• her ailede bir tane oldugu kesin gibidir. bilin bakalim bundaki kim?
  • bu kelimenin ingilizcesi maniac, fransizcasi ise maniaque'mis. sevan nisanyan'in online sözlügüne göre türkceye fransizcadan gecmis, kelimenin kökeni ise yunanca mánia (delilik). öte yandan eski türkce'de de bu sözcügün olmasi bana nedense ilginc geldi; cünkü samanlarin giydigi "manyak"i giymek icin insanin hakikaten manyak olmasi gerekir (sanirim).
  • manyak, mani dinine mensup kişiler için kullanılan bir kelimeydi.zamanla bu dinde sapmaların başlaması ve bunların müslümanlar arasında sapkınlık olarak algılanması ile bugünkü anlamını kazandı.

    buradaki hata; insanların, manyamak diye bir fiil olduğunu zannedip, -k yi isim yapan ek gibi düşünmeleri. bunu düşünürken, oynamak fiilinden türetilen "oynak" gibi kelimelerden yola çıkmaları.
  • şaman elbisesine altaylılar manyak yakutlar kumu der. elbisenin üzerinde ona esrik yolculuğu sırasında yardımcı olacak çeşitli unsurlar ve hayvan kalıntıları vardır.

    araştırmalara göre en eski şaman elbiseleri hayvan şekillerini taklit eden giysilerdi. (gerektiği zaman o hayvanın şekline girebileceğini sembolize ediyor.) bazen de demirden eldivenler ve takma dişlerle kendilerine vahşi bir hayvan görüntüsü verirlerdi. (bu hayvan kendi soyunun türediği bir totemdi aynı zamanda)”
    (bkz: şaman/@ay hatun)

    öncelikle fuzuli bayat’ın şamanın zırhı dediği bu giysi hem tarihsel süreçte hem de farklı türk boylarında değişiklik gösteriyor. tamamen demirle kaplı olanı da var, kadın kıyafeti gibi görüneni de, püsküllü, boncuklu olanı da. dolayısıyla belli bir standart olmamakla birlikte ortak noktalar da var elbette.

    şamanın tören sırasında kullandığı başlığı ve ayakkabıları ise, bu manyak denilen kostümün içinde değil, onlar ayrı, davulu ve tokmağı ise tamamen başka hikaye. yani manyak sadece kıyafetin palto ya da üstlük kısmı ve bu kısımda çok çok fazla detay var ve detayların hepsinin de mitolojik bir karşılığı yani anlamı var.

    şimdi, bakalım bu giysinin üzerinde neler var;

    bir defa ak kızlar’ı simgeleyen tözler var. bunlar minik oyuncak bebeklere benzeyen kuklalar ve giysinin üzerine iliştiriliyor. (zira ak kızlar’la sadece şamanlar iletişim kurabilir, bunları bir çeşit şamanın yardımcı perileri gibi düşünebilirsiniz. günümüzün cinci hocalarının kişisel cinleri olması gibi bi şey)

    daha eski dönemlerde kurt sonraki dönemlerde kuş, ayı, geyik simgeleri içinse şaman giysisinin olmazsa olmazı diyebiliriz zira bu hayvanlar hem şamanların hayvan atasını hem de şamanın istediği zaman o hayvanın donuna girebileceğini simgeliyor. keza şamana çıktığı esriklik yolculuğunda da bu hayvanlar eşlik ediyor. * (başlıklarında da genelde boynuz ya da gaga oluyor)

    yine giysiye iliştirilen ok ve yay (bunlar gerçek boyutunda değil minik minyatür gibi), özellikle döşlük/göğüs kısmına takılan demir eşyalar (zırh gibi tek parça döşlük de olabiliyor), hayvan tırnakları ve samur derisinden süsler, yer altı dünyasının simgeleri (yılan gibi mesela), boncuklar, zincirler, ziller ve çıngıraklar, kün/güneş ve ay simgeleri vs.

    ve bol miktarda püskül…

    şamanlar tabii ki sürekli olarak bu ağır ve teferruatlı kıyafetle dolaşmıyorlar, doktorların önlük, hakimlerin cübbe giymesi gibi bir meslek kıyafeti bu yani sadece şamanlık yaparken giyiyorlar.

    ve bu giysinin onları kötü ruhlara karşı koruduğuna inanıyorlar.

    kıyafetin hazırlanması uzun ve pahalı bir süreç gerektiriyor. şamana bu süreçte eş, dost, akraba herkes yardım ediyor. kıyafet hazır olunca bir çeşit kıyafeti takdis diyebileceğimiz tören düzenleniyor…

    “ruhlar, şamanın giysisinde yerleştikleri için giysi, şamanı reel dünyadan koparacak esrimeyle beraber esas etkendir. o bakımdan şamanın kostümü, aslında şamanın kozmik kader yazısıdır. biraz daha açık söylemek gerekirse kostümün üzerindeki ‘yazılar’ şaman sanatının ve şamanlık olgusunun sembolik okuma dilidir. kostüm, toplumun mitolojik düşüncesini,

    kozmik bilgisini simgeleştirmekle, şamanı sınır ötesi seyahate hazırlamakla işlevsel bir özellik taşımaktadır.

    şaman kostümünün hazırlanması başlı başına bir törendir. altay şamanlarının manyakı iki-üç ay zarfında dikilir ve üzerinde simgesel karakterli altı yüze yakın eşya bulunur. şaman giysisinin, demirden, bakırdan, kemikten, ağaçtan vs. yapılmış simgeleriyle beraber ağırlığı 15-17 kilo kadar olur. şaman manyakını, genellikle şamanın ailesinden olan kadınlar diker. bu müddet zarfında kadınların erkek görmemeleri şarttır. şamanın kostümü, çadırın özel bir yerinde muhafaza edilir.”
    (fuzuli bayat - ana hatlarıyla türk şamanlığı)
  • normal kullanimda manyak sözcügü bir nitelik sifatidir.
    örnek:

    manyak kadin
    manyak adam

    (bu iki cümledeki kullanim tamamen dogru kullanilmistir ve nitelik bildirir)

    günümüzde argoda veyahut msn türkcesinde zaman zaman nicelik bildirdigi de olur söyle ki:

    1) okulda manyak güzel bir kadin var. ("manyak" "cok" kelimesinin verdigi anlami vermektedir)
    okulda cok güzel bir kadin var. (yukaridaki cümlenin vermek istedigi anlam burada acikca verilir)

    2) dün hastanede manyak kalabalik vardi.

    ikinci cümlede gecen manyak sifati nitelik bildiren bir sifat olarak kullanilmamistir eger öyle olsaydi kalabaliktaki herkes manyak olurdu burada asil anlatilmak istenilen cok kalabalik oldugudur ve bu da nicelik bildirir.

    maalesef bu cesit bir kullanim söz konusudur. türkcesini seven her vatandasimiza bu cesit bir kullanimda bulunmamasini öneririm. en azindan yazi dilinde kullanilmamalidir.
  • bazı kaynaklara göre mani dinine mensup insan, mani'ye inanan insan.
    parmaklarımızı şıklatarak oynamanın bu manyaklardan kalan dinsel bir ritüel olduğunu okumuştum bir yerlerde.
  • "yak" da denen tibet öküzüne verilen bir diğer isimdir.

    ayrıca 7inci yüzyılda istemi han tarafından o zamanki bizans kaynaklarının adlandırmasıyla "turchia"yı* temsilen istanbul*'a gönderilen ilk türk elçisinin adıdır.

    ilk başta ülkesinin nasıl bir ülke olduğu anlaşılamamış bir kaç ay o şölen senin bu eğlence benim gezdirilerek oyalanmış, sonunda elçinin sabrı taşınca göktürlerle bizans arasında pers'leri yıkmak için ittifak kurulması kabul edilmiştir. manyak'ın yanında göktürklerin yanına giden bizans elçilerinin yazdıkları, o zamanki yaşayışa ışık tutan birkaç kaynaktan biridir.

    ne var ki bu ittifak persleri ancak yıpratmıştır. müttefikler de yıpranmıştır. güneyden gelip iran'a ve bizans'a saldıran islam orduları bu toprakları ele geçirmekte çok zorlanmamıştır.
  • onur ünlü'nün, replikli-repliksiz,ünlü -ünsüz oyun, oyuncu kavramını yerle bir ettiği güzelleme.cahit kaşıkçılar nezdinde bir reverans.
  • türkçe olmadığı bariz bir argo kelime.

    ing. maniac kelimesinin direkt türkçe’ye geçmesi ile kazanmışız. ingilizce’ye de keza fransızca’dan(maniaque) geçmiş.
    bir şeyi fazla yapma sapkınlığı desek yanlış olmaz. mesela ing. egomaniac, tr. egomanya;
    fazlaca egosunu tatmin etmekten hoşlanan kimse.
hesabın var mı? giriş yap