• freudyen/lacanyan abject'e de deginen sarkidir.
    (bkz: into this house we're born)
    (bkz: into this world we've thrown)
  • gecenin derinliğinde çok daha güzel olan efsane şarkı.
  • ray manzarek yorumu ile

    şarkının ortaya çıkışını öyle güzel anlatmış ki, muhakkak izlenmeli. videoda bir de şu mevcut; jim morrison'ın el yazısı ile riders on the storm.

    büyük insanlardı vesselam. saygılar.
  • araba sürerken dinlenmemesi gereken şarkıdır

    kendinizi bi anda tokyo drift setinde buluyorsunuz
  • jim morrison life, death, legend isimli kitabında stephen davis'in anlattığına göre jim, florida state üniversitesi'ne giderken 450 km uzakta, clearwater'da yaşayan mary werbelow adında bir hanımla görüşmektedir. mary'nin yanına gitmek için jim genellikle otostop çeker (jim, mary'nin ilk aşkıdır. tanıştıklarında mary 17 yaşındadır. 60'ların başlarında, 3 yıl boyunca birbirlerine olan bağlılıklarıyla dikkat çekmişlerdi. jim'in ölümünden sonraki 40 yıl boyunca, the doors filmini yönetecek olan oliver stone dahil pek çokları mary ile konuşmak istedi, büyük paralar teklif edildi ancak mary hepsini geri çevirdi). kitapta şöyle anlatır:

    "bu tozlu ve sıcak florida yollarındaki seyahatler; başparmağı havada, hayal gücü arzu, şiir, nietzsche ve tanrı bilir daha nelerle kavrulurken -maganda kamyoncular, kaçkın eşcinseller ve yağmacı motorcular- jimmy'de silinmez ruhsal yaralar bıraktı. bu noktadan sonra not defterinde takıntı haline gelen karalamalar, yalnız otostopçu tasvirleri, yüzü olmayan, tehlikeli, şiddetli fantezilere sahip bir yabancı, bir gezgin olacaktı: yoldaki katil."

    parça, ekip provada stan jones'un ghost riders in the sky'ını çalarken bu şarkıdan evrildi ve jim morrison'ın fikriyle riders on the storm ismini aldı.

    the doors'un ilk beş albümünün yapımcılığını yapan paul rothchild, bu parçada çalışmak istememişti çünkü parça hoşuna gitmemişti. şarkının "kokteyl müziği" gibi olduğunu düşünmüştü. bunun üzerine ekip, ses mühendisleri bruce botnick'in yardımıyla yapımcılığı kendileri üstlenmişlerdi.

    the doors, albümde çalması için bassçı marc benno ve jerry scheff ile anlaşmıştı. manzarek, klavyesi ile aklındaki melodiyi çaldıktan sonra scheff o meşhur bass bölümünü ortaya çıkardı. yağmur efektini ise ray manzarek elektronik piyanoda yarattı.

    eğer dikkatlice dinlerseniz, jim morrison'ın kendi vokalinin üzerine şarkı sözlerini fısıldadığını duyabilirsiniz. eylül 2011'de ray manzarek, uncut dergisi'ne şöyle anlatır:

    "riders on the storm'da bir fısıltı sesi vardır, eğer dikkatli dinlerseniz, jim'in kendi vokali üzerine eklediği bir kayıt. bu, jim'in yaptığı son şeydir. kısa ömürlü bir fısıltı."
  • şimdiye kadar snoop dogg'la olan versiyonu doğru düzgün dinlememiştim. hep bir önyargı vardı. bir kaç gün önce dinledim. adamlar öyle yapmış ki cidden jim'le snoop'un senle aynı arabada olduğunu hissedebiliyorsun. verse'lerde jim'e olan göndermeler de çok güzel olmuş. başta jim'le olan konuşma da. tabii ki orjinali çok çok daha mükemmeldir. ancak bu da sisli, yağmurlu bir gecede adrenalini patlatır. ne de olmasa ikisi de west side çocuğu.
  • gelmiş geçmiş en iyi şarkıdır bence. veri oricinıl diyorum. olması gerektiğinden fazlasıyla güzel. ve bu şarkıyı efsaneleştirenlerin çoğu için düşündüğüm şey nfs underground 2'de hatırı sayılır derecede modüfiye yapmış olmalarıdır. keşke böyle oyunlar yeniden çıksa moda olsa. ea filan içine etti oyun formatlarının.

    raa:ydırs on dısto:rm..
  • "girl you gotta love your man"

    the lizard king'in kadınlara verdiği en büyük ve basit nasihat.
hesabın var mı? giriş yap