• kendisi, babam eve geldiğinde çok mutlu olurdum.
  • kestane, muz veya baklava getirirdi. gözümüz yollarda beklerdik. yokluktan mı yoksa gerçekten tatları daha mı başkaydı bilmiyorum, şimdi gidip kilolarca kestane, muz ve baklava alabilirim, hiç biri onun kadar lezzetli olmadı ve olmayacak.
  • onlarca abur cubur ve bir sürü yiyecek içecek getirirdi ama düşünüyorum da beni mutlu eden bunların hiç biri değilmiş, babamın eve gelişiymiş. ona istediğim gibi sarılabilmemmiş.
  • • pazar sabahları bakkala gidip taze ekmek ve kahvaltılık bir şeyler alırdı. yanında da mutlaka bir dünya eki olan gazeteler.. kahvaltıdan sonra tüm günümüz gazeteleri okumakla geçerdi diyebilirim.

    • birlikte çalıştığı firmalardan getirdiği ürünler. örneğin; kutu kutu yumuşak şeker, sakız, kıyafet, ajanda, kalem vs.

    meyve. annem pazardan alışveriş yapardı babam ise pazara gidemediği için manavdan. bu nedenle babamın aldığı meyveler daha gösterişli olurdu.

    kestane. kışın en sevdiğimiz faaliyetlerden biriydi. kestaneler hemen ocağa atılır, sonrasında yere sofra bezi serer etrafında oturup yerdik.

    nur içinde yatsın.
  • tuzlu fıstık, hem de herkese birer paket :)
  • güler yüz!
    babam o kadar adi, karaktersiz bir varlıktı ki eve somurtmadan girdiği günler mutlu olurduk. ama şimdi ne o çocuk var ne de öyle bir baba var. intikam ateşimde cayır cayır yanacak, ilk kıvılcımlar suratını yoklamaya başladı bile.
  • adisebaba ve torpil tatlısı
  • (bkz: #161057357)
    aklıma geldi.
    kamyon kasasından düşmüş 5/6 tane yamuk yumuk kırmızı kola tenekesi. sadece reklamlar da gördüğün o siyah, köpüklü, tısss diye ses çıkaran büyülü içecek. bunun kadar beni mutlu eden bir şey hatırlamıyorum.
    (bkz: hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları) başlığına da olurmuş aslında.
  • muz ve sucuk:) özellikle hasta olduğumda 'ne olsa yerdin' denildiğinde hep bunları isterdim.şimdi evimde hep var ama yiyen yok muzlar çürüyüp çöpe gidiyor…
  • halka tatlı. geleneğe devam. bende çocuklara alırım ara sıra.
hesabın var mı? giriş yap