• (bkz: homeros)
  • (bkz: gülen adam)
  • aynı zamanda nesildaş bir sözlük yazarı...
  • imitasyon ronaldo, yardımsever insan, çiçeği burnunda alto saksofoncu...

    do değil, bir re diyez insanı...

    tekmili birden takribi 2 metreküp......susamıyor efendim...
  • basçalar.
    karizmadır...

    tıp fakültesinin daha birinci sınıfındayken,
    giyimi, konuşması ve davranışlarıyla cool kelimesinin örneklemesi olmuş,
    james dean'ı listenin dışına çıkarmıştır.

    ilk tanışmamız morfoloji binasının önündeki banklardaydı yanılmıyorsam...
    akd. üni. tıp fakültesinin efsane grubu beef cake'i kurma aşamasında olduklarını öğrendiğimde, mazurka ile yanına gitmiştim tanışmaya.
    blind bard etrafına en ufak bir ilgi duymayarak, umarsızca oturuyordu o sırada.
    şimdi yalan olmasın, ama gözlerinde güneş gözlükleri filan da varmış gibi hatırlıyorum o ana dair.**

    yanına sokulup kendimi tanıttıktan sonra,
    istifini bozmadan söylediklerimi dinlemeye başladı:
    "sizler müzikle ilgili ve yetenekli gençlersiniz, hepbirlikte bu işi başarabiliriz.
    tıp balosuna birkaç gün kalmış olsa da, bir konser yetiştirebilirsiniz." gibilerinden gaz dolu birşeyler söylüyordum.
    *güneş gözlüğünü hafifçe indirip oturduğu yerden ve gözlüğün üstünden bana "kim bu lavuk?" tarzında bakışını hala hatırlarım...
    hayatım boyunca kendimi michelle pfeiffergibi hissettiğim ilk ve tek an, o andır.*

    ilerleyen zamanda tüm o karizmanın,
    yakışıklılığının yanında esasen ağır başlılığından kaynaklandığını görme fırsatı buldum.

    o konser yetişti.
    tıp'ın altın çocukları tarihe geçti.
    blind bard da arkadaşları gibi beef cake'de çok güzel işlere
    ve sağlam dostluklara imza attı.

    devamının gelmesini canı gönülden diliyorum.
  • saksafon da çalmaktadır kendileri, yeteneklidir ne diyelim...
hesabın var mı? giriş yap