hesabın var mı? giriş yap

  • avrupa'da yaşayan 7 milyon gurbetçi 'otomatik bilgi paylaşımı' anlaşmasının yürürlüğe girmesiyle zor durumda kalmış. gurbetçilerin türkiye’deki banka hesap bilgileri 30 eylül itibarıyla yaşadıkları ülke idarelerine bildirilmeye başlanmış. gurbetçilerin işsizlik maaşını hatta vatandaşlığı kaybetme riski varmış.*
    zaten avrupa'da açlık ve sefalet var (!) gelsinler buraya.

  • " virüs çin'deyken allah belalarını verdi, aynı virüs bize gelince alllah bizi imtihan ediyor "

    son zamanlarda gördüklerim arasında en iyilerden *

  • vodafone arena nın ilk kırmızı kartını kimseye yedirmemiş ve tarihe geçmiştir.

  • sene 92 daha çok küçüğüm. babam yurt dışında ama avrupa değil o zamanın garibanlarının gittiği bi afrika ülkesinde.
    işsizlikten, ekonomik sıkıntılardan kurtulmak için başka çare bulamayıp gidiyor bu afrika ülkesine.
    bi cumartesi günü annemin dişi çok ağrıyor. yerinde duramıyor ağrıdan sızıdan ağlıyor kadın. özel doktora verecek parayı bırak, devlet hastanesine gitmek için verecek araba parası yok.
    öğrendik zaten doktor da yokmuş diş hastanesinde.
    dayanamadım annemin ağlamasına.
    telefonların yanında o dönem kesin altın rehber bulunurdu. kaygan sarı sayfaları olan işyerlerinin kurumlarının telefonlarının bulunduğu bi kitap.
    kaptım o kitabı açtım diş hekimleri bölümünü a harfinden başladım sırayla telefon açmaya.
    amca teyze herneysen "annem çok kötü, bizim paramız yok annemi tedavi eder misin?"
    üç ya da dördüncü aramamda bi doktor tabi ki yavrum hemen çıkın gelin dedi. koşarak annemi aldım gittim doktora.
    bir anısını anlatmıştı gittiğimiz doktor. onun da babası yurt dışındaymış çocukken. montunu kaybetmiş bir kış okula montsuz gitmiş.
    annemin dişini yaptı sağolsun annemle sürekli konuşuruz bu olayı. ve annem her seferinde der ki " o doktorun yaptığı dişe hiçbir şey olmadı yıllardır" belki marifet belki minnet bilinmez...
    her zaman bu hekimi, ahmet lengerli'yi anarım, takdir ederim. a harfinden başladım gittim belki b harfinde de bir doktor çıkardı yardım edecek ama kaderimizin benzeşmesi daha yakınlaştırdı.

  • verilen ödüller ve final maçı itibariyle iyice fiyasko olan turnuva. evveliyatı için (bkz: #95311368)

    önce mvp ödülüyle başlayalım. bu turnuvanın mvp'si kesinlikle luis scola olmalıydı. her ne kadar kaybeden tarafta olsa da 2003'te nowitzki'nin kazandığı mvp ödülü gibi hak etmişti ödülü. son 8 takım arasındaki en zayıf üç takımdan birinin final yolundaki en önemli ismi oldu ve takımı abd haricinde turnuvanın en önemli favorilerinden olan fransa ile sırbistan'ı elerken başrolde kendisi vardı. şu arjantin takımına ricky rubio'yu koysak muhtemelen ikinci turdan evine dönerdi. sadece rubio da değil, marc gasol veya bogdan bogdanovic (o da belki, turnuvanın en iyi bireysel performansını sergilediği için istisna geçiyorum) dışında kimi koyarsan koy, arjantin hüsrana uğrardı. kendi bölgesindeki rakipleri olan nba'in en iyi pivotu nikola jokic ve nba'in en iyi savunmacısı rudy gobert'i denize döktü adam ve ancak en iyi 5'e seçildi.

    en iyi 5 ile devam edelim. patty mills ve tomas satoransky'nin en iyi 5'e seçilmemesi de scola'ya yapılan ayıbın farklı versiyonudur. satoransky son 8 takımın kadro kalitesi olarak en zayıf takımını dünya altıncılığına taşıdı ve ödülsüz bırakıldı. yuh. patty mills de benzer şekilde takımı dünya dördüncüsü olurken başrolde olmasına rağmen es geçildi. aynı takım mills yokken 2.turda eleniyordu ya. şu dandik turnuvanın scola ile beraber en iyi iki hikayesine imza atan iki oyuncunun da ödülsüz bırakılması açıklanamaz bence.

    final maçını konuşmak bile istemiyorum, 2006 finalinden bu yana izlediğim en kötü finaldi diyebilirim. hadi 2006 finalinde yunanistan abd'yi elemek uğruna tükenmişti. bu final ne? ispanya 2 uzatmalı inanılmaz yorucu bir maç oynamasına rağmen ilk çeyreğin ortaları haricinde maça hep hükmetti. arjantin de scola haricinde bir b planı olmayan zavallı bir takım olunca iyice kolay bir maç oldu. her ne kadar şikayet etsem de tam da bu turnuvaya yaraşır bir final oldu. bu turnuva iyi bir finali hak etmemişti, layığı neyse onu izledik işte.

    önümüzdeki sene turnuva japonya-filipinler ortaklığındaymış. benzer rezaletleri gene izleyeceğimizi düşünüyorum. umarım bu sefer sadece abd değil, diğer tüm takımlar c takımlarıyla gelir de fiba boyunun ölçüsünü iyice alır. bu turnuva gibi rezil bir turnuvayı izleyeceğimizi hiç sanmıyorum çünkü, tüm sporların dünya şampiyonası adlarına yaraşır şekildeyken bu turnuvanın ortaokul müsameresi gibi olması cidden basketbol gibi bir spor için utanç kaynağı. ne bekliyorduk ne çıktı valla, tek kelimeyle rezalet.

    edit: o kadar yazmışım, fournier denen iticilik abidesine hiç değinmemişim. fournier bu kadar verimsiz oynamışken, ciddi anlarda frank ntilikina bile sahneye çıkarken suya sabuna dokunmamışken en iyi 5'e seçilmesi cidden saçmalık. keşke en iyi 5 mills-satoransky-bogdanovic-scola-gasol olsaydı. cidden yazık.