• tencere henüz boş değildir, içinde hava vardır. hepimiz vakum ortamına girdiğimizde tencere tamamen boş kalacaktır ve iktidar değişecektir.
  • son 1 sene icinde,

    - doktor ve saglikcilar rekor zam aldi
    - ogretmenler son aylar haric tonla zam aldi
    - asgari ucret dolar rekoru kiriyor
    - en dusukten yatirmis emekliyi minimum 7500 yaptilar.
    emekli ceo ile bagkur emeklisi ayni maasi aliyor :)

    bak daha ulkenin yarisinin sosyal yardim almasini, sonsuza kadar bedava saglik hizmetine sahip olmasini saymadim.

    halkin tenceresi bos degil kardesim, 2 kisi bim'de calissa eve 20bin tl para giriyor.
    motokuryeler 40-50bin tl aliyor.
    anadoluda kiralar 3bin tl.

    hatta genis aile olarak dusun.
    emekli babayi da say bazi evlere 40-50bin para giriyor.
    baba vasifli tesisatciysa gunde 2bin aliyor.
    ayda 60bin iyi para.

    bak adam hic okumamis, en kotu okulda en kotu notlarla bu gelirlere sahip.
    en buyuk gider kalemi kira, ona da %25 muhabbetiyle komik komik paralar oduyorlar.

    yanlislikla ev araba aldilarsa 1 senede milyoner oldular.
    her ay 1 tane araba satan bir kekoysaniz ayda 100-200bin koyuyorsunuz cebe.
    bu adam oy vermeyecek de kim verecek?

    ekonomi sadece istanbul'lu beyaz yakanin gotune girdi.
    bunlar da zaten oy vermiyor, verse de azinliklar.
    o yuzden herhangi bir degeriniz yok.

    mesela akp ciksa dese ki, ozel sektordeki uzman pozisyonlarin maasini 3le carpiyorum herkese de benden 20 yillik schengen + yunan tatili.

    oyu %0.00000001 kadar bile degismez.
    bu yuzden bos tencere muhabbeti yapmayi birakin, herkesin tenceresi dolu sizinki bos.

    pesin edit: aktroll yazanin da gotune koyayim.

    x zaman sonra edit: bu entry deli gibi oylandigina gore beyaz yakam yine secim donemine yaklasmis :)
    (bkz: #153944399)

    10 dolara keskul yiyip zengin ettiniz mi yine esnafimizi :) 20 dolara kahvalti 5 dolara valeye domalmaya devam mi?

    artik dolar referansi veriyorum, tl 1 ay onra anlamsiz kaliyor.
  • akp cenahında bir karşılığı olmayan komik söz
  • nihayet bazı yazarlar bunun gerçek olmadığını yazmaya başladı. türkiye’nin hak etmediği bir zenginlik yaşadığını düşünüyorum. çalışkan, işini düzgün yapan ve verimli çalışıp katma değer üreten insan sayısı çok limitli iken tam tersi insan sayısı bi hayli yüksek. genel bi şöyle bakın:

    - emekli ikramiyesiyle ev alan, 45 yaşında emekli olup yıllarca bu parayla yaşayan boomer kuşağı.
    - 39 yaşında. sırf bi yerde senede 3-5 gün çalışıyor gözüktü diye toplu para ödeyip emekli olan boomer teyzeler
    - grip, soğuk algınlığı ve daha bin tane sadece dinlenme gerektiren durumda sırf canı sıkıldı diye doktora giden, bedava sağlık hizmetinin bokunu çıkaran bir halk. çocuğu 2 gün biraz ateşlendiğinde doktora gitmeyen aile yok resmen.
    - gününün büyük kısmını lak lak veya kahve molası ile geçiren beyaz yaka
    - büyük bir blogger, fenomen alışveriş ve sosyal medyacı tayfa
    - hayal satan, beyin uyuşturan falcı, tarotçu, nefesçi, astrocu tayfa. hangisi vergi veriyor, hangisi bir değer üretiyor?
    - din tüccarları, yolunu dinle bulan
    - oldukça büyük bir eskort nüfusu.
    - asla vergi ödemeyen küçük esnaf, vergileri sürekli affedilen büyük şirketler
    - bok gibi bir taksiyle insanlara güvensiz ve standartsız bir hizmet verip tonla para alan taksiciler
    - asla düzgün iş yapmayan ama tonla para alan gizli zengin ustalar. yine de düzgün iş yapmaz
    - hiçbir halta yaramayıp, tek derdi ağına düşen müşterinin min hizmet ve max yalanla parasını almak olan emlakçılar.
    - eyt’liler
    - çalışan bir kadın olduğu halde vefat eden babasının ya da kocasının maaşını alanlar
    - torpille, tanıdıkla, referansla bir yerlere gelenler.
    - tonlarca memur, güvenlik görevlisi, bekçi, tonla para alan polis. çay vermeyi reddeden çaycısı, işini yapmak istemeyen hemşiresi. say say bitmez. normalde 3 günde iyileşecek hastalık için haftalarca rapor alan bir dolu çalışan.

    say say bitmez. türkiye’de insanlar az çalışıp çok kazmanma derdinde sadece. ve hemen hepimiz bi şekilde yolumuzu bu çürük sistemde buluyoruz ve hak etmediğimiz bir paranın sahibi oluyoruz. bu yüzden “daha çok tatil yapmalıyom, daha çok avrupa görmeliyim” diye türkiye’nin ulaşamadığı bir seviyeyi elde etmek isteyen hayalci bir tayfa dışında kimse halinden gerçekten şikayet edemez. çünkü halkın büyük kısmı hak ettiğinin üzerinde bir gelir sahibi.

    edit: almancı ve boomer tayfanın da ima ettiği bu. az laf çok iş değil, çok laf çok para sistemi olan bir yerde şikayet etmek saçma kalıyor. boomer amca bakıyor hayatında 10’dan fazla kitap okumamış milyonlar üniversiteliyim diye geçiniyor. anlamadığı yer mesele 20 sene öncesinin kıt zamanı değil, tüm dünya zenginleşti, artık o dönem geride kaldı. ancak türkiye bu dönemi toplu olarak boşa geçirdi ve “benim hakkım nerede” diye ağlıyor. aynı şekilde almancı dedeler. kendisinin kaypaklığını kenara bırak. 3 vardıya çalışıp biriktirdiği avrupa’da götünden kan vererek topladığı paraya torunu torbası ya da akrabası konmak istiyor.

    birkaç sene önce bir almancı teyze ile tanışmıştım. isviçrede reyisçi almancı çok sınırlıdır. o da reyisçi değil. 65 yaşında min. emekli de olmuş. ancak her hafta bit pazarında tüm cmt tezgah kurup eşya satıyor. tek başına yapıyor bunu bak. türkiye’de kim yapar bunu? türkiye’ye gitsem herkes benim ne kadar param olduğunu konuşuyor diyor kadın. sadece emekli maaşı var bak. o da burada asgari ücretin altında. 2200 frank alıyorum diyor. kadın hala çalışıyor.

    bir arkadaşım alman. liseden beri çalışıyor. aynı şekilde bir çok arkadaşı da çalışmış. üniversite, yüksek, doktora derken sadece çalışarak kendi kazancı ile okumuş. asla eğlencesinden de geri filan kalmamış ha. bazen çalışma kavramlarımız o kadar ters düşüyor ki. eski müdürüm alman, orta gelirli bir ailenin çocuğu, aile kolayca okutur. ama çalışmış.

    neyse özetle bireysel olarak çözülmesi zor bir verimsizlik içinde yaşıyor ülke. üretim ve katma değer yok. halk bunun farkında bir şekilde.
  • şunu anlayın artık, tencere boş değil. millet çer çöp de olsa o tencereyi dolduruyor merak etmeyin. fakirlik edebiyatı yapmanın da gereği yok. kimse fakir değil. tenceresinde iki parça ot kaynatan şükürcü bir millete fakir edebiyatı sökmez.
  • bak midwit kardeşim, boş tencere bu iktidarı üç nedenle yıkamaz.

    1. deli gibi mülteci var; onlar çok zeki bay kemal tarafından "negligable" sayıldı ancak oyları epey etkiledi.

    2. her türlü sandık hile ve dalaveresi dönüyor, o da etkili.

    3. bak burası çokomelli ve en çok etkileyen faktör. ilk ikisinden çok daha etkili bir sebep: milliyetçi seçmen için "vatana gerekirse canım feda" düsturu varken senin bay kemal'in hdp ve terör işbirlikçileri ile arasına mesafe koyamıyor. yetmiyor, gözden çıkarılan eskimiş akp demirbaşlarını partisine katıyor. yapmacık videolar çekip algı yaratmaya çalışıyor. o insanların hislerine ve duygularına hitap etmeyi bilmiyor. bu nedenle belki 10% - 15% bir oranı daima kaybetmeye mahkumdur. o adam bulgur yer ama sana oy vermez.

    tasarlanmış bir iktidar ile tasarlanmış bir muhalefet arasında polarize olmaya devam edin siz. bu kafayla daha çok vurursunuz kafanızı duvarlara...
  • doğru önerme ama ülkemiz için şu dönemde çok geçerli değil, çünkü bu düzenden nemalanan büyük kitleler var.
    mesela babamın kuzeninden söz edeyim. bu amcam vaktinde köyde bir sikime yaramadığı için ailesinden ayrılıp istanbul'a göçüyor taa fi tarihinde. mafyaların infaz ettikleri insanların cesetlerini attıkları türden ücra bir köşeye gecekondusunu konduruyor, bir seçim dönemi o ve yanındaki gecekondular arsaları ile birlikte tapulanıyor. bu adamın babası ölünce apar topar köye dönüp kalan ne kadar mal, hayvan vs varsa pasif kardeşlerinin hatırı sayılır bir miktarda hakkına da çökerek satıp savuruyor. o parayla dönüp yanındaki bir iki arsayı da alıyor. ben 90 ların ortasında bayramlarda düğünlerde falan onlara gittiğimiz zamanı hatırlarım, bahçesinde erik ağaçlarına falan dalardım. o zaman bile ücra bir mahalle sayılırdı. sonra alttan metrobüs üstten metro falan derken piyango gibi bir şey vurdu adamlara. şimdi bu yaşlı, yılmaz akp savunucusu amcamın kendi oturduğu, iki oğluna verdiği daireleri bir kenara bırakın 4 adet de kiraya verdiği daire var. dört kiracısı da memur. memurdan başkasına vermem diyor. ortalama 8000 lira veriyorlar. adamın 10 bine yakın emekli maaşına ek olarak 30 bin kira geliri var. kanun kitap çiğnemekten öz kardeşlerinin hakkına çökmeye kadar her şeyi yapan bu amcam dönüp de neden başka bir partiye versin. bunun gibi binlerce insan var büyük şehirlerde.
    ayrıca, nemalanmasa da düzenden çok etkilenmeyenler de var. esnaf mesela. bir şekilde maliyetleri hemen fiyatlara yansıtabiliyor, kaliteyi düşürebiliyor ve fazla zarar etmiyor. istanbul'da herkes sadece 3 ayda bir dışarıda yemek yese bile her gün dışarıda yemek yiyen 100 binlerce insan olur, bir şekilde müşteri akışı da devam ediyor. bu adamların da boş tencereden muzdarip olduğunu düşünmüyorum.
    35-45 yaş grubuna mensup memur ya da memur dengi özel sektör çalışanı da vaktinde bir şekilde evini arabasını aldı ve bugün "200-300 e aldığım evim 2 milyon oldu, arabamın piyasası 1 milyon" kafasında içten içe mutlu. bu gruptan durumu bir tık daha iyi olan, karı koca çalışan, anasından babasından daire-dükkan kalanlar da var. onların bir de ayrıca bir kira geliri var. bu adamlar da hayat pahalılığının farkında ama yine de fikrini değiştirecek kadar etkilenmiyor. kimsenin yeni mezun gençleri düşündüğü yok, tıp okuyup doktor olarak işe başlayan bir gencin asla sıfır bir araba, bir ev sahibi olamayacağı yukarıda bahsettiğim adamların umrunda değil, hatta ev mev alamasın da gelsin benim dairemde 10 bin lira kira ile otursun, sıfır araba ne haddine 12 yaşındaki leş arabama yarım milyon gömsün kafasındalar.
  • seçim ekonomisiyle son 6 aydır tencere boş falan değil. bilakis kuş sütü eksik sahur sofrası gibi. hapır hupur yiyoruz. asgari ücretli çocuğuna üst baş aldı. çamaşır makinesini yeniledi bu arada.

    yazın olmayan ısınma giderleri, gelecek turist dövizi ve yaz rehavetiyle bir süre daha rahatız. sıksalar da pek anlamıycaz. sonbaharda sıkılmaya başlarız. kışın da gene bir yerel seçim ekonomisine geçilir. arap dostlar üç beş atarsa tamam. tencerenin boşalması taaa ondan sonra.
    temmuz orucu gibi olacak sonrası. sahurda tıkındık ama suuu suuuu der gibi olucaz
  • yalanmış yıkmadı işte
  • bu secimlerle beraber tarih olan söz. halkın yemekten aştan daha farkli öncelikleri var demekki
hesabın var mı? giriş yap