hesabın var mı? giriş yap

  • dün akşam fenerbahçeyi 3-2 yendiğimiz maçtan sonra pederimi aradım. telefonda kutlaşalım diye. sonunda şeytanın bacağını kırdık bıbıcığım dedim. ne bacak kırması, hamuğa goyduk bıraktık dedi kısık sesiyle. mario dedim. gomez dedi. siyah dedim. beyaz dedi. nartallo dedim. mrklea dedi. kısa süren bir seansla kemoterapi uyguladık birbirimize. sonra kapattık telefonları. oturduğum yerde 3-5 saniye sessiz bir şekilde dururken mutfaktan hanım bağırdı ;

    - yalnız iyi koyduk haa.

    limited edition : debe listesine 10.sıradan girmişiz. ilginiz için teşekkürler.

  • hızlı bir biçimde ekşi sözlüğün ticari yönünü kafasında ve uygulamada bir yerlere oturtması gerektiğini düşünüyorum.

    bu oturttuğu yeri de bizlerle paylaşması gerekir. medyaya verdiği röportajlarda sözlüğün fenomen haline gelme sebebinin içinde barındırdığı protest ruh olduğunu kendisi bizzat tarif etmişti.

    şimdi işler değişti. ekşi sözlüğün sahibi/yöneticisi artık yanlızca burada yazan bir takım huzursuz tiplerin bildiği, saydığı kişiler değil, bir yandan bu işlerden kazandığı paralarla mercedes'e binen, canı sıkıldı mı 2 bilet alıp oraya buraya tatile gidebilen tipler. işin içine para girince her iş değişiyor, çoğunlukla da çirkinleşiyor. sözlük de çirkinleşti artık.

    ha bu paralar gelmeye devam eder mi? eminim ki sonsuza kadar olmasa da çok uzun bir süre evet devam eder. ama şunu unutmamak lazım;

    işlek bir yerde açtığınız umumi helayla bir tıp profesörünün kazandığından daha fazla para kazanabilirsiniz. hayatta tıp profesörü mü olmak istersiniz yoksa helacı mı? bence bunun cevabını versin. bize de bildirsin. bizde ssg ve kilolu arkadaşının uygun gördüğü başlıklara, onların uygun gördüğü fikirlerimizi ona göre yazalım.

  • müthiş kıskandığım kadın.
    bunca yıllık hayatımda tek bir gün -bırakın desteği- yardım, torpil göremedim. hatunun kocası kıymet bilir bir adam vesselam. burnunu yaptırdı, efendim bkm'nin filminde oynattı, dizide başrole yerleştirdi, mehmet günsür'le, kıvanç tatlıtuğ'la, nejat işler'le oynattı, yetmedi monica belluci'yle aynı havayı soluttu.
    herkese böyle güzel huylu bir koca ve belçim bilgin şansı diliyorum daha da konuşmam.

  • islami konuları işleyen tartışma programını sadece para kazanmak için yapan, işten eve gittiğinde yüzündeki maskeyi çıkarıp, kendine bir kadeh şarap koyup tartıştığı konukların ne kadar salak olduğunu düşünerek kendi kendine gülen bir kadın olduğu izlenimini uyandıran tartışma programı sunucusu.

  • biliyorum sana giden yollar kapali
    ustelik sen de hic bir zaman sevmedin beni

    ne kadar yakindan ve arada ucurum;
    insanlar,evler,aramizda duvarlar gibi

    uyandim uyandim, hep seni dusundum
    yalniz seni, yanliz senin gozlerini

    sen bayan nihayet, sen olumum kalimim
    ben artik adam olmam bu derde duseli

    simdilerde bir kopek gibi kosuyorum ordan oraya
    yoksa gururlu bir kisiyim aslinda, inan ki

    animsamiyorum yari dolu bir bardaktan su ictigimi
    ve icim goturmez kenarindan kesilmis ekmegi

    kac kez sana uzaktan baktim 5.45 vapurunda;
    hangi sarkiyi duysam, bizimcin soylenmis sanki

    tek yanli ask kisiyi nasil aptallastiriyor
    nasil unutmusum senin bir baskasini sevdigini

    cocukca ve seni uzen girisimlerim oldu;
    bagisla bir daha tekrarlanmaz hicbiri

    raslasmamak icin elimden geleni yaparim
    bu boyle pek de kolay degil gerci...

    alisirim seni yalniz duslerde oksamaya;
    bunun verdigi mutluluk da az degil ki

    cikar giderim bu kentten daha olmazsa,
    sensizligin bir adi olur, bir anlami olur belki

    inan belli etmem, seni hic rahatsiz etmem,
    son istegimi de soyleyebilirim simdi:

    bir geceyarisi yaziyorum bu mektubu
    yalvaririm onu okuma carsamba gunleri

    cemal sureya

  • ancak her iki tarafın da benzer duyguları taşıması halinde işe yarayacak bir taktiktir. bak aynı duygular diyorum, aynı derecede duygular değil. diyelim ki kız erkekten hoşlanıyor veya tam tersi. ama birinden birinin hiç mi hiç niyeti yok öyle bi şeylere başlamaya. şimdi diğer hoşlanan kaçsa, hatta usain bolt olsa ne yazar? diğerinin kovalamak için bi nedeni yok ki. bir amaç uğruna yorar insan kendini. eğer karşı tarafın sana zerre duygusu yoksa, varlığın ona konuşurken keyif veriyor ama yokluğun zerre koymuyorsa sen istediğin kadar kaç dur, yıllar sonra arkana bi bakarsın ki kimse seni kovalamamış, sen boşu boşuna kendini yormuşsun.

    bu zihniyetin altında yatan temel felsefe aslında insan ulaşamadığına daha çok bağlanırdır. hani yasaklar insanı cezbeder, ulaşamadığımız şeyi gözümüzde büyütürüz ya, hah işte tam da bu düşünceye dayanıyor bence. ama dediğim nüans burada da önem kazanıyor, karşıdaki seni istiyor mu gerçekten? o yüzden bir tarafın sevip diğer tarafa açıldığı ve onun da yüz vermediği durumlarda açılan kişilere bu laf üzerinde suçlama yapılarak "abi sen hemen yelkenleri suya indirmişsin, biraz geri çekilecektin bak nası tıpış tıpış geliyo" denmesini pek mantıklı bulmuyorum. böyle bi durumda kaçmak tavşanın dağa küsmesinden farksız olur.

    ha işe yaramaz mı diyorum? hayır, ama her ilişki öncesinde işe yaramaz. karşı tarafı ölçüp biçersin, eğer yeşil ışığı aldıysan belki bunu uygularsın. ama böyle bi durumda bile şahsen uygulanması yine saçma geliyor bana. sonuçta ondan hoşlanmışsın, onu sevmişsin, ona aşık olmuşsun, daha neyin taktiği? satranç mı oynuyoruz amk? niye sürekli bi taktik gütme çabasında hissediyoruz kendimizi ki? hoşlanmışsam, kendi açımdan, asla kaçmam, üstüne giderim, zaten iş işten çoktan geçtiği için kaçma süresince onsuz geçecek zamana dayanamam.

    modern zamanlarda aşk işte...