hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • atamızın -büyük ihtimal çoğu insanın ilk defa göreceği- görüntüleridir. bi görüntüde akıcı fransızcası dikkat çekiyor. bir diğerinde afet inan ile abd büyükelçisi joseph grew arasında adeta tercümanlık yapıyor.

    elçiyle fransızca konuşuyor.

    elçiye orman çiftliğini gezdiriyor

    afet inan'a abd kadını hakkındaki fikri soruluyor.

    youtube linkleri:

    link 1

    link 2

    link 3

    link 4

    edit: rica üzerine daha rahat izlenilebilirlik açısından youtube linkleri eklenmiştir.
    gitmeden bir şey daha söylemem lazım, görüntüleri daha önce izlemiş olanların 'büyük ihtimal çoğu insanın ilk defa göreceği görüntülerdir' ibareme takıldıklarını görüyorum. bence çok gereksiz bir tepki çünkü entryleri okuduğunuzda bu görüntüleri çoğu insanın ilk defa izlediğini ve izlerken çoğunun da -benim gibi- gözlerinin dolduğunu rahatlıkla görebiliyorsunuz.

    edit 2: türkçe sever bir yazar tarafından uyarılmam üzere bitişik olan 'birşey' ayrılmıştır. doğrusu 'bir şey' imiş.

  • takımın trabzonspor hakkında tek bir entrym yokken beni bu başlığa yazmaya iten şey nedir bilmiyorum.

    ersun hoca takımın başına geçmiş, takım ligde ve avrupada iyi sonuçlar alıyoruz, iki maç kazanınca tüm trabzonsporlularda olduğu gibi erken gelen "lan acaba bu sene şampiyon olur muyuz?" düşüncesi, sırada beşiktaş maçı, hakederek kaybediyoruz, "en azından beşiktaşa yenildik" tesellisi hakim oluyor. biz olamazsak siz olun şampiyon, daha şimdiden hakettiniz. ruhunuz güzel, takımınız güzel, kaleciniz forvetiniz güzel, teknik direktörünüz şahane, bi tek başkanı çözemedim ama diğerlerinden iyidir kanaatimce.

    ruşen amcanın oğlu sedat'ın güzel ve başarılı nişanlısı gibisin beşiktaş, herkes taktir ediyor, ben sedat'ı kıskanıyorum..

  • o dönem almanya dışişleri bakanlığı'na getirilen arthur zimmerman u-boat saldırılarında oldukça kararlıydı. amerika'nın olası saldırılarda ingiltere'yi desteklememesinin tek yolu meksika ve japonya'yı amerika'ya karşı kışkırtmak ve böylece amerika'yı kendi evinde bu sorunlarla uğraştırmak, böylece birliklerini avrupa'a göndermesini engellemekti. zimmerman 16 ocak 1917'de meksika başkanı'na iletilmek üzere telgraf çekti. telgrafta, yapılacak saldırıda amerika'nın tarafsız kalmaması durumunda meksika'ya yönelik ittifak önerisinde bulunuyordu ve bunun karşılığında meksika'nın kaybettiği new mexıco, teksas ve arizona bölgelerini geri almasını taahhüt ediyordu.

    mesaj şifrelenmişti fakat gönderilen telgraf ingilere üzerinden geçiyordu. ingiltere kriptanalize önem veren bir ülkeydi ve bu konuda en yetenekli dilbilimcileri ve bilim adamlarını tarihe 40 numaralı oda diye geçen kriptanalız bürosunda toplamıştı. telgraf bu odaya ulaştığında kısa sürede deşifre edildi ve 23 şubat'ta amerika'ya duyuruldu. tarafsız olmaya çalışan başkan wilson, almanya'nın bu planını amerika halkına açılmış bir savaş olarak değerlendirdi ve savaşa katılmaya karar verdi.

  • az önce robben'i arayıp, beyler finalde inter'e çakıyorsunuz gözünüzü seveyim demiş. moratti ve mourinho büyük panikte!!!

  • genel gorunum:
    yuzyil savaslari son capet kral'i charles iv'un varisi olmadan olmesiyle 1328'de plantagenet'ler ve valois kraliyet ailesinin arasinda cikan bir hanedanlik savasidir. valois, anjou ve maine kont'u phillip secilmis ve iyi yapilandirilmis bir meclis tarafindan bir sonraki fransa krali secilmisti(phillip iv) bu durumla olan sorun use phillip'in yasayan en yakin varis olmamasiydi ki bu anne tarafindan edward plantagent, ingiltere krali(edward iii) ve aquitaine duku'idi. plantagenet'ler bu istegi one surdugunde valois'ler salic yasasi denen bir kanun cikartarak anne tarafindan varis olmayi yasakladilar.(cok zekice) bunun ustune plantagenet'ler bu kanunu onceden hic bir zaman uygulanmadigi sebebiyle gecersiz sayip kabul etmediler. ve bu anlasmazlik yuzyil savaslarinin baslangici oldu.

    kral'in deliligi:

    1392'de charles iv bir ormanda ata binerken delirir* ve grubunda olan dort adet kisiyi oldurur ve hatta kuzenini de kesmeye calisir. sonralari saray koridorlarinda kurtlar gibi uluyarak dolanmaya baslar ve kendisinin camdan yapildigini ve yanina gelen herkesin onu parcalayacagini dusunmeye baslar*. sonradan bunlardan kurtulsa da yasi ilerledikce akli basinda gecirdigi sureler azalir.

    fransizlarin durumu:

    charles iv delirdiginde, fransa burgundy(bkz: #3612745) duku philip tarafindan yonetiliyordu ki kendisi hazinenin 1/8 - 1/6 arasinda bir miktari her yil kendi hazinesine aktardi*. charles iv kendine geldiginde basa kardesi orleans duku loius gecti. gel gor ki bu adamda en az philip kadar essoluessekidi ve hazinenin parasini kendisinin italya'daki (gian galeazzo visconti'nin kizi ve varisi, karisi valentina araciligi ile milan sehri ustundeki hak iddasi) amaclari icin kullandi. cok agir vergiler koydu ve buyuculukle suclandi ve sonuc olarak philip'den bile daha cok nefret edilir hale geldi*. sonuc olarak fransiz halki iki kampa ayrilmaya basladi; armagnac'lar ve burgundi'ler. bu 30 yil surecek bir ic savasin baslangici oldu ve fransizlari, ingilizlerin merhametine birakti. ancak savas 20 yil civari bir sure patlak vermedi.

    ingiltere:

    zalim richard ii butun ileri gelen asillere ragmen fransa ile uzun sureli bir baris ve ailesinin haklarina kapanim istedi. richard, charles iv'un hukumeti ile bir ateskes imzaladi*. ancak butun bu zorlamalar sonucunda richard asiller tarafindan tahttan indirildi ve yerine bolingbroke'lu henry getirildi.(henry iv)
    henry'yi tahta getiren kesim buyuk oranda ve siddetle fransa ile savasi ve ingiltere'nin fransa'daki menfaatlarini destekliyordu. henry ateskesdeki sartlardan vazgecti ancak ulkedeki rahatsizlik* ve flemish ticari gelirlerdeki dusus nedeniyle bir campaign baslatamadi.

    duk louis'in henry iv'e tepkisi:

    louis henry'nin sorunlarinin farkindaydi ve bu durumu 1402'de charles iv'un erkek ogluna guyenne duk'u title'ini koymak icin kullandi. bu unvan zaten henry iv'un ogluna (prince of wales, ilerde henry v) verilmis oldugundan cok buyuk bir provakasyondu. ingiltere ve guyenne'e fransiz ataklari 1405'den 1407'ye kadar surdu. ancak sonunda fransizlar bu isteklerinden vazgecti cunku sehirlerin bircogu daha cok ozgurluk ve daha az vergi saglayan inglizleri tercih ediyorlardi.

    armagnac ve burgundi gerginligi:

    burgundi'li cesur* philip nisan 1404'de oldu ve oglu korkusuz(1396 nigbolu savasinda aldi hem de bu lakabi ehe) john basa geldi. louis ve john hemen hemen her konuda karsi karsiya geldiler. john roma'daki papa'yi flemishleri memnun etmek icin desteklerken, louis avignon'daki papayi destekledi; john hazinesine olacak etkiden dolayi ingiltere ile savasa karsi cikarken, louis ingilizlerden nefret ediyordu.
    saray'da ikisi tartisirken destekcileri de sokaklarda dovusuyorlardi. gerginlik tirmanirken kasim 1407'de john, louis'i kraliceyi ziyaretten donerken pusuya dusurup oldurttu ve seytani diriltmesin diye ellerini kestirtti. bernard -armagnac duk'u- liderligi aldi bu olumden sonra. boylece fransiz cephesi belirlenmis oldu. burgundi'liler guclerini paris burjuvasindan ve akedemiklerinden alirken, armagnac'lar kraliyet yetkilileri ve john'nun etkisinde olmayan asillerden aldi.

    fransiz ic savasi:

    john, louis'in cinayeti ardindan kral tarafindan affedildi ve paris'in kontrolunu rusvetler ile sagladi. armagnac'lar ise buna paris'i ablukaya* alarak cevap verdi. john, henry iv'un destegini aldi ve 1411'de ablukayi kirdi. armagnac'lar buna 1369'da anlasildigi gibi 20 kaleyi henry aquitaine'e teklif ederek cevap verdi ancak mayis 1412'de burgundi avantaji ele aldi ve armagnac'lari teslim olmaya zorladi. bundan sonra, iki taraf da anlasmaya yanasmayinca clarence komutasindaki ingilizler anlasmazlik bitene kadar bir olaya el koydu. fransizlarin pozisyonunun zayifladigini goren john, gercek bir ingiliz isgalinden korktu. yeni savunma vergileri icin emlak sahiplerini topladi.john'u elestirilmeye baslaninca armagnac'lara ve zenginlere karsi teror estirdi. kral'i kacirma denemesi basarisiz oldu, ve sehirdeki egemenliginin de gittigini gorunce agustos 1413'de paris'i terk etti. bu esnada ingiltere'de henry v basa gecti.

    fransiz ic savasi ve henry v:

    1414'de armagnac'larla savas burgundi alehine donmeye baslamisti ve john tekrardan ingiliz yardimina basvurdu. john, liderlerin gascon topraklarini ve angoumois'i onerdi. henry ise edward iii'un berry dahil kazandigi tum topraklari ve fransiz krali olarak taninmasini istedi; john dumur olmustu. henry, john ile konusurken bir yandan da armagnac'lar ile gorusuyordu. muzakereler devam ediyordu ancak henry yaz ortasinda gorusmeler kirilana kadar her seferinde daha fazla sey** talep etti. sonuc olarak son bir yildir hazirlanan henry 1415 agustos'un da fransa'yi isgal etti; lakin edward iii'de taht'i ve plantagenet'lerin topraklarinda hak iddia ediyordu.

    henry v'in fransa seferi:

    henry v, normandy ve caux'da yerini saglamlastirirken duk john 1418'de paris'i tekrar ele gecirdikten sonra armagnac'larla tekrardan anlasmak istedi. ayrica 1417'de john, troyes'de charles iv'e karsi bir hukumet kurdu.
    sonunda armagnac'lar(dauphin onderliginde) bulusmayi kabul etti. montereau koprusundeki bulusmada armagnac'lar louis'in ocunu alip john'u oldurduler.(eylul 1419) burgundi duku olarak yerine iyi philip gecti ve kendisini henry ile yakin tuttu. mayis 1420'de philip ve henry troyes antlasmasini charles iv ve kralice isabella onunde tamamladilar. henry normandy duku olarak kabul gordu, kralice, dauphin'i asiklarindan birinin* oglu ilan etti. henry fransiz tahtina varis ve taht'in vekili ilan edildi. anlasmaya armagnac'lara sadik bir kac kasaba disinda itiraz olmadi..

    europa universalis, taktikler ve notlar:

    burgundy

    burgundy king maker rolunde. onlarin destegi bir ingiliz zaferini mumkun kilicaktir. ancak dauphin'leri ve ingilizleri birbirlerine kirdirirsaniz ve ikiside zafer kazanamasza 1461'de dauphin;in olumuyle sizin fransa'yi kurma sansiniz var. burgundy baskenti bruksel'e kaydirip dutch kulturu alsa bile bu iki tarafin zaferini engelleyip zor da olsa bir super fransa yaratabilir.

    dauphin (valois)

    bunlar armagnac'lari ve valois dauphin'i temsil etmektedir.(tarihsel gelecek olarak charles vii) tarihsel fransa'yi yaratmak isteyenlerin secenegi. amaciniz ilk ingiliz atagini savusturmak ve burgundy'i kendi tarafiniza cekmek olacaktir. 1430'da hala ingiltere avantajli ise joan of arc'in gelisi durumu sizin lehinize dondurebilir.

    ingiltere (plantagenet)

    ingiltere olaran yapmaniz gereken deliler gibi son kurusunuza kadar askeri harcama yapip henry v 1422'de olmeden en iyi sekilde kullanmaktir. ilk amaciniz 1421den kukla burgundy hukumetini denklemden disari cikarmak olmalidir. bunu basarirsaniz tarihsel troyes anlasmasini aktive edersiniz fransa'nin varisi ilan edilir ve burgundy ile muttefik olursunuz. antlasma uyarinca 1421aralikta charles iv oldugunde fransa'dan geriye kalan topraklari alinicak. dauphin ile ise baris imzalanmamali ve olabildigince cok topragini elegecirip sizi tanimasini saglamalisiniz/ ne kadar cok beklerseniz o kadar zor basari gelir.

    alakali olarak biraz da gulmek icin: (bkz: fransiz savas tarihi) ve butun bunlari oynamak isterseniz (bkz: europa universalis) ve (bkz: somurgeci osmanli imparatorlugu)

  • görmediğim, beklemediğim şey...
    beni anca annem babam arar.
    bana mesajı sadece bankalar, telefon operatörüm ve cumaları ehl-i müslim kalmış bikaç kişi atar.
    mail box'ta trendyol, bukombin ve daha nicelerinin reklamı vardır.
    feysbukta bildirimlerimin çoğu lanet olasıca oyun istekleridir.
    işin kötüsü sokakta tanıdığın biriyle burun buruna gelsen de görmezlikten gelenler vardır.
    varsın ekşiden mesaj da gelmeyiversin. ben hala oksijen alıp karbondioksit vermeye devam ediyorum işte daha ne olsun.

  • kesinlikle (bkz: sabun).

    hadi tesadüfen bir şeyleri karıştırıp kaynatıp deneme yanılmayla sabunu buldun (ki o bile çok acayip), bunun temizliğe yaradığını nasıl fark ettin? ben olsam kesin bir tadına bakar, sonra da "bu ne saçma bir şey oldu ya böyle!?" diye tükürüp atardım.

    edit: 83mxx'in dediğine göre ilk olarak nil nehri'nde keşfedilmiş. hatta şöyle açıklamış: "ölüleri yakıyorlar ve cesetlerden süzülen yağ ve kül nil nehrinin sularına karışıyor ve nehirde çamaşır yıkayan kadınlar nehrin bir bölgesinde yıkanan çamaşırların daha temiz olduğunu farkediyor. ve araştırma sonucu devrin mucitlerinden birisi sabunu (yani yağ+kül) keşfediyor." şahsen benim aklıma yattı*.

  • o zamanlar tığ gibi delikanlı, cepte para çok. oyuncu bir de. mavi boncuk filmini çekiyoruz. bir gün setten çıktık, eve gidiyoruz. ben laleli’de oturuyorum, kemal benden önce çıktı. herkes yevmiyesini almış, taksiyle giden gitti, kendi arabasıyla giden de gitti. ben baktım ki kemal yürüyerek gidiyor. üç kilometre var gideceği yere. her gün yürüyerek gidip geliyor, merak ettim nereye gidiyor bu adam böyle diye.
    uzun süre yürüdü. sonra bir bankta bir adam yatıyordu, kaldırdı adamı bir şeyler konuştular. cebinden para çıkarıp verdi. şaşırmıştım, sonra biraz daha ilerde bir lokantaya girdi. bir şey yemeden çıktı. oraya da para verdiğini görmüştüm...
    bıraktım takibi. banktaki adama yaklaştım, "tanıyor musunuz o az önce size para veren adamı?" dedim. "adını bilmem, sormam da her gün para verir bana..."dedi. teşekkür ettim. daha sonra az ilerideki lokantaya gittim, "az önce gelen beyin borcu mu var size?" dedim. tanımadılar beni. "kemal abi’nin mi? yok hayır, bize her gün evsizler uğrar, yemek yediririz, o da sağ olsun onların yemek masrafını öder." dedi.
    ertesi gün kemal’in yanına gittim.
    "sen ne güzel bir adamsın ya..." dedim. ne olduğunu anlayamadı, sarıldım ağladım... "ölme sen benden önce." dedim.
    dinletemedim...

    emel sayın.