• limak; nihat'ın en yakın aile dostuna olan 200.000 usd borcunu, 1988'den beri ödemediğini biliyor musunuz? yargılandığı yolsuzluk davasından nasıl kurtulduğunu? hacca gittikten sonra eşi ile arasında sorun yaşandığını ve sorunun halen devam ettiğini?
    ( edit: ortağı sezai bacaksız a hapis cezası çıktı ya la ahahahhahahahaaha)

    kalyon; 1997 yılında batmış olduğu için bankalar ile istanbul yaklaşımı kapsamında görüşmeler yaptığını? 2001 yılından itibaren ise piüüüüüüü?

    cengiz; mesut yılmaz ve anap, başka söze gerek var mı?

    ortalama bir kamu ihalesi % 50 ila 60 arası kırımla alınırken, bu firmaların % 3 ila 5 arası kırımlarla 350 trilyon ( hadi yeni tl ile yazalım, 350 milyon) tl tutardan başlayan işleri üstlenmekte hiç bir zorluk yaşamadıklarını?
    50 kırımla alınan işten kar elde edilebildiğini düşününce bu firmaların nasıl kar ettiklerini hayal edebiliyor musunuz?
    hani mevcut iktidar döneminde katlandığı ifade edilen dış borcun sebebini merak eden varsa diye..
    allah yürü ya kulum demesin...

    edit: bu gün yeni bir iş daha aldılar ya lan kalyon olanına. işin sınır değeri 170 trilyon, ihale bedeli 250 trilyon, temiz bir 150 trilyon kaldırdı kalyon, normal şartlarda en fazla 130 trilyon filan teklif verilir bu işe. ihale de 2.sıra limak, 3.sıra cengiz ilginç değil mi?
    de hadi hayırlı girs... pardon olsun hepimize amk...
  • bizim gibi geri kalmış üçüncü dünya ülkelerinde üçlü beşli gruplar halinde pek çok benzerini görebileceğiniz, insanları ve doğayı sömürmek için kolkola girmiş yapılardan biridir.hükümeti satın alır, mahkemeleri, hakimleri satın alır, polisleri satın alır, malzemeden çalar, doğayı mahfeder, çalışanlarına köle gözüyle bakr, işçilerini ölüme yollar.böyle ortaklıklarda yüz kişi para kazanır, yüzbin kişi aç kalır.
  • vaktiyle şantiye şefi olduğum bir şantiyede, ordu'lu bir müteahhitimiz vardı. bak aylar sonra anmış oldum orosbu çocuğunu. bu ki, yedi düvel işçinin/ustanın hakkını yer, yeni yeni şeflik yapan bizleri sikine takmazdı.

    sabahları işçilerine kahvaltı niyetine adam başı yarım ekmek, siyah zeytin ve şantiyede demlenen çay verirdi. allah, kitap, din diye utanmadan ortalarda gezer, renkli gözlerinin içinden fellik fellik beton akardı pezevengin.

    beton atılırken, "komplesineeee lan!" diye kalıpçıları azarlardı son sesiyle.. o yüzden ismini "komplesi" koymuştuk.

    düşen ses kayıtlarına bakıyorum da, cengiz-kolin-limak 'ın sahiplerinden çıkan ses tonları aynı bu bizim yavşağınki. bak hatırladım yine.
  • iki milyar dolara yakın bir miktar karşılığı devraldıkları boğaziçi elektrik dağıtım aş (bedaş)' da kadrolu işçilerin hakettileri ve tahminen üç milyon lira civarındaki ihbar tazminatlarını ödememişlerdir.

    kpss ile atanan yüzlerce kadrolu işçiyi mağdur etmişler ve aylarca sürecek yargı yoluna başvurmaya mecbur bırakmışlardır.

    tamam bütün ihaleleri alın, büyüyün, gelişin, kazandıkça kazanın ama ama ama insanların haklarını yemeyin, milyar dolarlar ödeyip misliyle kazanırken insanların alın terini gaspetmeyin.

    burada değilse başka taraflarda çıkar bunun acısı.
  • (bkz: bu milletin amına koyacağız sen merak etme)

    adamlar sozlerinin eri. koyan memnun koyulan memnun.
  • (bkz: adi ortaklık)
  • başçalan'a rüşvet verip, ihaleleri direkt başka firmalarla yarışmadan alabilmek için banka kredileri çekmişler. başçalan'a farklı aracılarla 100'er milyon dolar ateşleyerek cumhuriyet tarihinin en yüksek meblağlı ihalelerine bir bir çökmüşler, gelecekteki ihaleler de kendilerine söz verilmiş..
  • özelleştirmeden kaptığı bedaş'ta işçi kıyımına başlamış ortaklık.

    (bkz: bedaş'ın 540 işçiyi işten çıkarması)
  • bedaş'ın yeni sahipleri. tayyip erdoğan'ın son birleşik gücü. faturamı ödediğim halde hiç haber vermeden elektriğimi kesen ve 3 gündür açmayan tilki yuvası. halkın en temel ihtiyaclarından birini devletin elinden alarak kan emmeye niyet etmişler. emin efendiler emin. zehiriyle birlikte emin.
hesabın var mı? giriş yap