• otobüsteki diğer yolcuların bakışları altında bu sabah başıma gelmiş olaydır.

    her gün işe giderken kullandığım havaalanı - taksim 96t otobüsüne bindim. akbil yerine kullandığımız istanbul kartımı okutunca içinde kredi kalmadığı anlaşıldı, ancak araba hareket etmişti. şöför "içeriden birinden yardım alın , birisi bassın kartını" dedi. bende "bana içerideki hiç kimsenin yardım etmek zorunda olmadığını, yardım edecek birisi varsa o da belediyenin temsilcisi olarak kendisinin olduğunu" söyledim. "o zaman inmek zorundasınız" dedi ve sonraki durakta durup inmemi istedi.

    şakır şakır yağmurda, akbil doldurma imkanı olmayan bir durakta indik.

    yağmurda 2 kilometre yol yürüdüm, sırılsıklam ıslandım ve işe 1 saat geç kaldım. hem akbil doldurma imkanı sunmuyorsun, hem akbilim yok diye beni arabadan atıyorsun.

    ben bedava yolculuk yapmak istemiyorum. ben paramla, onurlu bir şekilde gideceğim yere gitmek istiyorum, bu kadar.

    sen belediye olarak bana durakta akbil dolum imkanı sunmuyorsan bunu otobüsün içinde sunacaksın, yada böyle imkan olan başka bir durağa kadar beni götüreceksin. senin bu yaptığını dünyada hiçkimse bir başkasına yapmaz.

    bu kadar robotlaşmış, insanlara bu kadar yabancılaşmış olamazsınız, olmamalısınız.

    --- zamanın ötesinden hayvan edit ---

    o kadar çok mesaj geldi ki, cevap yazmaktan usandım. hepsini buraya yazıyorum.

    baştan şunu söyliyeyim. yukarıda yazmamışım ama şöföre "akbili taksimde doldurup basayım" teklifinde bulundum. "hayır" dedi.

    herkes sapla samanı birbirine karıştırıyor. belediye hayır işi yapmıyor arkadaşlar. bu dev şehrin tüm emlak vergilerini alıyor üzerine her yıl devletten inanılmaz bir yardım (milyar dolarlar) alıyor. belediyenin ulaşım hizmetleri bedava değil, üstelik tekel durumunda.

    para yerine kullandığı kredili kart uygulamasını yaygınlaştırmadan,
    her yerde dolum imkanı sağlamadan,
    insanları otobüsten indiremezsin.

    otobüsün içine tahsilat için uyduyla konuşan alet koyuyorsan, şöförü falan karıştırmadan satış içinde imkan yaratabilisin, çok kolay.
    kimseye git başkasından akbil dilen diyemezsin. herkesin bu salakça uygulamayı bu kadar benimsemiş olması inanılmaz gerçekten.
    böyle durumlarda yolcuyu sonra ki akbil satılan durağa kadar götürmek zorundasın.

    bana kaz kafalı diyen arkadaşlar : umarım bu olay en kısa sürede annenizin , yaşlı babanızın falan da başına gelir ve sizde aynı şekilde ona da kazkafalı, gerzek niye boş akbille geziyorsun falan dersiniz.
    ben tedbirliyim, hayatta boş gezmem diyen arkadaşlar: bir gün bu yazdığınızı hatırlayıp utanacaksınız. bu herkesin başına gelebilir. o gün kazkafalı olacaksın, haberiniz olsun. :)
    burada muhattap şöför değil diyen arkadaşlar: şöför bana iett adına "in" diyorsa bende onunla iett'nin temsilcisi gibi konuşurum. sanki otobüste o an konuşulacak başka iett temsilcisi varmışta ben gidip masum şöföre kızmışım gibi konuşmayın.

    ben insanım ve insan gibi yolculuk etmek istiyorum. minibüste arkadaki yolcunun parasını şöföre ulaştırmak istemiyorum. otobüste akbilim yok diye kimseye yalvarmak istemiyorum.
    paramı verip insan gibi yolculuk etmek istiyorum.
    siz minibüste para toplarsınız, bundan da keyif alırsınız beni ilgilendirmez.
    siz akbiliniz bitince otobüsten akbil dilenirsiniz, beni yine ilgilendirmez. bazen size akbilde veririm.

    ama bu salakça olayları başkaları benimsemiyor, daha doğru , daha insanca bir şey istiyor diye kimseyi suçlayamazsınız. bunu iett kurumundan önce siz yaparsanız, iett kılını kıpardatmaz, burada yazılanları okuyup güler halimize.

    hepsi bu.

    --- zamanın ötesinden hayvan edit ---
101 entry daha
hesabın var mı? giriş yap