ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
motora çarpıp kaçan kadın ve meriç
-
bayan lan orman çocuğu arabayla dikkatsizce umursamadan motorsikletliyi öldürmeye hakkı var. neden? bayan lan bayan anlamıyor musun?
keşke iş sadece tutanak tutmak olsa. bir şekilde halledilir ama kadın resmen adamın canına kast etti. muhtemelen çarptığını bile anlamadı.
alper tanga giydi mi
-
alper tanga giydi mi?
gumaş araya girdi mi?
pişig ilen yandı mi?
imdi kase dağlanır..
internette bir türlü bulunamayan efsane videolar
-
yaklasik 10-15 sene evvel ismail turut'un carkifelek'e yarismaci olarak katildigi bir bolumde, turu kazanip hediyesini secmek icin hediye odasina gittiginde, mehmet ali erbil'le birlikte hediye olarak verilen yataga atlayip yataktan sekerek yere dustugu bolum...
bunu yillardir ariyorum gercekten...
ssg'nin microsoft'ta sözlükten bahsetmesi
-
gates- suser'lar arasında kaçak windows kullananları tespit edecek bir komponent yazmanı istiyorum ssg. sonra da bunu banner'a embed et, gömbed et.
ssg- gerek yok. yazılıma para veren hıyarlar diye bir başlık açarız, herkes rengini belli eder.
gates- ankete girmesin?
ssg- anladın sen anladın
gece uzaktaki ışıkların yanıp sönüyor gibi durması
-
hepimiz fark etmişizdir, gece balkondan dışarıya baktığınızda uzaklardaki bina ve sokak lambaları yanıp sönüyormuş gibi durur. bunun neden olduğunu küçüklüğümde hep merak etmiştim ve kendimce yeryüzünden atmosfere yayılan ısıdan kaynaklanabileceğini düşünmüştüm, çünkü yazın asfalta baktığımızda arabaların uzaktan dans ediyor gibi gelmesi ben hep heyecanlandırmıştır. velhasıl kelam, ileride fizik dersi aldıktan sonra, fizik hocamın elektrik konusunda , alternatif akımın bir frekans değerinin olduğunu ve bu frekans değerinin o ışık kaynağının saniyede kaç kez yanıp söndüğünü anlattıktan sonra ve hatta benim o zamana kadar ki merak ettiğim bir şeyi örnek vererek pekiştirmesiyle, aklıma ağaca kazınmış baş harfler gibi kazınmıştı. örnek verecek olursak, şehir şebekeleri 50 hertz civarında çalışmaktadır, bu o lambanın saniyede 50 kez yanıp söndüğünü gösterir. gözümüz bu farklılığı yakındaki lambalarda fark edemez ama çok uzaklardaki bir lambada bu küçük aralığı algılar.
g20'de kameraya takılan ilginç herif
-
(bkz: fuat avni)
tobias linderoth
-
31 çekse aids olur bu adam.
anıt falan istemiyorum
-
kendini bilen insan söylemidir.
ulan bir atatürk'e bak, bir de kendine bak.
anıt layık olanda kalmalı.
zam yapmak yerine ürünü küçültme prensibi
arka sokaklar hüsnü'nü hiç terfi almaması
-
ulan bu hüsnü yıllar içinde teröristinden torbacısına, batman'den daha çok suçlu yakaladı. yaşı da emekliliğe dayandı ama adam akıllı bir terfi alıp üst düzey bir göreve getirilmedi. hala arka sokaklarda iti çakalı kovalıyor. bu nasıl bir liyakatsizliktir. gotham city'de olsa belediye başkanı bile seçilmişti amk.
not: hala "başkomiser oldu ya" diye savunan çakallar var. allah razı olsun başkomiser olmuş! ulan hüsnü'nün yakaladığı suçlulardan cezaevlerinde yer kalmadı. herif neredeyse 60'ına geldi. mesleğinin son yıllarında en azından küçük bir şehrin il emniyet müdürlüğü veya içişlerinde bir müsteşarlık falan haketmiyor mu? ne yapacak bu adam? 60'ında, bir yankesiciyi kovalarken kalp krizi geçirip mi ölecek? bunu mu istiyorsunuz?
bu ülke sizin gibiler yüzünden bu halde. siz sıcak yataklarınızda uyurken bambaşka bir hayatın olduğu arka sokaklarda ömrünü harcamış bir adama en azından mesleğinin son yıllarında hakettiği değerin verilmesine bile karşı çıkıyorsunuz?
not2: "kadro yok" diyenlere: nasıl yok? ulan fetö'den emniyetin yarısı atıldı ama hüsnü hala yerinde sayıyor.
tbmm üyeler lokantasının 28 tl'lik adisyon fişi
-
milletvekillerinin emeklilik sistemini ozluk haklarini falan ovecek degilim burda da, ortalama bir eksi sozluk yazarini milletvekili yapsak ucuncu gun gelip tbmm rezaleti diye baslik acacagini adim gibi bildigim icin bu tur basliklari gorunce icimden kis kis gulmuyor da degilim.
turkiye'de milletvekilligi denen kurum bir avanta dagitma muessesesidir. milletvekili secilene kadar partililere, delegelere, ilce baskanlarina, il baskanlarina, genel baskan yardimcilarina, genel baskanlarina, kisacasi onlerine gelen herkese dagitirlar. secildikten sonra da bir sonraki secimde tekrar aday gosterilebilmek icin yukaridaki kesim de dahil olmak uzere dagitmaya devam ederler.
bu avanta dagitmalar kendisine haber ulastiran herkesin cocugunu ise yerlestirme, yurda yerlestirme, dugune gidip altin takma, dugun salonunun parasini odeme, yolda gordugunde para verme, yanina geldiginde para verme, gece, gunduz, haftasonu, gerekirse genel kurulda veya komisyon toplantisinda dahi arayan partilisinin telefonuna cevap verip pohpohlama ve akliniza gelmeyecek bir milyon degisik yolla vatandasin gonlunu hos tutma seklinde tezahur eder.
iste bu vatandasin gonlunu hos tutma senlikleri icerisinde bahsi gecen meclis lokantasinin ucuzlugu da, memleketten akin akin vekillerini ziyarete gelen demokrasi sevdalisi partililerine yemek ismarlamaya birakin milletvekilini cumhurbaskaninin gucu yetmeyeceginden ortaya cikiyor.
'partililik' kavramindan gecinen ve hayatini tamamen partililik uzerinden idame eden, her partinin teskilatinda yer alan bu asalak tur var oldugu ve bu kadar guclu oldugu surece milletvekillerinin maaslari asla kendilerine yetmeyecek, ceplerindeki paranin buharlasmamasi icin meclis lokantasi gibi ufak tefek yaraticiliklarla isin icinden cikmaya calisacaklar.
daha onemlisi, milletvekillerinin ucuz yemek yiyebilmek icin meclis lokantasinin fiyatlarini dusuk tuttuklarina ciddi ciddi inaniyor ve bunun disinda mutemadiyen milletvekili maas zamlarina, cumhurbaskani maas zamlarina vesaire sinirleniyor olmak, bence kronik bir vizyonsuzluga isaret ediyor, zira turkiye'de siyaset icinde donen para ortadayken meclis lokantasindaki dana kavurmanin fiyati veya cumhurbaskaninin maasi uzerine dusunmek bile son derece abes.
siyasetteki yozlasmanin ufak tefek sonuclarina takilip havanda su dovmek yerine sistemin kendisine bir goz atmakta fayda var, zira boyle basliklar biraz komik kaciyor.