hesabın var mı? giriş yap

  • nasıl da acıtır bitince... ağladığın adam sevgilin bile değildir, dokunmamışsındır, etmemişsindir. aşk değildir arkasından üzüldüğün, arkadaşın değildir kaybettiğin, elini bile tutmamışsındır ama bir şey vardır. sırtına doğru bir ağrı yayılır aklına gelince.. yolda görürsün, yüzüne bakmadığında edecek iki lafın yoktur, hesap soramazsın çünkü sevgilin değildir, dön diyemezsin çünkü hiç gelmemiştir... biten bir şey vardır ama o biten şey nedir o bile belli değildir....

  • yıl: 1996
    yer: kayseri fen lisesi

    mabeyihumayun ve oda arkaşları o gün farkli bir sesle uyanır.normalde “ kalkın yavru kuşlaaar!” diye bağıran nöbetçi hoca, “ bu ne laaan, manda boku mu laaan!” diye bağırmaktadır.derken daha önce uyanmış olan angeleyes kahkahalarla odaya girer:

    - nooluyo lan dışarıda?
    - hahahahaaa
    - ne var lan nooluyo?
    - bok var! hahaha.vallaa git bak istersen..

    bunun üzerine mabeynihumayun yataktan kalkıp koridora çıkar.ortalık ana baba günüdür.koridorun tam ortasında ise bir yığılma vardır.o tarafa gidenler “ öğhh, iğrenç” gibilerinden söylenerek ortamdan uzaklaşmaktadır.mabeyn kalabalığın ortasına geldiğinde yerde kocaman bir bok kütlesiyle karşılaşır.sabah sersemliğiyle beraber herkes gibi söylenip hemen uzaklaşır,odaya döner.

    halen mayışık bir halde olduğu için tekrar yatmayı düşünür.normalde nöbetçi hoca milleti sabah etüdü için uyandırmıştır ve kahvaltıya yaklaşık 1 saat vardır.herşeyi göze alıp yatmaya karar verir ( sabah etüdüne gitmeyenin haftasonu izni iptal ediliyordu)

    - ali olum ben yatıyom, beni kahvaltıya uyandır
    - oh beyim yatsın biz kaldıralım.neyse yat sen ben gelir uyandırırım seni.
    - :)

    mabeyn uykuya tekrar daldıktan sonra birinin dürtmesiyle uyanır, karşısındaki milleti etüde aldıktan sonra son kontroller için yurda dönen nöbetçi hocadır:

    - nooldu olum niye yatıyon hala?
    - ee kem küm..
    - nooldu olum hastamısın?
    - e evet hocam
    - hmm.karnın mı ağrıyo?
    - evet hocam ( asıl sıçtığım an budur.yazı bitiminde bu parantez içini tekrar okuyun)
    - tamam yat sen.
    - :)

    kahvaltıdan ve ilk iki dersten sonra biyoloji yazılısı için gelen anonsla herkes koşmaya başlar: “ 2c ve 2d sınıfları sınav salonuna gidiniz..”
    herkes yer tutmak için salona koşarken (bkz: pole position/@mabeynihumayun) mabeyn bi ses duyar, ses müdüre aittir:

    - mabeyn efendi gel bakalım buraya
    - hocam sınavımız var
    - sınavdan sonra odama gel

    mabeyn, muhafazakar olan müdürün kendisini bir gün önce kız arkadaşıyla gördüğü için okulda böyle şeyler yapmaması konusunda uyaracağını düşünmektedir.

    sınav sonunda millet derse giderken mabeyn müdürün odasına gider:

    - hocam beni çağırmıştınız
    - gel senle bahçede konuşalım

    (kısa bi hal hatır sorma işinden sonra)
    - söyle bakalım neden pisledin koridora?
    - !”^”$^”$???
    - tamam olabilir yetişememişsindir, ama niye temizlemedin?

    sabah koridordaki görüntü, nöbetçi hocayla yaptığımız diyalog gözümün önünden film şeridi gibi geçti.ihalenin bana kaldığını anlamıştım..
    o şaşkınlık ve sinirle müdüre ne cevap verdiğimi tam olarak hatırlamıyorum.ama müdür benim yapmadığım konusunda ikna olmuştu ve kendisine de müdür yardımcısının benim ismimi verdiğini söyledi.soluğu müdür yardımcısının yanında aldım:

    - hocam benim adımı nasıl verirsiniz müdür beye?
    - dur oğlum sakin ol
    - hocam kolay mı adam harcamak o kadar?
    - dur oğlum.bana ahmet bey (nöbetçi hoca) senin yaptığını söyledi

    soluğu bu kez nöbetçi hocanın yanında aldım:

    - hocam nasıl olur benim adımı verirsiniz?
    - heeheeee
    - hocam gülmeyin nolur
    - olum sen söylemedin mi bana karnım ağrıyo diye, başka da yatan yoktu ben sen olabilirsin dedim.sen yaptın demedim.
    - mnskym…

    derken bir anons daha: “ tüm lise 2 erkek öğrencileri erkek yurdunda toplanınız..”
    yaklaşık 70 kişi temizlenmiş olan bokun olduğu yerde toplandık.müdür yardımcısı geldi ve güzel bi nutuk attı.

    - çocuklar, olabilir yetişememişsinizdir.ama neden temizlemediniz?
    - şimdi çıkmasın zaten kim yaptıysa yalnızken beni görsün.
    arkalardan çatlak bi ses: hocam herkesten numune alın, labaratuarda bulalım kim yapmış..

    öğrenciler arasında fiskos başlamıştı bile.herkes sabaha karşı birilerinin apar topar odalara kaçtığını anlatıyordu..ama hiç kimse isim telaffuz etmiyordu.

    aradan yıllar geçti, faili halen meçhul.ama yeni jenerasyon kendisine bir kahraman seçmiş bile..

    pilav günleri için okula gittiğimiz zaman okulun öğrencileri yanımıza gelir:

    - abi mabeyn abi kim?
    - benim
    - abi valla helal olsun, süper bi protesto…

  • öyle tırt biriydim ki, mezuniyet töreninde kepim kaybolmasın diye havaya atmadım. bi de havaya atıp tutmuş gibi yavşak tavırlar sergiledim.

  • (yoğun bakımda gördüğüm ilk insan hemşireydi haliyle, ona hitaben)

    - hastalanırsan haber ver, ben de sana bakacağım.

    biri olaydi da ağzıma terlikle vuraydı

  • istanbuldaki galatasaray milan sampiyonlar ligi macindan onceki gece. sene 2001 olsa gerek. saat ikide ter icinde ama cin bir fikirle uyanmistim birdenbire. milan'in kaldigi oteli ogrenmistim bir sekilde, ve bir cirkinlik yapip kilit bazi futbolculari rahatsiz etme fikriyle sarsilmisti bunyem.

    plan cok basitti, resepsiyonu arayacak, koyu bir ingiliz aksani patlatarak, oliver bierhoff'un ingiltere'den yakin dostu oldugunu ve kendisini cok onemli bir haber verecek oldugumu soyleyecek ve resepsiyonda muhtemelen uyuklamak uzere olan kisinin tedbirsizliginden yararlanip bierhoff amcamla basbasa kalacaktim. hakikaten de oyle oldu :

    speedy - cok kritik bir mevzu var, oliver'ın cep telefonu da kapali, lutfen beni odasina aktarir misiniz?
    resepsiyon - hmm..aaa.. peki efendim hemen aktariyorum
    speedy - keh keh keh
    --
    oliver bierhoff - hmsmshh, alo?
    speedy - bay bierhoff?
    oliver bierhoff - evet?
    speedy - efendim merhabalar, ben lust ozel dedektiflik firmasindan dedektif roger smith, sizi bu saatte onemli bir gelisme yuzunden rahatsiz etmis bulunmaktayim.
    oliver bierhoff - hmsmshh..
    speedy - efendim bugun yaptigim arastirmalar sonucu kesfetmis bulunmaktayim ki, sevgili esinizin, takim arkadasiniz zvonimir boban ile bir iliskisi var
    oliver bierhoff - himsh..hot. kimsin lan sen? gudik?
    speedy - bu gelismeden haberdar olmaniz gerektigini dusunmustum
    oliver bierhoff - lan gudik, kimsin sen?
    speedy - roger smith efendim, ozel dedektif
    (cat)

    sonuc

    oliver bierhoff belki inanmadi soylediklerime, ancak macta tel tel dokuldu, ve 60'nci dakikada oyundan cikarildi. galatasaray ise maci 2-0 kazandi..
    bierhoff'tan sonraki ilk munasabetim luis figo ile olmustu, lakin o bu kadar sansasyonel degildi.

  • alkolün hala siyah poşetle satıldığı ülkemde iç çamaşırlarının da siyah poşete konulması gerektiğini bilmeyen kadındır.
    ama bilmez ki aslında bu yaptığına değişik anlamlar yüklemek isteyen magandaların asıl siyah poşeti hakettiklerini.

  • ataturk'ün dogdugu evin kundaklandığı haberi üzerine ve gazeteci huseyin cahit yalçın'ın uyan ey ehli vatan başlıklı provokatif yazısıyla galeyana gelen halkın 1955 yılında istanbul'da azınlıklara ait olan ev, işyeri mağaza vb.yi yağmalamasıyla oluşan olaylar ki bunlar türkiye genelinin ve istanbul özelinin azınlıklarımızın güvenini kaybetmesine ve akıllarına gelen ilk işin artık bu diyarlardan göç etmek olmasına yol açmışlardır. bu da tabii ki azınlıkların gündelik yaşama kattığı renkleri soldurmuş, azınlıkların kendilerine has kültürleriyle toplum hayatına getirdiği canlılığı, efendiliği, medeniyeti ve gelenekleri yok etmiş bugünkü maganda, kro arabesk, düşük seviyeli hayatı hak etmemize neden olmuştur