• yani: şahsa hakaret yasak cemaat ve ırka hakaret serbest

    yani: ekşi sözlük'ün mottosu

    yani: ne zamandır rahatsızlık duyduğumuz ama toplumun şovenleşmesi, sözlük'ün kalabalıklaşması ve türkiye ortalamasına yaklaşmasıyla artık iyice sırıtan prensip

    yani: (ara: kürt*) (ara: yahudi*) (ara: ermeni*) (ara: yunan*) (ara: rum*) (ara: arap*) (ara: alevi*)

    diyesim: moderatörlerin şahıslar konusunda gösterdiği hassasiyeti ırklar, cemaatler ve etnik gruplar konusunda da göstermek bence artık bir zorunluluk halini almıştır. yani şahsa hakaretler niçin siliniyor? tck'da suç olduğu için. peki toplumda ırk ve mezhep düşmanlığı yaratmak ve buna sevketmek suç değil midir? suçtur. ama bizi ırgalamıyor. neden? çünkü bu ırkların ve cemaatlerin ece erken gibi temsilcileri yok. çünkü bu ırklar ve cemaatler konusunda sözlük yazarlarının (ve anlaşılan sözlük yönetiminin de) pek bir hassasiyeti yok. ve en kötüsü: artık ırk cemaat ve etnik gruplara küfür etmek isteyen milliyetçi/faşist/şoven (hangisi beğenirsen o senin olsun) insanlar gemi azıya aldı.

    beklediğim: eğer şarkıcılardan, fotomodellerden, şovmenlerden, mankenlerden, siyasetçilerden pek bir çekiniyor ve "aman başımız derde girer dava mava açarlar" kaygısıyla hakaretleri silip (ki bu yaklaşım doğrudur) hatta bu kaygıyı abartarak hakaret olmayan eleştirileri bile silip (bedri baykam başlığına "cemal süreya onun için şiirde özdemir asaf neyse resimde bedri baykam odur" diye bir entry yazmıştım, bedri baykam'dan gelen itiraz üzerine silindi. baykam'ın iddiası "cemal süreya böyle bir şey yazmadı" yönündeymiş. ben ise okuduğumdan gayet eminim) son derece hassas bir tarama yapılıyorsa aynı şey, ırk cemaat ve etnik gruplar için de yapılmalıdır. ama yok eğer ecer erken için başlık dahi açılamayacak ama kürtlere rumlara ermenilere yahudilere ağzımıza geleni söyleyeceksek bu sözlük ekşi sözlük değil ekşi çöplük olmaya doğru hızla gidecektir.
  • sözlükle ilgili dile getirdiğim bu önerme, doğaldır ki konunun muhataplarından ssg tarafından yanıtlanmış. okuduğumdan anladığım bu konunun sözlük yönetimince çok sike takılacak bir mesele olarak görülmediğidir. eh ne yapalım, sözlük onların sonuçta. lakin şu ifade biraz pürüzlü:

    "
    peki bu nasil ortaya cikti: nazmiye demirel bazi irklara ve cemaatlere hakaretlere dokunmadigimi, "biraz dursun" diye gizliden kenara aldigimi, moderatorlere "elle$meyin" emri verdigimi gormu$. helal olsun."
    "

    esasen benim üzerinde durduğum nokta konu başlığından da kolaylıkla anlaşılacağı üzere "şahsa hakaret konusunda tck baz alınıp bu hakaretler siliniyorsa, etnik gruplara ve ırklara hakaret konusunda niçin tck baz alınmıyor. bu tutarsızlık değil mi?" yönündedir. zira şahsa hakaret ne kadar suç ise ırk ve etnik gruplara hakaret de aynı şekilde bir suçtur ve bir ülkede yaşayan insan güruhu, gerçekten bir "toplum" olacaksa, gerçekten gerekli bir hükümdür. yani şahıs sözkonusu olunca ekşi sözlük bir "yayın organı" ciddiyeti takınıyor, ama ırk ve etnik gruplara hakaret sözkonusu olunca alabildiğine özgür bir ortam moduna giriyor. ne güzel.
  • sozlukte gozlemlenebilecek irklara ve cemaatlere hakaret vukuatlarinin buyuk kisminin, tarih bilgisi yoksunlugundan ve bu cehaletin patlama noktalarini temsil eden bazi kendini bilmezlerin, objektif analiz yeteneklerinin ancak bir kapi paspasininkine esit olmasi yuzunden ortaya ciktigi rahatlikla soylenebilir.

    bu konu, geri adim atilmayacak, ertelenmeyecek, alcakgonulluluk gosterilmeyecek, sabirli olunmayacak kadar onemlidir: tarihe merak duymayan, ozellikle kendi tarihi hakkinda hicbir ogrenme durtusu hissetmeyen bir insanin hayvandan farki yoktur; yer icer sicar ama kimligini sorgulamaz, gecmisini gelecegini dusunmez, ortak insanlik degerleriyle baglantisi yoktur.

    ikinci kisim insanlar, yani her turlu olaya mutemadiyen sovenist, populist ve ilkelce yaklasan insanlar icin ise icimde bu kadar buyuk bir nefret yok, zira bu andaval populasyon, tarih bilinci kuvvetli olan toplumlarda dogal olarak tutunamayacak, prim yapamayacaktir.

    bu fikirleri, sozlukte de rastladigimiz birkac trendle ornekleyeyim: toplumlara, gruplara hakaret denince benim aklima ilk gelen ornek amerikalilar. merak edenler bir zahmet baksinlar amerikan ordusu, amerikalilar salak ve benzeri basliklara. nasil isterdim tek tek aklimdaki entryleri surada ifsa etmeyi, bu hastalikli dusuncelerin hakettikleri tepkiyi almalarini. meger amerikan ordusunun her bireyi birer iskenceci, irz dusmani, sadist hayvanmis; meger butun amerikalilar bencil, cahil ve aptalmis... hey yavrum hey, 270 milyonluk insan corbasini iki sifatla ozetlediniz ya, helalinden bir iki sosyoloji doktorasi hakettiniz. birak onlarca degisik milleti, standart amerikali beyaz anglosaksonlarin bile arasinda daglar kadar fark var, ortabatidaki redneckler mi, californiadaki hippiler mi, guneyliler mi, nedir bu amerikalilar salaktaki amerikali?

    peki niye yeterince tepki almiyor bunlar? hatta birak tepkiyi neden alkislaniyorlar, vatansever oluyorlar? iste burada da genel ahalinin sahip oldugu tarih bilgisi (yahut bilgi demeyelim, bilgi dedikce sanki ben uzmanmisim gibi bir sidik yarisi ortami yaratiliyor, merak diyelim merak) onem kazaniyor. cunku bircok insan hala, imkanlari ve her firsatta actiklari koskocaman agizlari olduklari halde, siyaset tarihiyle ilgili bir tek kitap okumamis, hala ulkelere ve toplumlara kalles, kahraman, durust gibi aslinda sadece kisilere yakistirilmasi gereken sifatlar yakistirip ilgili neden sonuc iliskilerine gozlerini kapiyor. cunku bircok insan hala ingiliz imparatorlugunun zamaninda dunyanin yarisina hakim oldugunu, ispanyollarin amerikaya gelip koca bir kulturu cok kisa bir zamanda yokettiklerini, cin'in ve japonyanin istiladan istilaya kostuklarini, ve herkes gibi bizim de ottan boktan sebeplerle savaslar acip, gucumuz varken cilginlar gibi yayildigimizi bilmiyor, yahut gormek istemiyor. cunku insanlar bu guc mucadelesinin 21.yyda yerini evrensel yuksek bilinc yonetimindeki bir baris ve doga duzenine birakilmasi gerektigini, tum cikar catismalarinin sadece abd tarafindan ortaya cikarildigini, abd ortadan kalkarsa (bu da ne demekse) dunyanin daha bariscil bir yer olacagini saniyor. guc mucadelesinin baska sekilde devam edecegine, ruslarin, araplarin, cinin, ab'nin, japonyanin, irili ufakli bir suru afrika ulkesinin de abd'den pek de farkli olmadigina ihtimal veremiyor. 500 sene sonra bile hala machiavellinin basit gozlemlerinin sovenizme ve aptalliga yenik dusuyor olmasinin, ne buyuk bir duskirikligi oldugunun farkinda degiller.

    cunku o sovenistler (ki her nedense bu noktada oktay sinanoglu efendiyi anasim geldim; bu parantezin sovenizm kelimesinin ardina dusmus olmasi ise tamamen tesaduftur, kozmosun gizemidir) hala "ataturk olsaydi amerikaya gosterirdi gununu, memleketi onlara satmazdi" diyerek tarihi carpitmak ve genc dimaglari zehirlemek suretiyle tahayyul edebilecegim en igrenc sucu isliyorlar. oysa ki bilmiyorlar mi o ataturk hukumetinin, musul konusunda destek olmalari icin , abd'ye demiryollari tekeli onerdigini, bunlarin cevresindeki dogal kaynaklari da gelistirmeleri ve isletmeleri icin onlara ayricalik tanidigini, fakat bu onerinin bizzat abd senatosu tarafindan reddedildigini? (ve sonra da musuldaki petrol hisselerimizi, acil nakit ihtiyaci yuzunden besyuzbin pound gibi komik bir rakama sattigimizi) hala oyle tasvir ediyorlar ki o gunleri, sanki ataturk cikmis da abd mangasi istemeyuuk diye butun uluslararasi guc dengesini altust etmis bu konuda; halbuki manga onerisi yine abd senatosunda reddedilmemis miydi? bu sozlukte hala ben size savasmayi degil olmeyi emrediyorum diyen ataturkun, 57. alayin basinda, ingilizleri bir hamlede denize doktugumuzu sananlar var; bu tarihimizin en buyuk savaslarindan biri, ogrenelim artik kimsenin denize falan dokulmedigini, ingilizlerin aylar sonra cok da duzgun bicimde geri cekildiklerini.

    ataturk ve yonetimi machiavelliyi anlamisti, ingilizlere karsi ruslari ve komunizmi kullandi, yunanistana karsi italyanlarin cikarlarindan istifade etti, fransizlari yine ingilizlere karsi dengelemeye calisti, almanlari her ikisine, abdnin de arada benzer bir rolu oldu. ancak bu ince diplomasi ve ekonomik dengelerle ayakta kaldi turkiye, yoksa herseyi bir cirpida kuvayi milliye ruhu diye ozetleyip, dunyanin gerceklerine gozumuzu kapatarak anlayamayiz bu ulkenin temellerini. zira yine ilk dis borclarini da bu guclerden, mevzubahis dengelerin isiginda ataturk zamaninda aldi bu ulke, yoksa hazinemiz altinla dolup tasmiyordu bazi nobel odulu adaylarinin her turlu resmi belgeye karsin, utanmadan defalarca iddia ettikleri gibi (ki boylece de halkin egitimli kesiminin tarih anlayisinin icine de bir guzel ettiler sagolsunlar)

    e noluyor o zaman, o zaman biri cikip ingilizler, amerikalilar hiyardir, seytandir, vs dediginde de kimse bu insanlari kinayamiyor yahut kimse gulup gecemiyor bu sacmaliklara; aksine alkislaniyorlar, populer oluyorlar, milliyetci oluyorlar.

    bakiniz sinirlendikce aciliyorum, buyrun (bkz: kuba) ne de guzel oturuyor konumuza, cuk diye. oyle safsatalarla bezenmis bir amerikan nefreti hakim ki, gozler kor olmus, bilgisiz akillar o kubayi bagimsizligin kalesi yapmis. bagimsizlik abdye endeksli bir kavram mi ki yahu, bu kuba sovyetlerin kopegi degil miydi? bu kuba son on yilda cin'den, halen geri odemedigi 4 tane yuklu miktarda borc almadi mi, binbir turlu anlasmalar imzalamadi mi? bagimsizlik? ama yoook, abd'ye kafa tutuyor ya, bitti, bu kadari yeter. yine diyorum, yakin kuba tarihiyle ilgilenilse birazcik, boyle sacma sapan fikirler yeserebilir miydi? (ufak bir katkim olsun diye ilgili baslikta bahsetmistim abd-kuba iliskilerinin kisa bir tarihinden, maksat soylediklerimiz havada kalmasin ama elbette aninda amerikan yalakasi ilan edilmistik, hey gidi gunler)

    sadece amerikalilarla sinirli degil elbette bu (bkz: turklerin araplara karsi besledikleri antipati) bu baslikta gecen hancerleme, arkadan picaklama, kalleslik, ikiyuzluluk, nankorluk kelimeleri veya imalari, hayatim boyunca devam etmis ve edecek olan yalan ruzgari dizisinde bile bu kadar cok yer bulmadi. yahut kurtler. efendim, kurtler cumhuriyet kurulurken defalarca isyan etmismis, bu vatanin ekmegini yiyorlarmis, nasil olurmusmus. yahu kardesim, kurtler dedigin grup ne zaman yekvucut hareket etti; o isyanlar da yine baska kurt gruplari kullanilarak bastirilmadi mi? ama iste bu kokusmus bakis acisiyla degerlendirirsen azinliklari, sonra yalan yanlis genellemeler kinanmaz kimse tarafindan. hala defalarca kurt konusu acildiginda "turkiye cumhuriyetini kuran herkes turktur, kurt sorunu mu varmis?" temali entryler ortaya cikiyor. e tabii sen kurt sorununu turkiye cumhuriyeti tarihiyle yasit birsey sanirsan, yahut en fazla seyh sait ayaklanmasina kadar gidebilirsen, o zaman boyle ustunkoru, vatansever ve uzlasmaci gozuken ama hicbir soruna dokunmayan, pislikleri halinin altina bile itmeye zahmet etmeyen bir bakis acisini benimsersin. tabii bunun sonucu olarak ayni tartismalar sonraki nesillerde yasandiginda da, "biz bunu cozmustuk, ne guzel birlik beraberligimiz var, batililarin oyunu bunlarin hepsi" diye kendini kandirirsin.

    bakiniz bu bagnazlik ermeni konusunda da hakim. birkac ay once yasadigim yerde, yerel bir gazetede ermeni bir yazar, konuya deginmis, yalan yanlis bir suru sey soylemisti. yalan yanlis diiyorum cunku dayandigi kaynak hala ve hala toynbeenin mavi kitapinin sacmalariydi, hala nufus tahminleriyle uyusmayan olum raporlari veriliyordu ve tabii rus yayilmasiyla azitan ermeni terorurune deginilmemisti bile. ertesi gun cevap hakkimiz yenmemis olsun diye, bu sefer bir turk yazarin goruslerine yer verilecegini duydugumda dogal olarak ben de bu tarz elestiriler bekliyordum. heyhat, tarihin t'si irgalamamis bu gerizekali soydasimi, onun yerine ne buyurmus: "turkiyede hic boyle tartismalar yok, baris icinde yasayip gidiyoruz, bu tartismalarin hepsi yurtdisinda hortluyor" yahu elbette isin icinde cikar catismalari var, istismarlar var, ama sen ermeni sorununu buna indirgersen, yine pislikleri halinin altina itmeye zahmet bile etmemis olursun. adam da cikar, ulan siz de konusulmamasi zaten asil sorun, baris yuzunden degil baski yuzunden konusulmuyor der, iyi de eder. zaten ilgili bircok benzer gorus yine dile getirildi orhan pamuk hadisesiyle beraber. ama gercekten ermeni sorunuyla ilgili bilgi veren, bu konuda derin gorus belirten kac entry okudunuz sozlukte? vallahi bana rastgelenlerin hepsi, orhan pamuk milletini kotuleyerek prim yapmaya calisiyor temasindaydi. evyallah belki oyledir hakkaten ama biri cikip "1 milyon ermeni oldurdunuz siz" deyince bunlar orhan pamukun uydurmasi mi diyeceksiniz? yahut resmi unut gitsin politikamiz mi benimsenecek? tipki ataturkun hatalari basliginda, ataturkun hatalarindan ziyade "elbette o da insan, hata yapmistir" tarzi goruslerle, "onun hatasi cumhuriyeti sizin gibi dingillere emanet etmesiydi" gibi kucuk emrah kaslariyla okumaktan kendimi alamadigim "ozelestirilerin" bininin bir para olmasi gibi, ermeni sorunu da yillardir, "abi soykirim degil de catisma olmus, biz de belki biraz fazla abartmisiz, o kadar" dan ibaret goruslerin cizgisinde tartisilir. (elbette birtakim faydali istatistikler icin (bkz: ermeni soykirimi))

    itiraf edeyim, bu konuda daha bilgili olmayi, bu fikir pacavralarini yerden yere vurarak tarihimizi koruyabilmeyi isterdim. ama en azindan muttefiklerin, isgal sureclerini hizlandirmasi icin, birtakim raporlari abarttiklarini, enver pasanin ve ittihatcilarin hic de masum olmadiklarini, sadece dogu anadoludan degil taa bati ve kuzey bolgelerinden bile onbinlerce ermeninin pilini pirtini toplamalarina izin verilmeden sinirdisi edildiklerini ve bu esnada hastaliktan ve acliktan feci sekilde olduklerini, sarikamis rezaletini takiben dogu anadoluya hakim olan ruslarin korumasindaki manyak bir ermeni kumandaninin intikam almak adina etnik temizlige giristigini, yine fransizlarin beraberlerinde getirdikleri ve kaybettikleri mallarini yeniden almak isteyen ermenilerle guney bolgelerindeki muslumanlar arasinda etnik catismalarin hizla yayildigini paylasabilirim sizlerle. simdi bunlari ve daha fazlasini merak etmeden, basmakalip laflarla konuyu kapatmaya calismak kadar, yani tarihini ogrenmemek kadar vatan hainligi ya da daha kotusu insanlik sucu olabilecek birsey dusunemiyorum. sonra elbette bir kendinibilmez cikar, ermenileri veya turkleri genelleyerek itham eder, hakaret eder, prim yapar yahut ayiplanmaz.

    tarihte bu orneklerden o kadar cok var ki, gozleriniz kor olana kadar devam edilebilir. yunan kuvvetlerinin geri cekilirken sistematik bicimde koylerimizi yaktiklarini herkes bilir ornegin, hatta bu trajedi ingiliz gozlemcileri bile isyan ettirmis (bunu herkes bilir mi bilmem), londraya gonderdikleri raporlarda bu olaylarin kinanmasini onermislerdi. oysa birkac gun sonra izmirde yasanan daha buyuk trajediyi kimse bilmez, yangin cikmistir o kadar. musluman kisim disindaki sehrin dortte ucunun yandigi, sivillerin canlarini zar zor kurtardiklari ama tum mallarini kaybettikleri, ticaret gemilerinin ilk once kacan insanlardan sadece kendi vatandaslarini kabul ettiklerini fakat olayin gercek boyutlari ortaya cikinca, amerikan, ingiliz, fransiz, yunan, vs demeden hepsinin insafa gelip onune gelen sivili tika basa gemilere doldurup, olumden kurtardiklarini... binlerce yillik bir kulturun urunu olan guzelim izmirin bir gunde harabeye dondugunu.. konusulmaz bunlar, ogretilmezler, sonra her iki taraftaki ayni dar ve cahil bakis acisinin, diger bircok konuda da benzer sekilde yillarca "egittigi" kafalar, yunanli boyle, turk boyle diye hakaretler eder, bu tartismayi uzlastirmak icin sarfedilen ici bos kliseler alir basini gider.

    sonucta butun bunlara baktigimizda anlasiliyor ki, irklara hakaret konusunda turk ceza kanununu on plana cikarmak, buzdaginin gorunen kismi. elbette pratikte kistas bu olacaktir ama en azindan bilincli bireyler olarak farkina varmaliyiz ki bu hakaret olaylarinin ezici cogunlugunun altinda yatan akilcilik ve merak eksikligidir asil sorunun kaynagi ve asil tehlikeli olan. ozellikle tarih konusunda diger herseyden, hatta dilimizden bile daha hassas olmali, bu hazineyi yokedenlere sifatlari ne olursa olsun taviz gostermemeliyiz...insan isek tabii.
  • sözlüğün işleyişine ilişkin bu önermeyi (sormadan etmeden) ortaya attığımda tarihler 31 mart 2005'i göstermekte imiş. ssg'ye göre bu önermeyi sözlük yönetimine danıştıktan sonra ortaya atmam gerekiyormuş. pekala diyelim bu tür sözlük yönetimine ilişkin saptamalarda sözlük yönetimine önceden danışmak bir kural olsun ve ben bu konuda biraz kaba davranmış olayım. peki bu önermeye sözlük yönetiminin tepkisi ne zaman ve nasıl olmuş? 4 mayıs 2005'te. tamam zamanlamasını mesele etmeyelim, sözlük yönetiminin böyle zırvalara hemen cevap vermek gibi bir yükümlülüğü yok. peki ama nasıl bir yanıt gelmiş? şöyle:

    "dogrudur. sozlukte tum irklara ve cemaatlere hakaret edebilirsiniz doyasiya. aranizda bu konuda bir cekincesi olan hakaretini kenarda saklayan, hani bir irka arkadan onden saydiracak ama sirf sozlukte yasak olabilme ihtimali yuzunden "ucmayalim dayi" diye cekinen varsa hic cekinmesin.

    ben niye destekliyorum bunu: cunku bence irka ve cemaate hakaret dunyada olmalidir. goru$ serbestligi falan yani.

    peki bu nasil ortaya cikti: nazmiye demirel bazi irklara ve cemaatlere hakaretlere dokunmadigimi, "biraz dursun" diye gizliden kenara aldigimi, moderatorlere "elle$meyin" emri verdigimi gormu$. helal olsun.

    eskiden nasildi: ben bu irka cemaate hakareti serbest birakmadan once cok sacma bir sistem vardi. bir entry'yi yasal olarak suc te$kil ediyorsa her zaman siliyorduk. bunun icin praetor goru$lerine falan ba$vuruyorduk. o an "dur yahu" dedim. "biz niye ugra$iyoruz her entry'yi tek tek elemekle analiz etkmekle" dedim. vurdum elimi masaya. dan!

    serbest arkada$im. ne ugra$acagiz. hem fikir ozgurlugu adina da super bi$ey. herkes istedigini sikebilse bundan daha ozgur bir dunya du$unemiyorum. imagine all the people in the world are living very good indeed.

    cok dogru bir tespit ozunde."

    gelen yanıt bu. bunun üzerine ben de "sözlük yönetimi bu konuyu pek sikine takmıyor anlaşılan" demişim. yani hani biz önceden başvurmadık ama gelen cevap da bu konunun pek de mesele edildiği yönünde değil, takdir edersiniz ki. bütün bu süreç sonunda sözlüğün işleyişini anlamadığım hükmüne varmış ssg. mümkündür. gerçekten anlayamadığım birçok nokta var. fakat tek mesele bu değil, yazdıklarımın olumlu oy toplaması daha büyük bir mesele anlaşılan. (tam ifade şu: "sozlugun i$leyi$ini sozluge katildigi 2002 yilindan beri anlami$ olmasini bekledigim nazmiye demirel ve soylediklerini analiz etmeden "nazmiye demirel diyorsa en guzeli odur" bagnazligiyla $ukelayi dayayip gecen haftanin en iyi entrylerine cikartan bir grup korebe $ak$akcisinin evren altiknka$'dan daha sig bir baki$i yakalamasini beklemezdim.")
    tabii ki sözlük halkı neylerse güzel eyler diyecek değilim, hatta sözlük ahalisiyle ters düştüğüm sayısız konu var ama buradan şu çıkmıyor mu: demek ki bu konuda bir hassasiyet, bir rahatsızlık var. hal böyle iken bu güruha körebe şakşakçısı demek benim pek akıl erdirebildiğim bir yaklaşım değil.

    sonra şöyle bir serzeniş var: ("sorulmuyorsa bile sozluge yazilan entrylerin moderator onayindan gecmedigini ve sonradan degerlendirildigini, bir entrynin sozlukte varolmasinin sozluk yonetimi tarafindan desteklendigi anlamina gelmediginin bir sozluk yazari tarafindan idrak edilebilmesini "beklerdim".)

    diyesim şudur: nasıl ki şahsa yapılan bir hakaret sözlük yönetiminin aynı görüşü paylaştığı anlamına gelmez ise ırk ve cemaate yapılan hakaret de sözlük yönetiminin aynı görüşü paylaştığı anlamına gelmez. bunu öne sürdüğüm filan yok. bir kez daha (üçüncü kez) söyleyeyim: sözlük yönetiminin şahsa hakaret konusunda gösterdiği hassasiyet ve titizliği ırk ve cemaatlere hakaret konusunda göstermediğini öne sürdüm. ve bu sadece benim görüşüm de değil. harun tekin'in bir kenara ayırsak bile sözlüğün son zamanlarda artık şoven bir yapıya büründüğünü söyleyen hem sözlük içinden hem de sözlük dışından epey insan var. artık bu bir veri. doğrusu ben de bu durumun sözlük kurucusu tarafından gerçekten bir veri olarak kabul edilmesini "beklerdim"

    ssg'nin bir diğer serzenişi de şu: "tck'yi sadece belli alanlarda kale alan sozluk yonetimi" gibi bir yaki$tirma yapmadan once "tck'yi hangi alanlarda kale aliyorsunuz?" diye bir soru sorulmasini, (ara kurt arap ermeni) ara$tirmaci gazeteciliginden daha fazlasini "beklerdim".

    belli ki (ara kürt ermeni arap) yönünde bir bakınız vermem ayrı bir rahatsızlık konusu olmuş ve sık sık bu bakınızı verdiğim için "araştırmacı gazetecilik" tabiriyle "taltif" edilmişim. durum tüm açıklığıyla ortadayken, ırk ve cemaatlere yapılan hakaretler aylar yıllar boyunca inci gibi parıldarken buna mukabil ece erken için başlık dahi açılamıyorken tck'nın hangi alanlarda kaale alındığı ortadadır. madem gazeteci örneği verildi, onun üzerinden gidecek olursak, bir yayın organında sabah akşam ırk ve cemaatlere küfür ediliyorsa, "burada böyle bir durum var" demenin karşılığı "bi sor bakalım tck'nın hangi maddelerini kaale alıyoruz" mudur?ayrıca hadi ben sormamış olayım bütün bu iki aylık süreçte tck'nın hangi alanlarda kaale alındığı ortaya çıkmış mıdır?
    doğrusu daha doyurucu bir yanıt beklerdim.
  • ortaya attığım bu önermenin hiç tahmin etmediğim yönlere çekiştirilmesi nedeniyle son birkaç ekleme yapmak isterim:

    1) sözlük yönetiminin hiçbir zaman faşist olduğunu düşünmedim. ırk ve cemaatlere hakaret konusunu faşist oldukları gerekçesiyle serbest bıraktıklarını da asla ima etmedim, aklımın ucundan bile geçmez. söylemediğim ve ima dahi etmediğim görüşler, söylemişim gibi sunulmuş. 2002 senesinden beri sözlükte yazıyorum. sevdiğim yazarlar dışında moderatörlerin ve ssg'nin çok teknik konular dışındaki her yazdığını okumaya çalışıyorum. kimini yazar olarak beğeniyorum kimini de "nasıl bir insan acaba?" merakıyla okuyorum. tekrar ediyorum hiçbirinin faşist filan olduğunu düşünmedim, bu suçlamayı hiçbir şekilde kabul etmem.

    2) tek söylediğim şey şahsa hakaret konusundaki hassasiyetin ırk ve cemaatlere hakaret konusunda gösterilmediği yönündeki görüşümdür. peki nereden yola çıktım? basit: sözlük yönetiminin resmi açıklamalarından. peki niye sözlük yönetimi bu konuda resmi bir açıklama yapsın ki? mecbur mu? değil tabii ama son aylarda sözlükte ırk ve cemaatlere kin kusulduğu herhalde sadece benim görüşüm değil. ("harun tekin'i ayrı bir yere koysak bile.." demiştim ama ssg'nin tercihi ısrarla bu konuda huysuzlananları bir tek ben ve harun tekin'mişim gibi sunmak olmuş. kaldı ki harun tekin'in yazısı benim bu önermeyi ortaya atmamdan iki ay sonraya filan denk geliyor. neyse)
    pekala, sözlük yönetimi diyelim ki bunun farkında ve ırk ve cemaatlere yönelik hakaretler içeren entryler peşpeşe siliniyor. tekrar benim tezime dönecek olursak. ne demiştim? şahıs hakareti konusundaki titizlikle ırk ve cemaate hakaret konusundaki titizliğin orantısızlığı, hatta bu ikinci konudan bahis bile edilmemesi. evet bu garip durum olan biten butonundaki açıklamalardan da belli oluyor. açıklamaların arşivlendiği tarihten itibaren şahsa hakaret konusunda kaç uyarı yapılmış? görelim:

    i) sevgili yazarlar,
    sozlugu insanlara hakaret edebilecegi bir ortam olarak gorenlere, 4676yi umursamayanlara kanatlarini vermekte tereddut etmiyoruz ..

    bilmem anlatabildim mi ..
    (anjin san, 09.06.2004 15:35)

    ii) erkan oğur sahneye çıkınca ortaçgilin siklenmemesi diye başlık açıp ondan sonra da entrysini silen bir arkadaşımız birkaç saniye önce 7 gün çaylaklığa mahkum oldu. lütfen başlık açarken arkadaş arası muhabbetlerde kullandığımız terbiyesiz lafları buraya getirmeyelim. çoluk çocuğa rezil oluyoruz. erkan abi'yle bülent abi'ye de çok ayıp olmuş hem...
    (armonipolisi, 05.08.2004 01:48)

    iii) kutsal ogelere hakaret eden, dalga gecen ve kucuk dusurenlere hic hos bakmiyoruz. lutfen gosterilmesi gereken saygiyi gosterin

    saygili gunler ...
    (anjin san, 01.12.2004 11:33)

    iv) sevgili yazarlar,

    ek$i sozlugun; bir sekilde kin duydugunuz, rahatsiz oldugunuz, tavugunuza ki$t diyen ki$iler icin kin kusma platformu olduguna dair derin inanciniz nereden kaynaklaniyor bilemiyoruz fakat bu tip bir eylem, sizin farkedildigi anda sozluk di$ina davet edilmeniz di$inda rasyonel bir fayda saglamaz.

    hollywood 2005
    (guru, 15.02.2005 08:25 ~ 08:26)

    v) (x ve y'nin gerçek insanlar olduğunu varsayıyorum)
    dünyanın en gerzek ikilisi başlığına "x ve y" gibi iki isim yazmakla, "x ve y" başlığına "dünyanın en gerzek ikilisi" diye entry girmek arasında bir fark olmadığı bariz gibi görünüyor olsa da (o kadar da bariz değil demek ki...) biraz önce 4 yazar arkadaşımız bu sebepten çaylak oldular.

    edit:
    buradaki sorun, "gerzek kelimesinin hakaret olması" ama ben bu eklemeyi yapmak zorunda kaldığıma göre o da o kadar bariz değilmiş demek ki...
    (armonipolisi, 24.03.2005 13:37 ~ 28.03.2005 01:35)

    kişilere hakaret konusunda 5 ayrı uyarı var. peki sözlükte artan ırkçılık konusunda sayısız başlık açıldığı, bu konudan rahatsız olan insanların sayısız entry girdiği aylar süren bir süreçte bu yönde bir uyarı yapılmış mı sözlük yönetimi tarafından? hayır. bu şüphesiz bunların serbest olduğu anlamına gelmez ama küçük bir açıklamaya, uyarıya bile ihtiyaç duyulmamış. ssg'nin yanıtında şöyle bir cümle var misal: "siz son 4 ayda sozlukten uzakla$tirilan 15000 yazarin irka ve cemaate hakaretten mi yoksa ece erken'e hakaretten mi uctugunu biliyor musunuz?" hayır bilmiyorum çünkü olay butonunda "soru cevap altına entry yazan şu kadar yazar uçuruldu" yönünde onlarca açıklama varken bu yönde tek bir açıklama dahi yok.

    3) "nereden çıkarıyorsun, bütün entrylere baktın mı?" yönünde bir görüş daha var. 2002 mayıs ayında yazar olmuşum. önceden bir yıllık filan da okurluğum var. yani 4 yıldır düzenli olarak sözlük okuyorum. bunu tüm bu 4 yılda okuduklarıma dayanarak ileri sürdüm. çok şükür okuduğumu anlayabilecek kapasitede olduğumu düşünüyorum.

    4) önermeyi yazdıktan iki ay sonra "evet, serbest arkadaşım" yönünde bir yanıt gelmesine "sözlük yönetimi bu konuyu sikine takmıyor anlaşılan" yönünde bir yanıt vermem benim ironi yoksunluğuma, dingilliğime bağlansın, zararı yok.

    5) önermeyi ilk ortaya attığımda ne demişim: "çünkü bu ırklar ve cemaatler konusunda sözlük yazarlarının (ve anlaşılan sözlük yönetiminin de) pek bir hassasiyeti yok..." yani öncelikle sözlük yazarlarının bu konuda hassas olmadığını söylemişim. ve "anlaşılan" diyerek sözlük yönetiminin bunun önüne geçmeye yönelik herhangi bir faaliyetinin görünmediğini söylemişim. yani işin özünde asıl mesele ettiğim güruh sözlük yönetimi değil sözlük yazarları.

    sonuçta: eğer sözlük yönetimi bu konuyu ne kadar ciddiye aldığını (belli ki epey ciddiye alınmış moderatör toplantılarında) küçük ve tek bir duyuruyla bile olsa ilan etseydi şimdi durumun çok farklı olacağını düşünüyorum. ben varolan manzaradan çıkardığım sonucu yazdım. ve bunun bir "sanrı" olmadığını gayet iyi biliyorum. (önermeyi ortaya attıktan sonra bir preator'un "evet çok rahatsızım bu konudan. iyi ki yazdınız" yönünde özel yoldan görüş belirtmesi bile yeter, bırakın bundan şikayet eden yüzlerce entryi, onlarca başlığı) sözlük yönetimi "hayır serbest değil" diyorsa bu yeterli açıklamadır. ama keşke bu resmi açıklama ben bu önermeyi ortaya atmadan önce, sözlükte kan gövdeyi götürürken yapılmış olsaydı. şüphesiz ben öyle istiyorum diye sözlük açıklama yapmak zorunda değil ama bu durumun büyük bir sorun olduğu mevzubahis önermeye verilen yanıtlardan belli oluyor. bu kadar insanın rahatsız olduğu, ve moderatörlerin saatlerce tartıştığı bir sorunu olay butonu da şart değil herhangi bir moderatörün entrysinde görmek, "evet bu iş neyse ki ciddiye alınıyor" dedirtecek bir ifadeye rastlamak isterdim. belli ki bu konuyu çok ciddiye almışım. okuduğunu anlamayan bir körebe imişim. aslında o kadar da ciddiye alınacak bir konu değilmiş. vaktinizi aldım, kusura bakmayın.
  • sozluk yonetimi, sahsa ve irka hakareti kural olarak 'yasak' koymustur. belirtilen, iki tarafa dair olan kuralin isleyisinde ayrimcilik yapilmasi, birinde digerine nazaran daha titiz davranilmasidir. her ne kadar bu analiz sozlük yonetimini zan altinda biraksa da ayrimlanmanin kosullarin etkisinde gerceklestigini belirtmek isterim. sözlük, popüler olmadan once sahsa da irka da hakaret serbestisi taniyordu. az olan yazar sayisi bu özgürlügü dangalakca kullanmadigi ya da muhattaplarinin sozluk okuru olmadiklari icin goze batmiyordu. popülerligin arkasindan gelen okunma oraninin artmasi nedeniyle hakaret kapsamina girilen entryler sozlugun basini agritmaya basladi. asil niyet, sahsa ve irka dair hakaretin engellenmesi ya da birisine daha fazla onem arzetmek degil cezai yaptirimla karsi karsiya kalan sozlugun kendini koruma refleksi icerisinde gelisen bir 'titizlik' tir. sozlugun mottosu olarak algilanma konumuna gelmesi kosullarin dogurdugu bir sonuctur. ssg, sahislara onem verip irklari onemsemiyor degil(bence), irklarin veya cemaatlarin dava acma imkani olmadigi gibi bunu devletin, türk ceza kanuna uygun gormedigi icin sozluge yasal yaptirim uygulama ihtimalinin düsük olmasi veya bu sürecin oldukca yavas islemesidir. gozlenilen, ssg'nin zorunlu olmadigi takdirde özgürlük alanlarinin daraltilmasina izin vermek istememesidir. eger ki cemaatlere ve irka hakaretten dolayi sozluk yasal olarak bir yaptirim ile karsilasmis olsaydi, bugun bu baslik tersinden okunuyor olacakti. bütün bu gelismelerin temelinde ise italyanmaz'in nereden okuyup esinlenip dile getirdigini bilmedigi sözlük felsefesini korumak yattigina inaniyorum. "sozlugün herkesle ve herseyle dalga gecebilir olusu . " zira sozlugun popüler olmasinda ve okunma/yazar oraninin artmasinda payi oldukca yuksektir.

    yazilanlar , ssg ile diyaloga girmeden kisisel analizdir.

    ispiyonladigim irka hakaret iceren birbirinden zaman itibari ile uzak iki entry yazari ile beraber ucurulmustur. kendisi bu konuda hassas ve duyarli davrandigi icin duyarsizlik ithami biraz acimasiz olmustur. yine de bu konunun gündemde kalmasi, sorun olarak entrylere dökülmesi sozluk acisindan olumlu bir gelismedir. tek sorun, sozluk yonetimi ile ssg arasindaki farkin ayrimlanamamasi. benim de digerleri gibi pek cok entrylerim moderatorlerden donup ssg tarafindan silinmistir. moderatorler kural geregi calisirken ssg kendi degerlerine gore hareket edebilme, tanri olmasa da sozluk uzerinde tanrisal güce sahip olmasi ile bir fark yaratmistir. herkese kendi icerisinde hak verip ortalama bir görüs(ne sis ne kebap) sunmanin da tadini yasamak bize bu entry'de nasip oldu.

    bu konuda olmasi gereken kisisel fikrime gelirsek;

    sahsa hakaret, özneldir. sahsi ilgilendirir ve yazar ile sahis arasindaki etkilesim sonucu peydahlanan bir dusuncedir. bir kisiyi ilgilendirir, hakaret olup olmadigi konusu ise genelde tartismaya aciktir.(aleni küfreden ahlak yoksunlarini disarida birakarak) lakin irka hakaret, bilimdisi ve kötü niyet tasir.sozlugun okunma oranini da gozonunde bulundursak eger: irka dair genel bir cikarim yapmak, küfür etmek, halkin irklara ve cemaatlara karsi kindar olmasini saglamak, toplumsal yasami zedeler. sizin paranizi calan kürt ile kürtler arasindaki fark oldukca büyüktür. sahsa hakaretten daha fazla onem tasir. kurumlar ve onun isleyisi ise; konu disidir. insanin belirli irka mensup oldugundan dolayi yargilamak, genetik bilimde devrim yaratip irksal olarak karakter ogelerini isin icine katmak, oldukca zararlidir. sahsa hakaret ile irka hakaret arasinda fark yoktur, irka hakaret, sahsa hakareti de kapsayan ama ondan da buyuk bir suctur. soyle orneklendirelim; mehmet arkadasimiz kürttür.

    mehmeti sikeyim. sahsa hakaret, suc, yasak. lakin kürtleri sikeyim'in icine mehmet de giriyordur akabinde butun kürtler de.

    bitti.
  • ispiyonladın mı ki? başlıktaki önermeme verilen yanıtın özü bu.

    bir gammaz entryleri neye göre ispiyonlar? şüphesiz sözlük yönetiminin "şunlar şunlar hatalı entrydir" yönündeki açıklamalarına dayanarak. mesela, eğer şahsa yönelik hakaretlerin bırakın silinmeyi, direk uçurulma sebebi olduğu defalarca açıklanmışsa benim bu konuda hiç şüphem olmaz, şahsa hakaret entryleri hatalıdır. peki ırk ve milletlere hakaret? bilemiyorum, sayısız entry var, sözlükte kan gövdeyi götürüyor 2005 mart ayı itibariyle.. bahsigeçen kin kusma bırakın sözlüğü, sözlük dışında da artık dikkat çekiyor. (bir kez daha belirteyim: harun tekin'den bahsetmiyorum) yani kelimeni tam anlamıyla ortam yıkılıyor. peki burada referans noktamız ne olabilir? tck. (ama bunu kendi kendimize bulmak zorundaymışız) neyse o vakit bu hukuki çerçeveden gidecek olursak şöyle bir simülasyon yararlı olur. gammaz üyelerinden deyim yerindeyse "suç duyurusu" yapması isteniyor, bekleniyor. peki suç duyurusu neye göre yapılır? ilan edilmiş, varolan ilgili hükme göre. böyle bir hüküm ilan edilmiş mi? hayır. böyle entrylerin silineceği ima bile edilmiş mi? hayır. tam tersine soru cevap altına entry yazmak gibi konulara odaklanılmış. mart sonu itibariyle manzara şudur: sözlük çeşitli milletlere kin kusulan bir ortama dönüşmüştür. bunun müeyyidesi var mı? bilinmiyor, manzaraya bakılırsa o yönde bir işaret dahi görünmüyor. gammaz'dan beklenen, "kendi kendinize bunun sözlük işleyişine aykırı olduğuna karar verin, ispiyon yapın". yani gammazların her biri kendi içinde bir içtihat yapacak, bunların sözlüğe aykırı olduğuna hüküm verecek ve ispiyon yapacak. bu kadar kritik bir konuda işleyiş bu şekilde olacak. ama buna mukabil tek satırlık bir açıklama dahi yapılmayacak. sözlük yönetiminin bu konuyu epey bir ciddiye aldığını, bu yöndeki entrylerin silindiğini öğrenmek için: ssg'nin başliktaki önermeye iki ay sonra "serbest arkadaşım" diye bir cevap vermesi, şahsımın bunun üzerine "sözlük yönetimi bu konuyu pek siklemiyor anlaşılan" demesi, bu ifadeyi içeren entrynin haftanın en beğenilen entryleri listesine girmesi gerekecek. evet ırk ve cemaatlere hakaretin serbest olmadığını hayli güç de olsa resmi bir ağızdan öğrenmiş bulunuyoruz. epey mesafe katettik doğrusu. sözlük yönetiminin hayli ciddiye aldığı bu konuda ne düşündüğünü öğrenmek bir bölük sözlük yazarının sözlük kurucusu tarafından "körebe şakşakçısı" olarak tanımlanmasına mal oldu ama değdi doğrusu.

    şu motto meselesine gelirsek. bu önerme o dönemde varolan bir manzarayı tarif etmeye çalışan bir önermedir. mart sonu itibariyle sözlüğün büründüğü manzarayı bir kez daha tarif etmeyeyim artık. yukarıda etraflıca tarif ettim. önermenin gerekçesi okunduğunda anlaşılacaktır ki kastedilen ekşi sözlük'ün "toplu olarak" bu yöne meylettiği, sözlük yönetiminin ise bu konuya "şahsa hakaret" için titizlendiği kadar titizlenmediğiydi. o dönem manzara buydu. sözlük yönetiminin mart sonu itibariyle ırk ve milletlere hakaret konusunda şahsa hakaretler kadar hassas davrandığı yönünde tek bir işaret var mıydı? hayır yoktu. bilhassa sözlüğe binlerce kişinin akın etmesiyle bu yönteki entryler epeyce bir yekun tutmuş, onlarca sözlük yazarı bu durumdan rahatsız olduğunu ilan etmiş miydi? etmişti.

    (bkz: eksi sozlukteki irkciliga tepkisiz kalmak)
    (bkz: irkcilarin sozlugu isgali)
    (bkz: irkciligi eksi sozlukten disari atalim)
    (bkz: sozlukte esen irkcilik ruzgarlari)
    (bkz: sozlukte fasizmden sonra irkclik akimi)
    (bkz: sozlukte irk ayrimi)
    (bkz: sozlukte irkciligin onlenemeyen yukselisi)
    (bkz: sozlukte yahudi irkciligi)
    (bkz: sozlukteki irkcilar)

    hal böyle iken "doğanin dengesini bozmamak icin belgesel ceken ekip gibi aslanin ceylani yemesine seyrici kalmayi tercih eden" ben miyim, bu konuda en küçük bir uyarıyı dahi esirgeyen sözlük yönetimi mi?

    bu önermenin dile getirdiği fikir oldukça basit:

    1) bu önerme ortaya atıldığı tarihte sözlük yönetiminin ırk ve milletlere hakaret konusunu en az şahsa hakaret kadar ciddiye aldığını gösterir en ufak bir ipucu bile yoktur. hatta manzara tam tersini göstermektedir.

    2) bu önerme kendi halinde öylece durmuş iki ay sonra sözlük kurucusu "evet serbest ne olmuş?" diye bir yanıt vermiştir.

    3) ırk ve cemaatlere hakaret konusunu hayli önemseyen ben, konuya böyle yaklaşılmasından duyduğum hayal kırıklığını (pek siklenmiyor anlaşılan, diyerek) dile getirmişimdir.

    4) sözlük kurucusu ssg aynı yaklaşımı sürdürmüş "sikimle ta$$agima denizci dugumu atiyorum." yanıtını vermiştir.

    5) bir önceki yanıtımın geçen haftanın en beğenilen entrylerine girdiği ortaya çıkmıştır. (bunu durup durup söylemem delicesine önemsememden değil, süreçte önemli bir uğrak olmasından ve bu yazarların sözlük kurucusu ssg tarafından aşağılanmasından kaynaklanmaktadır)

    5) ssg on dakika sonra bir yanıt daha kaleme almış, nihayet bu önermenin geçerli olmadığını ilan ederken bir bölük yazarını da "körebe şakşakçısı" olarak nitelemiştir.

    bütün bu süreçten sözlük yönetiminin ırk ve cemaatlere hakaret konusunu son derece ciddiye aldığı sonucunu çıkaran biri varsa onu gerçekten tebrik ediyorum. bu manzara üzerine yazdığım "kusura bakmayın ben çok ciddiye almışım" yönündeki istihzanın ssg tarafından duygu sömürüsü olarak anlaşılması ve ilan edilmesi ise gerçekten manidardır. ve ben bu yaklaşımdan diğer moderatörleri bilemem ama ssg'nin gerçekten de bu konuyu o kadar da "bahsedeğer" bulmadığı sonucunu çıkarıyorum. ssg'nin sözlükle ilgili binlerce derdi vardır. moderatörlerin de. fakat artık yayın organı halini almış, dergi çıkarmaya hazırlanan bir güruhun en önemli özelliği artık muhalifliği ya da fırlamalığı değil de "şovenizmi" olmuşsa, bu hakikaten öncelikli bir mesele olmalıydı. ırk ve milletlere asgari saygının gösterilmesi, bir "toplum"u, bir "güruh"tan ayıran en önemli özelliktir. toplum olmanın gerekşartıdır. bunun bu sözlükte ne kadar ciddiye alındığını ben çok net öğrendim. teşekkür ederim.
  • bu konuda kıstas alınacak, mutabık kalınacak tek mercii ceza kanunudur, hakaretle eleştiri arasındaki farkı anlayamayanlarsa milliyetçi şovlarına devam edebilirler. sahne onların.
  • nasıl ki zamanında eleştirdik; şimdi alkışlamak boynumuzun borcudur :

    rum asıllı bir sözlük yazarının başlığına "milletinin karakteri gibi riyakar" yazabilmiş bir sözlük yazarının yazısı silinmiş ve sözlükten uzaklaştırılmış...

    umalım ki bu konudaki hassasiyet daimi olsun.
hesabın var mı? giriş yap