• öz türkçe değildir ama halkımiz bu kelimeyi kullanmayı çok sever ve kendinden (programme) baska kelimelere karşılık olarak kullanıldığında neyin kast edildiğini anlamaya gerçekten de yardımcı olur.

    şunu demek istiyorum:
    program = programme

    yani çizgisel ya da algoritmik plan. bu tamam. kelime türkçeye buradan girmiş ve kabul görmüş.

    devam edelim:

    "tv show" = "televizyon programı"

    show'un gösteri diye çok güzel ve gayet işlek bir karşılığı var ama tv'deki yayınlara genelde program denir. ibo show gibi program isimleri de aslında "tv show" programına gönderme yapıyor ama türkçe baktığımızda ibo'nunki de gösteri değil bir program ennihayetinde. o yüzden tv show = tv programı.

    schedule = program

    ders programı olsun, iş programı olsun her şekilde bu kelimeyi karşılıyor. gayet de iyi anlaşılıyor.

    onu da aşıyor, "appointment" yerine de geçiyor. "saat 3'te falancayla programım var", "saat 5'te şurada programım var" derken kast edilen artık schedule değil appointment.

    son olarak:

    computer software = bilgisayar programı

    bu biraz sıkıntılı. yazılım (karş. donanım) gibi mükemmel bir karşılık varken "program" kelimesini kullanmaya hiç gerek yok. zaten "computer programme" diye bir kavram var ve "bilgisayar programı" onun karşılığı. ona özgülenesi.

    bununla birlikte insanların şarj yerine şarz demesi bir olgu olduğu gibi yazılımı kast ederken çoğu zaman program diyor olmaları galat da olsa yaygın bir gerçek. büyükleriyle konuşan yazılım mühendisleri sık sık "program yazıyorum boomer amcacığım/teyzeceğim" demek zorunda kalıyorlardır. insanlar bu kelimeyi seviyor.
  • aslı yunanca bir sözcük olan ''programma''dır.

    gramma: ''yazı'', ''mektup'' anlamlarına gelir.

    pro: önüne geldiği isme ön aşama katar, onun öncesinin olduğunu anlatır. etoimasia: hazırlık, proetoimasia: ön hazırlık gibi.

    bu durumda pro-gramma'ya türkçe'de yüzeysel bir ifadeyle ''yazı öncesi'', ''ön yazı'' diyebiliriz.

    bu kelimenin antik yunan'da atılan tohumunun oluşturduğu anlam günümüzde daha da işlevselleşmiştir.
  • animatrix'in en güzel kısımlarından biri.

    duo'nun cis'e sinyali bloke ettiğini tekrar hatırlattığı sahnede cis'in umutsuzluğa kapılıp kırık kılıcını düşürdüğü anda, görüntünün çatı üzerinden geriye doğru briket sesiyle duo'nun arkasına geçip durması ve duo'nun inen kılıcını cis'in mükemmel tutup kırdığında duo'nun sesinin matrix deki titreşim sesine benzeşmesi hem görüntü hem ses orgazmına eş değer desem yalan söylemiş olmam.

    defalarca seyredilebilir.
  • bilgisayar programı: mesela wordpad bir programdır...
  • belli bir işi yerine getirmek için yazılmış tool, utility, oyun, işletim sistemi hödösü.bunların çalışmakta olanlarına process denir.
  • pascal'da program'in ismini belirtmek icin kullanilan statement.. turbo pascal'da akillilik edilerek optional hale getirilmi$, gunumuzde ise kullanilmamaktadir.. ayrica isim di$inda da parametre olarak hangi standart file handle'larin (input, output) kullanilacaginin da belirtilebilmesini saglar.. o da bir i$e yaramaz.. neyse.. orn: program hede(input,output);
  • nişanyan'a göre ilk türkçe kullanımı 1924. fotoğrafın ilk kullanımı ise 1873.

    genelde programproğram olarak telaffuz edenlere kızanlar, fotograffotoğraf olarak telaffuz edenlere kızmazlar.
  • birbiriyle ilişkili projeler bütünü.

    örneğin airbus a380 uçağının, sıfırdan, ilk partilerinin müşteriye teslimine kadarki süreçte gerçekleştirilen yüzlerce irili ufaklı birbiriyle ilişkili, birbirini tamamlayan projelerin tamamına birden "a380 programı" denir.

    aynı kurum tarafından yürütülen birbiriyle ilişkisiz projelerin bütünü için ise (bkz: portföy)
  • program olarak yazıp proğram okuyan kişi daha fazladır..proğram lafını edenin kafasına sert bir cisimle vurduktan sonra hızlı adımlarla uzaklaşmak gelir içimden hep..(bkz: sarz)
  • silver apples'ın 1968 çıkış tarihli silver apples albümünden zamanının çok, çok ötesine dokunan, elektronik ve hatta disc jockey ekolünün ilk örneği sayılan şarkı.
hesabın var mı? giriş yap