• benim saf bizanslı, macar, cermen kardeşim sen biraz malmısın acaba. birader bu taktiği ilkinde yedin eyvallah da diğer seferlerde neden balık gibi "heheh yeniyoz la koşun koşun" diyerek akserlerinin tuzağına düşüyorsun. hadi büyük selçuklu'ya kandın, anadolu selçuklu'ya kandın, be öküz osmanlı devletine de nasıl kanarsın. senin ben olmayan beynine tüküreyim. gerçi ben kime anlatıyorum, sen kedi köpeği öldürüp daha sonra fareler yüzünden telef olmuş adamsın. bir de olmayan beyninle oryantalizmcilik yapıyorsun.
  • mevzu anlamamak değil, gayette anlıyorlardı. asıl sorun askerlerden başlıyordu. haçlıların hepsi savaş düzenlerini ağır zırhlı süvariler, zırhlı askerlerden oluştururdu. merkezde bunlar bulunurdu, kenarda hafif piyadeler. atlı okçular ilk bunlara saldırır, sonra atlı askerlere saldırır ve ok salvosu yapmaya başlarlardı bu oklar arasında kayıp veren haçlıların tek çaresi birbirlerine askerleri kenetlemekten geçiyordu. fakat o zaman hiç bir hareket şansları kalmıyordu, misal 50.000 kişilik ordunun, 10.000 zırhlı, 40.000 normal zırhlıydı. 10.000 merkezde diğerleri kanatlarda yer alır. ordu normal düzende giderken, yanlardaki askerleri oklar öldürdükten sonra açılan yerlere atlı okçular gelerek merkezi tacize devam eder. dediğim gibi tek çareleri iç içe geçmektir. bu zamanda kanatlarla araları açılır, zira kanatlarda asker kalmamıştır. bir bakmışsın çembere alınmışsın, sonrası malumun ilanı. ayrıca osmanlının çift el dediğimiz kılıç kullanmazdı. yassı ve kısa kılıçlar kullanırdı. sebebi haçlı şövalyelerinin dibine girdikleri zaman, haçlı çift el kılıcını kaldırana kadar. bizim ki koltuk altından ya da boyundan darbe vurmak suretiyle öldürürdü. bu dönem haçlı dönemiydi. osmanlı zamanında, gene aynı taktik, fakat bu sefer okların yanına top eklenmiştir. düşmanın merkezini cehenneme çevirirdi, hareket edemezlerdi. sonuç gene malumun ilanı olurdu. yani sorun salak olmaları değil, askeri stratejileri bu taktiği yemeye müsaittir.
  • dünyayı yönetme taktiğini yüzyıllarca anlamayan saf ortadoğuluyla yarışır.
  • haçlı tarafındaki komutanlar türk teknik direktörleri ekolünden. hep aynı taktikle önce gol atıp sonra geriye yaslanıp kaybedenlerden.
  • aynı zamanda ortadoğu’ya gelip inşa ettikleri kalelerde kendilerinden 10 kat daha çok adamı olan müslüman ordulara kök söktürmüş, bunu da çoğunlukla kalelerin etrafındaki toprağı ekip biçerek, yani kendi kendilerini döndürerek yapmış haçlılardır.

    haç seferine çıkan nice soyluyu ve kralı bu bölgede tüm düşmanlardan başarıyla korumuşlardır.

    fakat avrupa kralları bir süre sonra kendi iç meseleleriyle uğraşmaya devam edince ortadoğu’da desteksiz kalmış, bir süre sonra dayanamamışlardır.
  • nerden anlasınlar sağ kalan olmuyordur ki haber versin diğerlerine .
  • öncelikle olay anlamamak değil, çare üretememek. türkler steplerinden çıkıp avrupa'ya ilk girdiğinde avrupalılar donakalmıştı. üzengi sayesinde atın üzerinde rahatça durup ok atabiliyorduk, eh atlı okçularımız da attığını vuran çeriler olduğu için onlar daha yaklaşamadan biz yarısını indiriyorduk.

    belli bir tarihe hemen hemen bütün avrupa orduları roma lejyonlarının taktiklerini kullandı. zamana ayak uyduramazsan zamana ayak uyduran birisi gelir senin eline verir. bunun en büyük örneği malazgirt savaşı. tipik roma lejyonu gibi dizilen doğu roma ordusu, az zırhlı ve hemen hemen tamamı süvari olan selçuklu ordusu. resmen içinden geçiyor selçuklular romalıların. adamlar daha ne olduğunu anlayamadan 1 gün gibi kısa sürede doğu roma ordusu yenildi veromen diyojen dahil ele geçirildi. bunun nedeni ordunun hızlı hareket etmesi, hızlı karar vermesiydi.

    bunun bir diğer örneği ise mohaç meydan savaşında yaşandı. ağır zırhlı habsburg-macar ordusuna karşılık süvari ağırlıklı bir ordusu olan osmanlı ,30 000 askerin neredeyse tamamını 2 saat gibi kısa bir sürede yok etmiştir. bunun yine en büyük neden ordu farkı, iletişim olarak sayılabilir. türk ordusu kumandanıyla hemen irtibat kurabiliyor bizzat birinci elden emirleri alıyordu. haliyle verilen emrin uygulanması anında oluyordu.
  • drone olmadığı içindir.yukarıdan baksalar çözecekler ama drone falan icat olmamış.
  • yazar arkadaş sanırım ortaçağ savaş düzenleri konusunda yeterli bilgi sahibi değil. hilal taktiği dediğin sahte geri çekilme sadece türkler tarafından değil dönemin tüm orduları tarafından kullanılırdı. roma döneminde bile hannibal aynı taktikle romalılara kök söktürmüştü. romalılar bu düzene çare bulamıyorlardı çünkü her defasında farklı bir stil ile yapılıyordu. 2 ordu savaştığında her zaman biri baskın gelir ve diğer taraf geri çekilmeye başlar. geri çekilen ordu genelde en ağır kayıpları geri çekilme esnasında verirdi. burada ki fark geri çekilen ordunun bunu bilinçli olarak yapması ve manevra kabiliyetidir. genelde ordusunda hafif süvari kullanan türkler bu konuda çok avantajlıydı fakat denk manevra kabiliyeti olan 2 ordu karşılaşınca hilal taktiği tutmaz. bunun en güzel örneği kösedağ savaşında moğolların anadolu selçuklu ordusunu hilal taktiğiyle yenmesidir. moğol ordusu, türk ordusu gibi hafif süvari ve atlı okçulardan oluştuğu için selçukluları çok rahat bir şekilde yendi. sahte geri çekilmeye karşı yapılabilecek en mantıklı şey atlı okçular ve hafif süvarilerin manevra yapamayacağı bir savaş alanı seçmektir. romalıların attilaya karşı yaptığı gibi yada memlüklerin moğollara karşı yaptığı gibi.
    avrupalı orduların ana saldırı gücü şovalye denen ağır zırhlı süvarilerde ve onlarda iyi bir saldırı için atlarına sürat kazandıracak düz bir zemine ihiyaç duyardı. sorun şu ki düz bir zemin seçersen hafif atlı okçularda etkin bir şekilde manevra yapabilirdi. burada bir nevi paradoks var, kazanmak için düz arazi lazım ama düz arazi düşmana daha çok yarıyor bu durumda kazanma şansın çok düşük oluyor.
  • lan cep telefonu yok, drone yok. o çağda 2-3 kilometreye kadar birbiriyle senkronize şekilde açılan kollar. adam bundan haberdar olsa bile ciddiye almaz.

    macarlar biraz uyanmış, onlar biliyor mevzuyu ama ula durun gitmeyin diyemeden yine el oğlu düşmüş türkün kucağına.
hesabın var mı? giriş yap