1041 entry daha
  • büyük dertleşme videosundan geldim, izlemem diye büyük büyük konuşmuştum ama izledim. maalesef meraklı bir insanım. ve hayatsız olduğum için uzun yazarım.

    bu kadar hönkür hönkür anlatınca dedim ki bakayım ne yazmışım, zira kendimden mesulüm. #162411127 numaralı entarimde yazdığım her şeyin hala arkasındayım, yani bu savunma videosu bana hiç geçmedi.

    diğer dizilerle ilgili aksaklıklardan pek haberdar değilim, zira kanalı eskisi kadar dikkatli takip etmiyorum. o yüzden o kısma yorum yapamayacağım. ama iki dakika önce seyirciye saygısı olduğundan bahsederken anlamayanlara andaval demek ne cins bir saygıdır? andaval demek istiyorsan saygı duyduğunu özellikle belirtme bari, canlı yayındayız sanki. kurgu gördü o video. kısaca seyircinin azı, çoğu, bir kısmına zerre saygın yok.

    gelelim bahar lincine. ey murat! oradaysan üç kere vur! konuyu saptırma, bir kere o linci dizi güney kore'den alındığı için yemedin, kadına bakış açından yedin. zaten videonun bu kısmı gerçekten ders niyetine gösterilmeli. ad hominem'in ne olduğunu sorana bu videonun bu kısmını göndereceğim. burada dediği gibi sadece ülkede olan biten olaylara takılmamız gerekiyorsa, bu kanalı da zaten izlemememiz gerekiyor, nihayetinde atomu parçalamıyor, dizi gömüyor. ha bir de bu dakikalarda bir yerde "birini görüşleri için yargılamak..." gibi bir şey diyordu. bu videonun tamamı zaten onu eleştirenlerin görüşlerini yargılamakla alakalı.

    bahar'ın bu kadar çok incelemesine dair isteğin sebebini tahmin edebiliyorum: kadın sorunu anlattığı için herkes murat soner'in de sevebileceğini düşündü. çünkü bir kadının yeniden doğuş hikayesini anlatıyordu ve görünürde kadın haklarını savunan murat soner kesin bunu severdi. insan sevmek zorunda değil hiçbir şeyi, eleştirebilir de elbette. bunu meslek olarak da yapabilir. mesele bunu yapış tarzındaydı, eleştirilen kısım da oydu ama buna hiç cevap vermiyor videoda, dahası olayı çarpıtıyot. murat soner'in konseptine aykırı güzelleme yapmak ama sürekli kadın hakları diye böğüren birinden "kadın dediğin yerini bilecek" canavarı çıkması tamamen ayrı bir şey ve dediğim gibi buna asla değinmiyor. ha biz seyircide de hata var, koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi deyip elimizde yeterli veri olmadan bu adamı feminist olarak benimsedik. iddia ettiği gibi daha iyisini yapabilirdiniz eleştirisi yapsaydı zaten bu tepkiyi almazdı. kaldı ki amacının bu olmadığı vaki. evet kaostan beslenen, mutsuz bir toplumuz ama murat soner'in kendini inandırdığı üzere linci bu yüzden yemedi. kadın düşmanı olduğunu düşünmüyorum ama bakış açısı gayet seksist. bu bakış açısına da herkes katılmak ve alkışlamak zorunda değil. ideali tabii ki linçsiz eleştiri ama bizim ülkede ne normal ki bu olsun? kaldı ki murat soner bile ekmek parasını dizi linçlemekten çıkarırken...

    gelelim ekmek parası konusuna. kendini nasıl bu noktaya koydu bilmiyorum ama sanırım kanaat önderi olduğunu filan sanıyor. ortada öyle bir atar var ki sanki yüce fikirlerini biz cahil ve aptal türk milletine hayrına, sosyal sorumluluk projesi yapıyormuşçasına ortaya saçıyor. pardon? bu adam bu işten para kazanıyor yahu. biz zamanımızı veriyoruz, murat soner de bunun karşılığını maddi unsurlarla alıyor. babasının hayrına yapıyormuşçasına hönkürmeler filan... konseptinin eleştiri olması onu eleştiremeyeceğimiz anlamına filan gelmiyor. tersine, müşteri olarak kaliteyi ve tutumu sorgulamak gayet hakkımız. kendisini "olmadı" diyenlere laf sokma özgürlüğüne sahip değil bu yüzden. müşteri her zaman haklı tabii ki değil ama senin konseptine kimse laf etmiyor zaten. burada görüşe bir itiraz var. bundan sonra ben de öyle yapayım, olmadı diyeyim derken? sen bilirsin paşam, bunu yaparsan izlenirliğin düşer, para filan kazanamazsın. eminim reklamverenlerine bu kadar abone, şu kadar izlenirlik diye kol gibi föy gönderiyorsun. son mohikan william wallace triplerine girmeye gerek yok. gören de dünyayı kurtaran adam zannedecek. sosyolojik bir değişim filan yarattığını mı düşünüyor, anlamadım ki... herkes zevkine izliyor. al gülüm ver gülüm. zevkine yapsa zaten bu dizileri izleyecek tip değil, neyin havası yani? ki kendisi de kısmen farkında olacak ki bir kere bile beğenmiyorsanız izlemeyin demedi. hem linçten alınmak hem de ondan beslenmek... patolojik bir durum.

    yazmaktan yorulmasam uzun uzun kendini güzellemesine de girerdim de eyyorlamam bu kadar.
61 entry daha
hesabın var mı? giriş yap