hesabın var mı? giriş yap

  • iki tane adam var, biri elektrikli araba yapıyor, uzaya roket, araba ve sütyen fırlatıyor. diğeri, kullandığımız tüm sosyal medya sitelerinin sahibi.

    bunlardan sosyal medyacı olanı "la biz sizin kişisel bilgileri filan hısım akrabaya dağıttık hep galiba" diyor. sonra uzaycı olan, twitter'dan bir türk'ün "silsene lan facebook'u" lafına karşılık, facebook hesabını kapatıyor.

    arkadaşlar artık açıklıyorum, bu evren bir simülasyon. yani öyledir umarım, çünkü gerçek dünya için çok salakça geliyor bunlar bana.
    ayrıca bence elon hesapları silmemiştir, dondurmuştur lan. ben de arada sıkılıp yapıyorum öyle.

    (bkz: kimden ötürü haa kimden ötürüüü)

    facebook'u kapatıp instagram kullanmaya devam etmek de, elon musk'ın kütüğünün yozgat olduğunu gösteriyor. gelsin eloncuğum yanıma coca cola'yı protesto etmek için fanta içelim.

  • dün metrodayım, kulağımda müzik, dışarıdan hiçbir ses duymuyorum, kaşlarımı çatmışım ve bir yerlere dalıp çıkamamışım. yanımda dokuz, on yaşlarında bir kız çocuğu, onun yanında da annesi var. bir ara küçük kızla bakışıyoruz, daha doğrusu bana baktığını hissediyorum. sonra kafamı yine önüme çeviriyorum. bu sefer bana doğru eğilip, bir şeyler söylüyor. kulaklıklarımı çıkarıp, "efendim? duyamadım?" diyorum, "kirpiğin düşmüş de" diyor ve birden uzanıp yanağımdan kirpiğimi alıyor, iki parmağının arasında tutuyor. bu oyunu hemen hatırlıyorum. hala oynandığını unutmuşum, oynamayı da çok zaman önce bırakmışım. küçük kız ise heyecanla oyuna devam ediyor, "bir dilek tut" diyor. gözlerimi sıkı sıkı kapatıp, bir dilek tutuyorum. "dileğin uzunmuş" diyor gülümseyerek, "peki, alt mı üst mü?". ben de gülümseyerek, "alt" diyorum. sabırsızlıkla oyunun sonucuna bakıyoruz beraber. kirpiğim alt parmağının üstünde duruyor, "dileğin tutacak" diyor sevinçle. "tutacak" diyorum sevinçle. hafifçe üflüyor kirpiğimi sonra. müziği olduğu yerde bırakıyorum ve yolculuğun sonuna kadar, küçük kızla birbirimize gülümsüyoruz.

  • atilla taş'ın yamyam style videosunun altına

    -işte sizin gibiler yüzünden biz de helak olan kavimler arasına karışacağız.

  • pek çok şekilde yenir ama daha bereketli ve doyurucu olmasını istiyorsanız salata olarak deneyin...

    küp küp doğranmış avokado, onun yarısı kadar miktarda sadece ikiye bölünmüş şeker domates, küp doğranmış kırmızı soğan, minik doğranmış yeşil biberi bir kapta ezmeden karıştırın. üzerine zeytinyağı, limon, sarımsak ve karabiberle hazırladığınız sosu dökün. hafifçe karıştırın.

    hatta ince dilimlenerek hafifçe kızartılmış ve üzerine ikiye bölünmüş sarımsak sürülmüş ekşi maya ekmeklerin üzerine paylaştırarak bruschetta gibi de servis edebilirsiniz.

    vegan beslenen iki sıpam var okulda. diğer arkadaşlarıyla biz ev yapımı pizza gömerken aç kalmasınlar diye alelacele yaptım bir gün ve efsane oldu. hatta iki gram omega üç alsınlar diye ceviz de serptim üstlerine. ama temel malzeme avokado. diğerleri destek eleman. bu gerçeği göz ardı etmeden tarifi besleyebilirsiniz.

    az uğraştıran artizan tarifler keyiflidir. deneyin, sevdiklerinize ikram edin. kim bilir, belki şirinleri bile görürsünüz*

  • umarım yıllar önce show tv' de izlediğim ve aklıma geldikçe hala güldüğüm karadenizli mucidin kendi imkanlarıyla yaptğı helikoptere benzemez.

    efendim, haberimiz yaklaşık 1, 1,5 dakika kadar sürmüştü. haber bülteninin sonuna doğru çıkan gereksiz haberlerden biriydi. habere göre karadenizli mucit, kendi imkanlarıyla helikopter yapmıştı ve haberin bandı girdi;

    orta yaşlı bir adamla röportaj yapan muhabir ve hemen arkalarında da 2 metreye yakın, şekli helikopetere oldukça benzeyen, pervanesi süratle dönen bir araç. röportaj boyunca adamımız küçüklüğünden beri böyle şeylere meraklı olduğunu filan anlattı. peki ilginçlik nerede? ilginçlik haberin son diyaloğunda;

    muhabir: bundan sonraki hedefin nedir?
    mucit: uçanını yapmak.

    işte bunun gibi olmasından korkuyorum.

  • amerikan dizilerini, filmlerini izlerken dışarıda lapa lapa kar yağmasına rağmen amerikan halkının evde t-shirtle dolaşmasına anlam verememiş çocuktur.