5 entry daha
  • bu yüzyılda müziğin merkezi flaman okuludur. belçika, hollanda ve kuzey fransa’yı içine alan bu bölgede önemli ressamlar ve müzisyenler yetişmiştir. bunların en ünlüleri 1400,1500 yıllarında yaşamış olan johannes ockeghem, jacob obrecht, dufay ve josquin desprez’dir. her üçü de kilisede rahip ve bestecidir. protestanlığın ortaya çıkması sonrasında yeni akıma uyup çok sayıda motet, madrigal, mass ve şansonlar bestelemişlerdir. bu besteciler yaşamlarının uzunca bir kısmını yurt dışında, özellikle devrin ünlü sanat merkezleri olan venedik, roma ve viyana’da geçirip hem bilgi alışverişi yaptılar, hem de gittikleri ülkelerdeki müzisyenlere kendi sanatlarını aktardılar.

    bunların en ünlüsü ockeghem’in öğrencisi olan ve “müzik prensi” olarak adlandırılan josquin’dir. belçika’da 1450 tarihinde doğan josquin delikanlı olarak milano’da cardinal sforza tarafından baş müzisyenliğe getirildi ve leonardo vinci ile iyi dost oldukları söylenir. 1486 yılında papa’nın korosuna alınıyor ve italya, fransa’da uzun gezilerden sonra ölümünden kısa bir süre önce belçika’ya geri geliyor. kuzeyin düzgün teknik, disiplinli ve kurallara uygun sistemi ile güneyin duygusal sıcak melodilerini birleştiren motet madrigal ve şansonları, çağında ve kendinden sonraki bestecilere ilham kaynağı olmuştur.

    16. yy.da flaman bestecilerin müziklerini daha da geliştiren italyanlar müzik hareketinin öncüsü durumunda idiler.
    1526’da roma yakınlarında doğan giovanni pierluigi da palestrina 16. yy.ın en büyük din müziği yaratıcısıdır. tarihte söz ve müziğin arasındaki uyuma ilk önem veren besteci palestrina’dır.
    13. yy.dan beri gelen bir gelenekle halk türkülerine, dini metinli partiler ilave ediliyor ve böylece messler ve motetler yozlaşıp birbiri ile hiç uyumu olmayan bir kaç şarkı üst üste okunup, hem dinleyeni hem de kilise adamlarını rahatsız ediyordu. işte saint pierre kilisesi baş rahipliğine kadar yükselen palestrina’yı kardinaller, metin ile müziğin aynı karakteri taşıdığı messler yazmakla görevlendirdiler. bestelediği 6 sesli 3 messe kardinaller önünde okundu ve büyük heyecan uyandıran bu yeni müzik ile hem çok sesli müziğin kiliseden atılması önlenmiş hem de dini sözlerle bir arada okunan açık saçık güfteler messe lerden çıkarılmış oldu. 93 messe, 179 motet yazmıştır.

    palestrina kadar etkili olan diğer bir besteci orlando di lasso(lassus) belçika’da doğmuş, 21 yaşında da roma’da koro şefliğine atanmıştır. avrupa’daki belli başlı müzik akımlarını ve bestecileri yakından tanıyan lassus yalnız dini değil, dünyevi ve insancıl eserlerde vermiştir. eserleri canlı, hassas ve sıcaktır. kromatik diziler kullanarak, heyecan kaynakları aramıştır. palestrina daha sadelik ve ciddi müzik taraflısı olduğu için diatonik dizilere ilgi göstermiştir. sayısı 2000’i bulan eserleri için messe, motet’lerin yanında ince şansonlar ve madrigallerin önemi büyüktür. münih’te çıldırarak ölmüştür.

    (kaynak- donem odevim* )
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap