inönü ile karşılaşır. inönü sorar;

    "meclisin kaç merdiveni var, süleyman biliyor musun?"

    "bilmiyorum!" diye cevap verir, demirel.

    beklemediği bir soruyu yanıtsız bırakan demirel içten içe bozulmuştur. birkaç gün sonra yine mecliste inönü'nün yanına giden demirel kulağına eğilerek;

    "efendim, meclisin 220 merdiveni var!" der.

    "kime saydırdın?" diye sorar inönü.

    "bizzat ben saydım efendim!" der, demirel.

    ve bunun üzerine inönü'den tarihi bir söz duyar;

    "bak süleyman, lider odur ki zor işlerle uğraşsın. lider basit işleri kendi yapmaz. bak mesela ben meclisin kaç merdiveni olduğunu bilmiyordum. sana saydırdım..."

  • bu yer ile ilgili bir istanbul xyz'si esprisi daha yapan olursa klişe timini çağırıyorum.

    ulan anladık, hepiniz büyük büyük dededen, doğma büyüme, saray eşrafı çocuğu istanbul tayfasısınız. zaten hiçbirinizin dedesi 50 yıl önce iç anadolu'da eşek skmiyordu. hepiniz istanbul'da denize nazır yalılarda spawn oldunuz.

    gelmeyin lan zaten ankara'ya bir daha. en azından kafamız sikilmez sizin istanbul bikbiklemelerinizle. gidin 15 milyon, alt alta, üst üste, dakikada yarım metre ilerleyen trafiğe saatlerinizi gömerek, giremeyip uzaktan melül melül baktığınız denizinize karşı otsbir çekerek ankara'ya çemkirin oradan. haydeee.

    (bkz: neden delirdim)