hesabın var mı? giriş yap

  • otelciydim.

    türkiye'de iptal edilemez geri iade edilmez olarak yaptırdığınız rezervasyonları kullanmazsanız (bkz: no show) ve rezervasyon yapılan otel kredi kartından ödeme almışsa kredi kartının ait olduğu bankaya kullanım itirazı yapıp paranızı geri alabilirsiniz.

    bu tür durumlarda bankalar otellerden konaklama esnasında doldurulan kayıt formunu isterler kullanım olmadığı için de parayı iade ederler. promosyon, iptal edilemez rezervasyon, indirim dinlemezler.

    edit: 12 yıldır sözlükte yazarım, evveliyatında da sağlam bir okurdum ama en fazla reaksiyon aldığım entry bu oldu, gelen sorularla kendimden bile şüphe ettim ve gelen mesajlar için genel bir açıklama yapayım dedim:

    1-kredi kartınızdan ödemenin direkt olarak otel tarafından alınması gerek, ödeme olarak bazı online acentalar müşterilerinden ödemeyi alıp, komisyonu düşülecek şekilde otele bir virtual kredi kartı tanımlarlar ya da cari olarak çalışıp ödemeyi sonra yaparlar. bu tür durumlarda muhatap acente olduğundan bu konu ile ilgili bir acentacıdan bilgi almak doğru olur. yine de ödeme direkt otel tarafından alınmışsa prosedür entrydeki gibidir. en azından kasım 2019'a kadar.
    2-uçak biletleriyle ilgili bilgim yok.

  • aga ne diyelim. allah bin tane peygamber göndermiş yine ıslah edememiş bu coğrafyayı. tartıştığımız konuya bak. oruç tutan tutmayan birbirine hayvan falan diyor. adamlar bugün galaksimizde ne oluyor deyip uzay boşluğuna kök salarken, biz bugün ne giysek, bugün hangi mezhep çatışması var, hangi örgüt ne amaçla kelle kesiyor ya da oruç tartışması yapıyoruz. biz oyuncu değil oyuncağız lan. bir tane iskandinav ülkesinde böyle kısır saçma bir tartışma döner mi, hayır. allah var diyen emirdir diyen tutar, ben tutmuyorum diyen tutmaz kime ne? vallahi kafamı duvarlara vuracağım. bu ülkede yaşamak, bu salak tartışmaların beynimi işgal etmesinden o derece sıkıldım.

  • ben size konuyla ilgili en eski formülü kısaca anlatayım.

    1. kalp ritmini anlık ölçen akıllı bileklik alınır. (mi band 3 gibi)
    2. (220-yaşınız)x%60 hesabıyla kardiyo yaparken kalp ritm alt hızınız bulunur.

    mesela 32 yaşındaysan (220-32)x 0,60 = 112 bpm

    32 yaşındaki biri yağ yakmak istiyorsa herhangi bir sporda kalp hızının 112 lerde olması yeterlidir. ne kadar uzun süre yaparsa o kadar çok yağ yakar.

    3. (220-yaşınız)x%80 hesaplaması da maks kalp atış ritminizi ölçer. 32 yaşındaki için hesaplarsak

    (220-32)x 0,80 = 150

    32 yaşındaki arkadaşımız 150 yi geçerse hem kendini gereksiz yoracaktır, hem kalp krizi geçirme riskini artıracaktır hem de yağ yerine kastan yakmaya başlayacaktır.

    peki her kardiyo egzersizimizde yağdan ve kastan yakıyorsan yağdan maksimum yakıp kastan minimum yakmayı nasıl sağlarız. bunun da hesabı yukarıdaki bulduğunu iki rakamın farkını 3 e bölüp ilk aralıkta çalışmak.

    yine bunu da 32 yaşındaki birine göre bulursak

    150-112= 38

    38/3=12

    taban kalp hızımızla bunun 12 yukarısı yağdan en çok, kastan en az yaktığınız kardiyo aralığıdır. yani 32 yaşındaki biri için bu aralık 112-124 arasıdır.

    şimdi başlığa bu kalp ritm aralıklarına göre cevap verirsek: bu kalp atış hızını hangi sporda, aktivitede ayarlarsanız ayarlayın çok güzel yağ yakarsınız. forma girersiniz. fakat en az bunun kadar önemli bir faktör daha var; eğer tüm vücudunuzdaki kasları güçlendirmezseniz oturduğunuz yerde yaktığınız kalori çok az olur ve yağlı görünürsünüz. kaslı doku, kassız ve yağ ağırlıklı dokuya göre durduğu yerde kat kat fazla yağ yakıyor.

    çok uzattım: final önerime geliyorum. yağ yakacaksanız tek başına yüzme, koşma, yürüme az etkilidir. beraberinde bir kaç ay hafif ağırlıklarla bile olsa fitness yapın. mükemmel yağ yakacaksınız.

    edit: neden 220 baz aliniyor diyenler oluyor.
    220 yeni dogmus bir bebegin kalp atis hizi ve her sene ciddi anlamda duser bu hiz. cocuklarin daha yuksek, yaslilarin daha dusuktur.

    her insanin kalp buyuklugu de ayni degildir, buyuk kalpli sporcularin her kalp atisinda pompaladigi kan daha fazla oldugu icin vucutlari kan ihtiyacina gore kalp atis hizini dusurur.

    saglikli bir insanin kalp atis hizi misal 60-100 arasi ise kocaman kalpli bir power lifter icin 50 normal hizdir. kalbi cok zayif olan ve her seferinde az kan pompalayanlarin kalp ritmleri ise 100 u asar otururken bile. o yuzden zaten kalp kaslarini guclendirmekten bahsediliyor. her seferinde yuksek hacimde kan pompalayan kalp yavas ama saglikli calisir.

    edit2: neden 3 e boldugumuz fark araliginin ilk diliminde calismamiz gerekir.

    o aralikta maksimum yag yakimina ulasiyoruz ve kas yıkımı minimum olurken az yoruldugumuz icin uzun sureli antreman yapabiliyoruz.

    edit3: kisiden kisiye bu hizlar degisebilir, yukaridaki hesaplama cok kaba bir hesaplama yontemidir. sagliginizla ilgili en ufak supheniz var ise doktor esliginde hesaplamaniz daha dogrudur. kalp, en tehlikeli organ, yanlış yapmaya gelmez. ayrıca potasyum ve yağları yeterli almaya ozen gostermezseniz de kalp krizi riskiniz yuksek olur. ozellikle kas olan kalbimize potasyum eksikliginden dolayı girecek kramp direk ve hizli ölüm sebebidir. dikkat..

  • aşkımı öldürüp tarihin tozlu sayfalarına gömen terbiyesiz. sen ki bu kadar güzel bakıp gülen türkiye standartlarının üzerinde ekstra çekici bir hatunken.. olum bunları söylerken kendimi ibne gibi hissediyorum. ne yaptın bana nil.. rüzgar.. her neyse.

  • 7 numara doneminin ogrenci evini, gecim sorunlarini, universiteli cogunlugun dertlerini ve sevinclerini, gelecek hayallerini tebessum ettirerek anlatan donem dizisidir. guldurmek gibi bir derdi olmamistir ama espriler yayinlandigi donem icin incedir.
    gunumuz dizilerindeki gibi bagirarak konusan abartili oyunculuklar yoktur. oyuncular nisana gider gibi giyinip suslenmemistir. ozetle hayatın kendisi gibidir. dizi bu yuzden sevilmistir.

  • kimsenin isimlerin telaffuzu konusunda tek kelime etmediğini görüyorum. jeyms hayms döbürün möbrün diye geziyordunuz amk, spiker ja co fiyuğ deyince sik gibi kaldınız di mi lan? cahil ibneler. doğrusu fiyg huyf kiyfm.

  • anlamadığınız şey tam olarak nedir?

    bu ve tayfası; gidip karikatürler üzerinden para kazanan sayfa ve siteleri dava etseler, kimse ses etmez. "haklısınız" der hatta.

    ama bu adamlar bunu yapmıyor ki?
    radyoloji sitesindeki bir forumda bir kullanıcı karikatür paylaşıyor. ve onu dava ediyorlar.
    radyoloji sitesindeki bir yazıda, karikatüre yer veriyorsun diye dava ediliyorsun.
    kişisel bir blogda 65 yaşında bir kadın iyi bayramlar karikatürü paylaşıyor ve 33binlik oluyor bir anda.

    edildiğin davanın tutarı da öyle 50-100 lira değil. 33 bin lira.

    yani bu ve tayfası diyor ki; sizin radyoloji sitenizin 5 senede kazandığı 3-4bin lirayı, benim karikatürüm sayesinde kazandın. şimdi bana para ödeyeceksin.

    bunun adı telif kovalamak falan değil arkadaşım. bırakın artık kendinizi kandırmayı.

    tüm içeriğini, parasını karikatürlerin telifli eserlerinden kazanan adamları dava edersen haklısındır.
    ancak konusu, kazanç yöntemi vb. hiçbir şeyinin senin karikatürünle en ufak bir bağı bile olmayan siteleri/blogları/forumları dava ediyorsan sen kötü niyetlisindir.

    berlin'de hamurunuza, suyunuza ne katıyorlar bilmiyorum.
    ancak bu insanların avukat masrafı yapmalarına, adliye adliye koşturmalarına, ülke içindeki bin tane sıkıntı arasında bir de sizin 30bin liralık telif davalarınızla uğraşmalarına vesile oldunuz ya. umarım bunun acısı sizden çıkar. umarım.