• yazdığım entryler ve sık sık aldığım mesajlar hasebiyle klinik psikolog, psikiyatrist ya da meslek erbabı sanılmamdan mütevelltit bu entryi yazma gereksinimi duydum. olur da bir şey sormadan önce açıp bakan olursa burada bulunsun.

    ben bu mesleğe mensup değilim. akademik eğitimim edebiyat ve sinema menşeli. psikoloji benim tamamen kişisel ilgi alanım.

    kendi imkânlarım çerçevesinde yaptığım okumalar, çalışmalar ve katıldığım eğitimler sebebiyle bilgime güvenirim ancak ben teşhis koyup tedavi önerecek kişi yetkinliğinde değilim. nitekim bana bir şeyler soran arkadaşlara mesleğin erbabı bir kişiye gitmeleri konusunda desteklemek, en iyi ihtimalle kendi okuduklarım üstünden, meraklarıyla ilgili farkındalıklar yaratabileceğini düşündüğüm kitaplar önermek dışında bir şey yapamam.

    psikoloji alanında pek çok akademik çalışmayı da okumaya çalışıyorum. bu platform, hatta psikolojinin kendisi sosyallik içinde akademik üslubu pek kaldıran bir şey değil, zaman zaman yazılı üslubum kayıyor, haliyle bu da meslek içinden olduğum zannını yaratıyor. gerçekten meslek içinden olan kişiler buraya dört başı mamur şeyler yazma girişiminde bulunmayı pek tercih etmez, hem buna ayıracak vakti olmaz, hem suistimal edilme ihtimali var, hem de ekşi gibi zaten pek çok noktada kaçış imkanı sağlayan bir platformda böyle bir mesleki kimlikle bulunmak istemez. nitekim bu meslekteki kişilerin de kendi çatışmaları, psikolojik problemleri, isyan etme hakları olacağını unutup onları daha çok idealize etme eğilimimiz var çünkü. bu ve böyle platformlarda benimki gibi beyanlarda bulunanların büyük çoğunluğu meslek içinde olmuyorlar. genelde öğrenci, araştırmacı, meraklı statüsündeler. tabi ki istisnaları tenzih ederim, ciddi bir genelleme bu dediğim.

    kendi üslubumun büyüdüğünü fark ettiğim zaman yazdığım ya da yazmayı düşündüğüm pek çok şeyi meslek içinden arkadaşlarıma okutup onaylatıyorum. aynı başlık altında yazan, bu alanda eğitimli olduğunu düşündüğüm arkadaşlara da danışmaya çalışıyorum. her türlü eleştirilerine ve bilgilendirmelerine de açık olduğumu belirtmek isterim.

    gelelim, en çok sorulan, madem bu kadar meraklıydın, niye bu işi meslek olarak seçmedin sorusuna. seçmedim zira klinik psikolog olmanın kişiliğime uygun olduğunu düşünmüyorum. psikolojinin tek alanı elbette bu değil. aslına bakarsanız tercihim edebiyat ve sinema eğitimimi psikolojiyle buluşturacağım disiplinlerarası bir eğitim almak olurdu. bizim ülkemizde disiplinlerarasılık hâlâ kabul edilebilir bir şey değil ki sosyal bilimler buna en müsait ve en iyi hizmet eden alandır bakılınca. disiplinlerarası bir eğitimi akademisyen olma niyetinde değilseniz eğer mesleki anlamda değerlendireceğiniz pek imkân da yok. türkiye’de akademik camiaya bunu kabul ettirmek zaten ayrı bir handikap. ciddi anlamda belli ortamları ve şartları zorlamanız, etik olmayan girişimlere bile başvurmanız gerekebiliyor. böyle alan dışı eğitimleri özel üniversitelerde almak mümkün oluyor ya da yurt dışına çıkmak gerekiyor. yakın zamana kadar o da mümkün değildi. belli farkındalıklarımın eksik olması ve fiziksel imkânlar sebebiyle istediğimi yapmam mümkün olmadı diyeyim ama kendi uygun şartlarımı sağlayabilirsem hâlâ niyetim var. bu da aslında “senin diploman yok” söyleminin önünü kesmek için niyetlendiğim bir şey gibi geliyor bazen ki bu pek sağlıklı bir bakış açısı değil.

    ciddi bir de önyargı var haliyle, kimseyle bunun tartışmasına giremiyorum. pek çok kişinin hele bizdeki eğitim dinamiklerini düşününce kendince haklı gerekçeleri var. diploman yok, o halde bu konuda konuşmaya hakkın da yok tavrıyla da sık sık karşılaşıyorum. ben kendi bilgimden mesulüm, bu da benim çatışmaya gireceğim bir mevzu değil. bu tepkiyi de meslek içindeki kişilerden değil, hiçbir psikoloji okuması olmayan kişilerden alıyorum genelde. ya da farkında olmadan birilerini bir şeylerle yüzleştirecek söylemlerde bulunmuş oluyor ve karşılığını böyle bir öfkeyle alabiliyorum. teorik bilgim onu pratikte her zaman doğru ve yerinde kullanabildiğim anlamına gelmiyor.

    umarım doğru ifade edebilmişimdir. mesaj atan, fikir danışan herkese çok teşekkür ederim. psikologculuk oynama niyetinde değilim ki bu konuda hassas olmaya çabalıyorum. kendi eğitim ve iş alanlarım ayrı ama tamamen çok sevmekten kaynaklı bilgi yatırımımı yıllardır bu alana yapmaya çalışıyorum. sosyal gözlemler ve ilişkiler içinde olmaya çalışıyorum. psikoloji her bireyi kendi dinamikleriyle değerlendirse de, genellemeye çok açık, ölçme-değerlendirmelere çok fazla hizmet etse de ölçülebilirliği muallâk. 2x2=4 tanımlarına müsait değil. haliyle çatışmak çok kolay… çatışmaya hususiyetle girmiyorum-girilmiyor.

    eh ekşi sağolsun insan, belli yaşanmışlıklar ve öfkeler nedeniyle bu herkese birey birey bakmak lazım duyarlılığından da uzaklaşmak isteyebiliyor. hatta zaman zaman, başlarım psikolojisine, noktasına da geliyor. bütün psikologlar herkesi sürekli analiz eder biçimde yaşamıyorlar ya da ilişkilerini analiz halinde sürdürmüyorlar. her meslek için bu böyle. ama bazen farkında olmadan böyle bir tavra girebiliyorlar ki ona da mesleki deformasyon denebilir belki. kendi ilgi alanım hasebiyle ben de istemeden böyle hissettirebiliyorum. zaten diplomam yok ki o zaman daha da bir vay halime. hani her resim yapana benim resmimi çizsene, diyen birileri olur illa ki. beni de analiz etsene, benden tez yazılır, beni denek olarak kullan sığlığında yaklaşımlardan bezilmesini meslek içindeki çok arkadaşımdan duyuyorum. ya da insanlar bende arıza var ve psikologsa bendeki arızayı kesin görür korkusuyla belli bir mesafe koyabiliyorlar, hatta kaçabiliyorlar. bu konularla alakalı biriyseniz de buna benzer tavırlar görebiliyorsunuz.

    neyse, banasordun’un mevzusu budur der, olur da sonuna kadar okuma gafletine düşen biri olursa hayretle çok teşekkür ederim.
hesabın var mı? giriş yap