• metrobüs anlatılmaz, yaşanır. ama öyle bir yaşanır ki yaşamakla yaşamamak arasında dikine ince bir çizgi çizer, seni oraya oturtur. sana bu işkenceyi çektirir ki inip de nefes aldığında hayata şükredesin. içeride fizikselin yanı sıra manevi baskı da vardır. bütün bu baskı altında nasıl hareket ettiğin çok önemlidir.uzun süre metrobüs kullandıysanız artık olay bir toplu taşıma aracı kullanmaktan çıkmıştır. durakları ezberlediniz, ezberlemeseniz de büyük şans eseri oturmadıysanız etrafa bakacak bir boşluk bulamazsınız ve insanlara bakarsınız.mücadele biniş anında başlar. kapıların önünde etten duvar örmüş,hal ve hareketlerinden oturarak seyahat etme arzusunda olduklarını anladığımız bir grup insan bulunur. kendileri oturarak seyahat etmek istedikleri için oturabilecekleri kadar kapıya yaklaşmadıkça başka kimseye geçit vermezler.bir başka kişinin aradan geçerek ayakta gitmek istemesi durumu onlar için pek tabii ihtimal dahilinde değildir. kendilerinin binip de oturmadığı metrobüste bir tek boş koltuk bile kalmadığından emin olduktan sonra ancak birkaç kere müsaade isterseniz size yol verirler.bu tuttuğunu koparan,mücadeleci vatandaşlarımız metrobüs gelip kapılar açıldığında ikişer üçer tek kişilik kapıdan geçmeye çalışırlar.

    bu sırada aynı hareketi sergileyen birden fazla insan birbirlerine ‘ aa itmeyin ama, ayyy medeni olun biraz’ sözlerini söylemek suretiyle kendilerini bu medeni olmayan sınıftan dışarıda tutmaya çalışırlar.kapıdan içeri girdiklerinde de olay bitmemiştir, heyecanı katlanarak artan bu macerada artık sıra uygun ve boş koltuğa oturmaya gelmiştir. uygun diyorum çünkü ilk binenlerdenseniz seçenekleriniz yani boş koltuk sayısı fazladır ve keyfinize göre cam kenarı, kapıya yakın, tek kişilik türlerinden birini seçme özgürlüğüne sahipsiniz. en azından kapıdan girdikten sonra koltuklara sıradan yerleşmek ve diğer insanlara kolaylık sağlamak, sizin trafik manzarası izlemekten ya da kapıya yakın olmaktan alacağınız hazzın yanında küçük bir ayrıntı olarak kalır.

    bu arada eğer yanınızda arkadaşınız var ve o beceriksizliği yüzünden bu maratonda geri kaldıysa elinizi koltuğun üstüne bastırarak ve başka kimseye geçit vermeyerek ona yer ayırmak yine diğer insanlara göstereceğiniz saygıdan daha önemlidir. ne de olsa diğerlerini bir daha görmeyeceksiniz ama arkadaşınız o koltuğu kendisine ayırdığınız için ömür boyu size minnettar kalacak yeri geldiğinde size böbreğini verecektir.

    ilk turda bazı kazalar yaşanabilir.bazı yolcular her ne kadar metrobüsün içine bir hışım girdilerse de, boş koltukların büyüsüne kapılıp veya paniğe kapılıp kendilerine boş yer bulamazlar.bu durumda en iyi çözüm yüzünüze cool bir ifade takınıp bir yere tutunmak olabilir. eğer kaybetmeyi kendinize yediremiyorsanız ilerideki kapıdan inip gelecek metrobüsü bekleyebiliriniz. bu kesinlikle sizin yılmayan, başarıyı kovalayan ve mücadeleci bir karakter olduğunuzu gösterir. iş mülakatlarına gitmek yerine metrobüste bir videonuzu çekip gönderseniz şüphesiz istediğiniz işi alırsınız. belli bir süre bekleyerek sabır gösteren,zamanı geldiğinde herkesi ezip geçen,beğendiği yere yerleşen süper insanlar oturduğunda ayakta gitmeyi göze alan ikinci grup metrobüse biner. oturanlara attıkları ezici ve delici bakışlar sayesinde bir nebze olsun rahatladıklarını düşüneceğiniz bu grup hiç de rahatlamamıştır.yakınında birden fazla kişinin durduğu bir koltuğun boşalacağı sinyali alındığında hiç oturamamaktansa kalkacak olan kişi kalkmadan oturmaya çalışmak çok mantıklıdır. kucağına oturmaya çalıştığı kişi kendisinin yüzünden inemeyecek duruma geldiyse kendisine bundan sonraki seyahatlerinde daha erken kalkması önerilir.

    bütün bunlar olurken metrobüsün kapıdan uzak kısımlarının boş olup olmadığı konusu bir muammadır. sanki gözle görülen elle tutulan insanlar taşınmıyormuşçasına bazıları boş olduğunu bazıları da dolu olduğunu iddia ederler. bu kadar açık bir mesele nasıl büyük bir tartışma konusuna dönüşür anlaşılmaz. daha metrobüsün tadına varmadıysanız bir de siz deneyin derim, belki en azından bu konuya açıklık getirirsiniz belli mi olur.
  • dikkatimi çeken bir şey var; sanırım hiçbir durağında çöp atabileceğimiz kutu falan yok ya da sadece benim kullandıklarım da yok. buradan yetkililere sesleniyorum lütfen çöp kutusu falan koyun şu duraklara.
  • yine bir rezalet yaşatmış. boğaziçi köprüsü yakınında lastiği patlayıp, yakıt deposu delinmiş. facia"ya açık ve yek yönlü davetiye. orada bir şey olsa o yakıt yansa falan ne olacak.
    http://imgur.com/nuwacnk

    edit: gazliyarimfenasalmisın dediğine göre mazot öyle kolay kolay tutuşabilen bir yakıt cinsi değilmiş. o zaman sıkıntı yok arkadaşlar. böyle kazalar olur. metrobüs hepimiz için büyük bir nimet zaten bunda bir sıkıntı yok.
    (bkz: #20697937)

    edit 2: iki salla bir baglanın #33538930 entrysinde belirttiği üzere bu tarz delinmelerde de patlamalar olabiliyormuş. metrobüs hattında yaşanan bu kazalar bir gün kötü bir sonuca yol açtığında mı akıllanacağız o zaman?
  • çok önemli bir işiniz varsa daima alternatifini düşünmeniz gereken lastik tekerlekli ulaşım aracı. zira her gün bir kaza her gün bir arıza olağan olmuş. size denk gelirse çok kötü kalıyorsunuz oracıkta.
  • bir sonraki boş metrobüs için bekleyen ön sıranın kurduğu barajı, real madridler barcelonalar kuramadı.
  • "agresyonunuzu kendinize saklayın, herşey hakkında da fikir sahibi olmayın be kardeşim" şeklinde sitem edilesi yorumlar almış toplu taşıma ve ulaşım aracı.

    kardeşim, her türlü alet edevat bozulur, herşey arızalanır, yıpranan malzemelerin bozunmaya uğraması ve bozulması doğal ve takip edilebilir bir süreçtir.

    sorun, öngörülebilecek ve zamanında önlem alınabilecek (test ve bakım gibi basit kavramlar) şeylere önlem alınmamasıdır. toplu insan taşıyan araçların bu tür sorunları sık yapılan bakımlarla sıfıra indirgenmelidir.

    zira her ne kadar günümüz türkiye şartlarında pek önemi yokmuş gibi görünse de "can" herşeyden daha önemlidir ve öyle olmalıdır.
  • havaların ısınmasıyla beraber artan kokuya çözüm olması için, içine üç beş dakikada bir koku veren parfümlerin konulması gereken, insanın içini, dışını, ruhunu ısıtan taşıma aracı .edit: imla
  • cumartesi günü ve havanın çok iyi olmasına rağmen ilk kez oturmayı başardığım ulaşım aracı. içi ter falan da kokmuyor klimalar gayet stabil. inmem gereken durağı geçmeme rağmen inmiyorum. ağlamaklı oldum daha fazla yazamayacağım. bugün özel bir gün olmalı.
  • her binmeye çalıştığımda toplum olarak medeniyetten nasibimizi alamadığımızı bir kez daha farkettiğim toplu taşıma aracı.
  • sol framede görünce, hakkında bir süredir saydırmalı entry girmediğimi farkettiğim araç. yaz geldi sayılır, asıl saydırmalar yeni başlayacak.
hesabın var mı? giriş yap