• ''başka birinin diyaframının resminden çıkarılmış, rock'n roll için ruhunuzu vermeye hazırdınız.'' viktor tsoi
    görsel

    sscb'de 40'ların sonundan 70'li yılların sonuna kadar yasaklanmış müzisyenlerin ve yasaklı olmayan müzisyenlerin ses kayıtları, albümleri röntgen filmleri kullanılarak kopyalandı ve kopyalayanlar el altından satışa sundular. halk bu kopyalara ''kemiklerde müzik'' ya da ''kaburgada müzik'' olarak adlandırdı.
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    2. dünya savaşı sonrasında sscb ve abd arasında yıllarca süren soğuk savaş sadece politik hamleler, sanayileşme hızı ve silahlanma hızı şeklinde devam ederken, bir diğer taraftan kültürel savaş da mevcuttu. abd jazz müziği soğuk savaş yıllarında bir silaha dönüştürme politikası güdecek ve sscb de buna karşılık, abd'de ırkçılıkla mücadele veren müzisyenleri destekleyecektir. sscb kendi ülkeleri içerisinde ideolojiye karşı hareket eden müzisyenleri yasaklayınca 1946 yılında leningrad'ta (st. petersburg) ''nevsky prospect, 75'' adresinde ilk yeraltı ses kayıt stüdyosunda (zolotoy sobaka isimli ilk stüdyo) dönüştürülmüş evde ilk x-ray kayıtları yapılmaya başlandı. stanislav filon, ses kayıt stüdyosu'nu kurdu ve polonya'dan kaçak yollarla getirttiği alman telefunken plaklara ses kayıt cihazıyla röntgen filmlerine kayıtlar yazmaya başladı. filon, küçük bir orkestra ile ilk olarak 1946 yılında leningradlı aktris olga lebzak'ı kaydetti.

    sscb'de müzik yasak değildi ve uluslararası her türden müzik kabul görüyordu. ekim devrimi'nin getirdiği ilk icraatlerden biri de müziği bütün halka eşit olarak yaymak ve müziği okullarda çocuklara öğretmekti. çarlık döneminde belli bir aristokrat sınıfının ulaşabildiği klasik müzik ve estrada müzik; devrim sonrasında müzik aristokrasinin elinden alınarak fabrikadaki işçi ve köylüye ulaştırılabildi. yurtdışından gelen farklı tarz müzik türleri ise sovyet konservatuarlarında öğretiliyordu. ancak kapitalist iddeoloji elinde abd'nin finanse ettiği (özellikle cia) müzisyenler tarafından üretilen müzik sscb'de kabul görmesi mümkün değildi. jazz müzikle başlayan bu serüven rock'n roll ile devam edecek daha sonrasında 70'lerin sonuna doğru rock müzik ile devam edecekti. miles davis, elvis presley, the rolling stones ilk yasaklı olan gruptandı ve ardından ac/dc-faşizm ve şiddet; alice cooper-şiddet ve vandalizm; black sabbath-gericilik ve şiddet; depeche mode-şiddet; judas priest-antikomünizm ve ırkçılık; iron maiden-şiddet; kiss-milliyetçilik ve şiddet; nazareth-şiddet, dini mistizm ve sadizm; sex pistols-şiddet; strangers-şiddet; talking heads-sovyet askeri tehlikesi miti yaratmak ve kızıl ordu’yu karalama; sparks sparks-faşizm ve ırkçılık; ufo-şiddet; van halen-antikomünizm içeren sözleri yüzünden yasaklanmıştı. ayrıca yasaklı olmayan sscb vatandaşı müzisyenler ve uluslararası müzisyenlerin şarkıları ve albümleri de röntgen filmlerine kaydediliyordu. peki, neden yasaklı olmayanlar da kaydediliyordu? bu sorunun cevabı çok basit; daha ekonomik olduğu için. 'kaburga plaklar'' 1 - 1,5 ruble gibi bir fiyata satın alınabiliyordu. sscb'de kaçak yollardan ülkeye sokulan plaklar neredeyse bir mühendisin yarı maaşı fiyatlara el altından satılıyordu. bu yüzden 'kaburga plaklar''a rağbet yüksekti.

    ilk kayıtları yapabilmek oldukça zordu kaçak olarak olarak sscb'ye sokulan cihazlar yeterli gelmiyordu ve iletişim başkanlığı çalışanları tarafından çalınarak elde edilen ses kayıt aparatları sayesinde artık stüdyo tam anlamında kurulmuştu. yalnız tek zorlukları röntgen filminin yüzeyi oldukça yumuşaktı ve vinly plaklar gibi sert değildi. ilk kayıtlar dakikada 30-33 kez dönerek ses kaydı yapılabiliyordu ve zamanla dakikada 78 kez dönüş yaparak daha iyi ses kayıtları yapıldı. her ne kadar da ses kaydını hızlı bir şekilde yapılabiliyor olsa da ''kaburga plaklar''ın ses kalitesi düşüktü ve uzun süreli kullanıma uygun değillerdi. ''kaburga plaklar'' şeklini çok çabuk kaybediyordu ve her kullanım sonrası sesler gitgide daha da cızırtılı ve iç gıdıklayıcı hale dönüşüyordu. nadiren de olsa işini ciddiye alarak yapan kopyalıcılar, daha önce hiç kullanılmamış rçntgen filmleri, kaçak yollardan gelen plakların kopyalanmasında kullanıldı. ''kaburga plaklar'' satışa çıkarıldıklarında üzerlerinde isim yazılmazdı ve satın alınan kopyalarda hangi şarkı olduğu tamamen tesadüftü. ''kaburga plaklar''ın ortalama çalma süresi ise 3 dakika gibi kısa bir süreyle kısıtlıydı. her kopyada şarkı yoktu, koplayıcılar şaka olsun diye küfür ya da film sesleri de kaydediyorlardı. buna rağmen yoğun ilgi sonrası ''kaburga plaklar''ın ünü leningrad'ı aşarak diğer büyük şehirlere yayıldı.
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    kopyalıyıcılar ''kaburga plaklar''ı üretebilmek için gerekli röntgen film tedariğini hastanelerden karşılıyorlardı. bir adet röntgen filmi için 15 - 30 kopik civarında bir ücret karşılığında hastane personelinden satın alıyorlardı. sscb sağlık sisteminde her çekilen röntgen arşive alınıyordu ve ilerleyen yıllarda arşivlerde yer kalmayınca kopyalıyıcılar röntgen filmlerini bedavaya toplamaya başladılar ve hemşirelerin üzerindeki yük biraz azalmış oldu. sscb'de ikinciel eşya alıp satmak evde ürettiğiniz bir şeyi satmak işporta usulünce serbestti ve valizlere konmuş ''kaburga plaklar'' pazarlarda, kaldırımlarda satılıyordu. her şey göründüğü gibi değildi tabii ki... kgb yıllar boyunca, yüzlerce satıcı ve kopyalıyıcıyı yakaladı. hatta ilk ve en büyük kopyalıyıcılardan olan ruslan bogoslovski toplamda 3 kez yakalandı ve bu 3 tutuklama sonucunda 8 yıl hapse mahkum oldu.

    ''kaburga plak'' çağı 70'li yılların sonuna doğru yok oldu. yok olmasında en büyük etmen olarak sscb'de rock müzik yapan grupların giderek çoğalmasıydı. sscb'de rock müzik yasak değildi, sadece abd etkisinde misyoner rock müzik yasaktı. komsomol (komünist partiye bağlı leninist gençlik örgütü) fabrika depolarında rock müzik konserleri organize etmeye başladı. burada müzik yapan gruplar ya da müzisyenler şarkı sözlerini komsomol kurulunda inceleniyor ve zararlı bulunmadığı anlaşılırsa müzisyenler rahatça konserlerde şarkılarını söyleyebiliyor ve yasal olarak albüm çıkarabiliyorlardı. böylelikle 80'lerin başında ''kaburga plaklar'' çağı sona erdi.

    ''kaburga plaklar'' bir alt kültür olarak dağılan sscb ülkerinde bir alt-kültür olarak kaldı. yasaklı olanlar kadar sscb'nin en büyük sanatçıları leonid utyosov ve vladimir visotskiy de ''kaburga plaklar''da yer aldı.
  • bu plaklara halk dilinde "rebro" yani kaburga derlerdi. çok enteresan ve sscb halkının yaratıcılığını ön plana çıkaran eğlenceli bir konudur.

    öte yandan başlığı açan yazarımızın sovyetler birliğinde müzik yasak değildi şeklinde kıvranması daha da eğlenceli çünkü çıkış noktasından patlıyor. yasak olmayan beatles aslında bu plakların çılgın gibi satılmasındaki ana unsurdu.

    arkadaş bilerek çarpıtıyor demek istemiyorum lakin devletin izin verdiği kadar özgürlük ile özgürlük arasında bariz bir fark olduğu pek açıktır.

    dikkat ederseniz sscb tarihine dair bütün savunmalar yasak değildi üzerinden yapılır. komedi yasak değildi ama sekreterya kontrol etmeliydi. resim, heykel yasak değildi ama peyzaj, natürmort veya halkların kardeşliği dışında bir şey üretemezdiniz. müzik dinlemek yasak değildi ama partinin izin verdikleri dahilinde. müzik yapmak yasak değildi ama komsomol'un kontrolü gerekliydi vb.

    ortadaki oksimoronluğu fark ettiniz mi? sscb yönetimi tıpkı rus dili gibi istisnalarla bezelidir. yazılı olmayan binlerce kurala sahiptir. kanunen yasaklı olmamasının bir önemi yok. bunu 101 km gibi saçma sapan bir sürü uygulamadan zaten biliyorsunuz. yani illa ki şu yasak demelerine gerek yok. yaptıkları hamlelerden rahatça anlayabiliyorsunuz.

    örneğin entryde bahsi geçen rock ve metal müzik örnekleri 1980'li yıllara aittir. mevzu bahis liste 1985 yılında şöyle yayınlanmıştı. yani sovyetlerin selası okunurken hala yasakçılık yapılıyordu. gerçi o yıllarda biten ise yasakçılık değil plak devriydi. gençler müziği gramafondan değil kaset çalardan dinlemeye başlamışlardı. buna mukabil yasaklar sscb yıkılana kadar devam etmiş, halk yine yabancı müziği el altından çoğaltılan kasetlerden dinlemeye devam etmiştir.

    bu plakların çıkış sebebi ise direkt olarak the beatles'dır. 1967 yılında sovyetlerde sadece bir albümü yayınlanmış, halkta yarattığı etki sonrası piyasadan apar topar toplatılmıştır. dünya çapında ne kadar popüler olduklarından ve gençliğe etkilerinden bahsetmeme gerek yok sanırım. parti adından resmi bir açıklama olmasa da beatles insanları batılı hayata özendirdiği gerekçesiyle yasaklanmıştı.

    eğer konuya ilginiz varsa how the beatles rocked the kremlin adlı şu şahane belgeseli de izleyebilirsiniz: https://youtu.be/euo1atyecd8

    adından zaten konunun ne olduğu anlaşılıyor zaten. belgeselde bütün diğer konular dışında üstteki entrynin ana argümanını çöp eden bir konu var. yasaklı değildi ama beatles şarkılarının söylenmesine izin verilmiyordu. belgeselde bir çok kere dönemin şahitlerine yer veriliyor.

    sscb halkları da dünyanın geri kalanı gibi global müzikleri dinlemek istiyorlardı ama izin verilmiyordu. yönetim de konunun farkında olduğundan ötürü halkına her daim yaptığı üzere kötü imitasyonlar sunarak sorunu çözmeye çalışıyordu. başka bir entry de bahsetmiştim. halk, ford mustang'e özenirse hemen yerine lada benzer bir model sunardı. benzer şekilde halk beatles istiyorsa yerine hemen lokal alternatifleri yaratılıyordu.

    mesela beatles yerine konulmaya çalışılan ilk grup akvarium idi.
    https://youtu.be/jey8neu-ima

    sonralarında her ülkeye ayrı gruplar yaratmaya başladılar. örneğin yalla hem müzik hem stil olarak beatles kopyasıdır. hatta özbeklerin beatles'i olarak nam salmıştır.
    https://youtu.be/qr9evulugjs

    kazakistan'da ise aynı dönemde dos mukasan yaratılmıştı.
    https://youtu.be/kcmlovdhvlc

    the beatles patladığında dünyanın dört yanında mutlaka onlara özenen gruplar türemiştir lakin konu sscb olduğu için bu insanların şans eseri meşhur olup devlet kanallarında ve büyük şehirlerde konserler verdiğini düşünecek kadar saf olmayalım.

    bu arada eski sscb ülkelerinde bütün dünyada olmadığı kadar çok olan iki şey vardır. birincisi retro müzik klüpleri. insanların içinde öyle ukte kalmış ki sibirya'nın dağ kasabalarında dahi hala beatles çalan müzik kulüpleri bulabilirsiniz. ikicisi beatles heykelleri. muhtemelen liverpool'da bu kadar heykelleri yoktur. şöyle bir potpori yapayım: tomsk, almaty, donetsk,samara, ulan-bator,uralsk, podolsk, astana...

    o dönem izin verilen yabancı albümlerden size şöyle şahane bir örnek vereyim. evet yanlış görmediniz. bildiğiniz ferdi tayfur, sovyetlerde plağı yayınlanan ilk türk sanatçıdır. neden? çünkü parçalarının hiç birisinde aşk dışında tek kelamı yoktur. ferdi tayfur'un hepi topu 1000 adet basılan yasal plaklarını kaç kişi almıştır bilmiyorum lakin yasaklı olan beatles'ın röntgen filmlerine basılı kopyaları bütün britanya'dan daha çok kopya satmıştır.

    şurada biz bizeyiz. bari bize kolpa yapma be canım kardeşim. sscb döneminde yaşamış kime sorarsanız sorun açık ve net şekilde anlatırlar. sovyet yönetiminin yasakçılığı bir sır veya batının algı oyunu değil. bilakis kanlı canlı gerçektir. insanların ucuza plak bulamaması da, yasakçılıktan ötürü röntgen filmlerine kayıt yaparak dağıtması da sscb'nin ne kadar başarısız olduğunun göstergesidir. kaburga plaklar çok güzel ve ilginç bir konu ama bari şu konuyu biteli neredeyse kırk sene olmuş despot birliği güzellemek adına kullanmayın. ayıptır.

    --- ekleme ---

    o değil de arada yasaklı listesi hakkında yazmayı unutmuşum. yasakçı değildi denilen yönetimin yakın zaman evvel hakka yürüyen tina turner bacımızı parçalarında seks geçiyor diyerek kara listeye alması çok komik değil mi lan? üzerinde şey yazılı paket olan gerdek bohçası belki de bir tür şuursuzluk poğaçası bilemedim. lan hadi seks, sovyetlerin doğu toplumlarında yıktığı tabulardan biri değilmiş gibi yasakladınız. garibim donna summer'ın ne suçu vardı allahsızlar? asdlkjkasd.

    summer'ın yasaklanma sebebi olarak erotizm yazmışlar. benim buradan anladığım, eğer türkiye sscb bünyesinde olsaydı daha erken yıkılırdı zira ankara pavyonlarında söylenen parçalara yasak getirmeye çalışırlarken kendi sonlarını hazırlarlardı. sarı tutkunun ecevit kasketli cüce üstünde zıplar gibi berlin duvarını yıktığı sahneler canlandı gözümün önünde.

    bir de eski ve yeni tanrılar affetsin, hangi zeka yoksunu judas priest ile anti komünizmi bağdaştırdı da bu listeye ekledi çok merak ediyorum. şimdi düşündüm de belki de beatles'i ülkücü bıyıkları yüzünden yasaklamışlardır. judas priest'i anti komünist propaganda ile suçlayan zekaya yakışır bir hareket olurdu.

    --- ekleme ---
hesabın var mı? giriş yap