hesabın var mı? giriş yap

  • bu kadındaki özgüven uğur ışılak'ta yok yemin ederim. bu kadındaki ben bilirimcilik rte'de yok. bu kadındaki "ben dünyanın en mühim garısıyam" tribi angela merkel'de yok şerefsiz evladıyım. abla sen napıyon ya?

    abla bilindik, abla tanıdık. görüyoruz bu ablayı sürekli. iş yerinde, okulda, bir metrobüs durağında, bir vapur merdiveninde, semt pazarında, avm burger king'inde. her yerdeler. çoklar.

    "yha inanabiliyor musun, bana o kadar yazdıktan sonra şimdi gidip beril'le yakınlaşıyormuş!! .ss"

    halla halla. kusura bakmayın ağzımı bozmak istemiyorum. yani burayı büyük harflerle yazdığımı düşünün lütfen; ya ne olacağıdı abla!!!

    ( haftada ortalama 9 kıza yavşayan berksanları devre dışı bırakarak konuşuyorum tabii ki. )

    ne istiyorsun tuğrul'dan? nasıl davranmasını bekliyorsun? 2331654 sene peşinden koşmasını mı? 534645 sene sana yazmaya devam etmesini mi? 3241545 sene sana yürümesini mi istiyorsun? ne istiyorsun allahın cezası ne!???!

    ne yapsın bu çocuk. tuğrul yorgun, tuğrul bıkkın. tuğrul'un tüm çabasına rağmen onu hep yedekte tuttun, ona hep semih şentürk muamelesi yaptın. artık senden umudu kesti tuğrul. onu rahat bırak. suçlu tuğrul değil. suçlu sen de değilsin gamze. suçlu kader, suçlu hayat gamze.... şaka lan şaka hemen inanıyon ya. suçlu sensin tabii ki şımarık şırfıntı!! bu arada tuğrul ne sikko isimmiş ya. iyi ki tuğrul diye arkadaşım yok. düşünsene kısaltamıyorsun da ismi. tuğ! ıyyy. iyi sözlükler.

  • bizim zamanımızda fazla naza çekmekti. hemen evet demeyeyim, atlamış gibi olmayayım diye haftalar, hatta aylarca havada bırakır, "çok ısrar etti, çok peşimden koştu da öyle ikna oldum" diyebilmek için flört dönemini sakız gibi uzatırlardı. tabi o arada gururlu, doğru sinyalleri alamayan, ya da "istemiyor galiba" diye düşünüp saygılı davranarak uzaklaşan bir çok iyi taliplerini kaçırmış olurlar, en yapışkan tiplere kalırlardı. şu sıralar ne gibi hatalar yapıyorlar, ben de okuyup öğreneyim bakalım.

  • güzel bir başlık, güzel bir soru. açıkçası başlığı gördüğüm andan beri aklımı kurcalayan bir konu oldu. bununla ilgili okumalar yaptım ama kesin bir sonuca varamadım. yine de iyi kötü birşeyler karalamak istedim.

    roma'da cumhuriyet kısmen sezar'ın eylemleriyle, fiili olarakta augustus zamanında son buldu. burada ilginç olan senatörlerin sezar'a ilk önce diktatör ( önce altı ay sonra ömür boyu) yetkileri vermesi daha sonra da bir suikast sonucu öldürmeleri. yine ilginç olan cumhuriyeti kurtarmak için sezar'ı öldürmeleri, ama bırakın cumhuriyeti kurtarmayı, bu eylem cumhuriyet'in yıkılışını daha da hızlandırdı. sonrası malum, augustus senatonun gücünü kırıyor ve bir imparatorluk inşa ediyor. peki tekrardan cumhuriyet kurulamaz mıydı?

    1) "kandan korkmuş olabilirler"

    augustus'tan başlayarak son imparatora kadar hiç bir imparatorun cumhuriyeti tekrardan geri getirmek istediğini sanmıyorum. hiçbirinin öyle bir misyonu yoktu. eğer cumhuriyetçiler ayaklanma çıkarsalardı, öleceklerini biliyorlardı. çünkü böyle bir eylem muhtemelen kanla bastırılacaktı. iç savaş çıkması olasıydı. yani senato imparatorluk karşısında zayıftı.

    2) "en iyi sistem imparatorluk!"

    nihayetinde roma geniş sınırlara sahip bir devlet/imparatorluktu. belki de romalılar, geniş sınırlara sahip bir teşkilatın imparatorluk ile yönetilmesini daha uygun bulmuş olabilirler.

    bir çok imparatorun askerler tarafından indirildiğini biliyoruz. yani, günümüz jargonuyla darbe ile. peki askerler bir imparator'u devirdiğinde cumhuriyet'i ilan edemezler miydi? bu onların yararına mı olurdu yoksa zararına mı? bu her iki soruya da kötümser bir cevap vereceğim. roma'da askerler her zaman siyasi düzene saygı duymuşlardı ve sadık kalmışlardı.
    peki, imparatorluk içerisinde bazen iki kişinin aynı anda imparatorluğu yönettiği dönemler de olmuştu. bu, cumhuriyet dönemi ile karşılaştırınca bir benzerlik gösteriyor. cumhuriyet döneminde de iki konsil cumhuriyeti yönetiyordu. tabi tek bir farkla: cumhuriyet döneminde senato daha güçlüydü.

    gerçekten de senato imparatorluğu bir cumhuriyet olarak mı görüyordu? sanmıyorum. ben yine de iki durum üzerinde duruyorum:
    1) senatörler imparatoluk içinde karışıklık çıkmasından ve tabiiki de öldürülmelerinden korkmuş olabilirler.
    2) o dönem imparatorluk rejiminin daha iyi olduğunu düşünmüş olabilirler.

    ekleme: evet, senato krallık döneminde bir darbe/devrim yaparak cumhuriyet yönetimi kurdu ancak roma'nın krallık dönemiyle imparatorluk dönemi arasında dağlar kadar fark var. krallık döneminde askerler profesyonel bile değildi ve yönetimde etkileri yoktu bile. yine hatırlatmak isterim ki senato o zamanlar daha güçlüydü. ayrıca augustus cumhuriyet yanlılarını savaşta mağlup etti, bu cumhuriyet savunucuları için bir yıkımdı. augustus tarafından acı bir şekilde mağlup olmakla tecrübe edilen cumhuriyetçiler için bu yenilgi, belki de kulaklarında küpe olmuş olabilir.

    normalde tartışma forumlarını pek sevmiyorum. bu tip konuların daha ansiklopedik ve makale çalışmaları/okumaları ile öğrenilmesi taraftarıyım. ne yazık ki bu konuyla alakalı "bilimsel" bir şey bulamadım. ancak bu tartışma ile ilgili bir forum sitesi buldum.

    eğer göz gezdirmek isterseniz:
    https://www.quora.com/…-the-autocratic-roman-empire

  • kendi ülkemizde gezmeyelim görmeyelim diye biçilen fiyattır.

    kişi başı giriş 60 tl, ilk girişten travertenlere kadar olan uzuun yolu mini arabalarla geçmek 6tl, içeriye yiyecek içecek sokmak yasak olduğundan içeride satılan küçük boy su 15tl. —fiyatlar günceldir—

    gerçekten bunun tek adı soygunculuktur. kendi vatanımızda kendi değerlerimizi gezemeyeceksek ne diye yaşıyoruz biz burada? turiste indirim yapıp kendi milletine dayamak hangi aklın ürünü?

    herkes 18bin maaş almıyor herkes zengin değil. asgari ile çalışıp çocuklarına burayı göstermek isteyen anne/baba nasıl bu ücreti karşılayacak? bu fiyatların asla mantıklı bir açıklaması yok!

    sizin ticari zekanız zikriniz fikriniz batsın. soyguncular. 100 tl yapın 500 tl yapın girişleri açıktan sokun millete. size yakışan bu...

    dokunmayın yakarım editi: içeride gezgin olarak türk yok zaten, yüzde 90ı suriyeli arap kuveytli. onlar oranın içine sıçacağına giriş daha ucuz olsa da biz sıçsak aq. fiyat politikası kendi insanımızı etkiliyor sadece. elin ortadoğulusu yine giriyor yine suya çişini yapıyor...

    müzekart edit: herkes tutturmuş bir müzekart müzekart. çok sevdiğiniz müzekart 70 tl. bu verdiğiniz parayla koskoca türkiyede bir elin parmağını geçmeyecek sayıda müzeyi anca gezersiniz. sanıyorlar ki müzekart olunca bütün müzelerde depar atacağız..

    su editi: herkes ‘pamukkalede su kalmadı fiyatlar artmalı’ demiş. bunu diyen saftirikler pamukkale’nin termal suyunun çevredeki otellere aktarıldığını bilmiyor, kendi kendine gezen yerlilerden dolayı azaldı sanıyorlar yau... o otellerle yapılan rezil anlaşmalar olmasa pamukkale şu an fışır fışır suyla doluydu halen. insan önce araştırmalı...