• güç kuvvet dilediğim kız, allah annesinin de kızın da yardımcısı olsun.
    bu haber, yaşamaktan iğrenmeye sebep olan bir haber.
    yolunu kaybetmiş bir genç kız, dilini bile bilmediği insanlar arasında, onlarca güvenlik görevlisinin olduğu ve güya medeni bir şehirde bunları yaşıyor, kaç kişi tecavüz etti belirsiz, kanlar içerisinde hastane bahçesine atılmış şekilde bulunuyor.
    öyle bir şok yaşamış ki, anlatamıyor-paylaşamıyor.

    önce bu haberi okuyun, sonra empati yapmayı deneyin, allah kimseye vermesin.
    sonra da adres sorulan kızların kaçması bu başlıkta kezban dediğiniz kızların korkularıyla yüzleşin.

    dünya canavarlarla ve canilerle dolu, şerefsizlerle dolu. kötüler, iyilerden daha çok ne yazık ki.
  • kıza tecavüz edenler bizzat kızı misafirhaneye götrüdüğü iddia edilen polisler değilse ben de bir şey bilmiyorum. moldovalı ya, nasılsa orospu diye düşünmüşlerdir.
  • zibilyon tane kamera olan yerde gerçekleşmiş durumdur.

    haberi geçen hafta okumuştum haber yayınlandıktan 1-2 saat sonra da kızın bakırköy ruh ve sinir hastalıklarında bulunduğuna dair haber geçilmişti.

    bugün editlenen haber de kız da tecavüz bulgularının bulunduğu yazılıyor. soruşturma elbet derinleştirilecektir lakin benim kafamdaki tek soru işareti;

    taksim metrosunun giriş ve çıkışlarında günün her saati yüzlerce insan ve kamera bulunuyor, herhangi bir zorla alıkonma durumunda kimsenin görmemesi hissetmemesi kameralara yakalanmaması çok ilginç. herşeyi geçtim o metroda sizi zorla yanında götürmeye çalışan biri varken normal bir ses tonuyla hey diye bağırsanız onlarca insan dönüp bakar zaten o derece kalabalık. bayıltma, taşıma tarzı bir eylemin gerçekleştiğini hiç sanmıyorum bile bu neredeyse o lokasyonda imkansız. durum böyle olunca haber bana biraz garip geliyor bilemedim.

    edit 1 : metrodan çıkış şekli itin birisine adres sorduysa o zaman o it tarafından gel ben seni götüreyim / tarif edeyim şeklinde bir cevapla gerçekleşmiş olabilir.

    edit 2: konu siyasi algıya yöneldi. bence burada tartışılması gereken böyle bir olay gerçekleştiyse gerçekleştirenin hangi parti sempatizanı olup olmadığı değil, insan olup olmadığıdır. bir gerçek var şu saat iktidar gitse yerine muhalefet gelse tecavüz olayları bitmeyecektir. bir insanın cahil olması için, cahil yetişmesi için bir partiye ihtiyacı yok. bu süreç 3-5 sene de bitmiyor, doğduğu andan itibaren yetiştirilme tarzına ve ailesinin hayata, insanlara bakış açısına göre şekilleniyor.
  • madenci ölümlerine "fıtrat" diyen akp ile çok ilgisi vardır.
    hızlı tren yaptım diye reklam yaparken ilk seferinde kaza yaparak 41 kişinin ölümüne neden olan akp ile çok ilgisi vardır. kaza ardından kimse istifa etmemiş, hiçbir siyasetçi suçlu bulunmamıştır.
    akp'nin oluşturduğu hukuka razı olmuş ve benimsemiş bir toplumla çok ilgisi vardır.
    elbette, it kopuğu sırf yandaş olduğu için polis kadrosuna alan akp ile de çok ilgisi vardır.
    akp öncesi iktidarlarla da ilgisi vardır, ancak bu akp'nin günahını hafifletmez.
  • toplumdaki bu yozlaşmış tecavüzcü, tacizci güruh için hükümeti suçlayamazsın evet toplumsal kodlar bozuk, bunu o über muhafazakar toplumunun ilkelliğine ve sahteliğine veriyorum.

    ama sen kalkıp yandaş diye, 13 yaşında kıza cinsel tacizde bulunan adamı kurtarmak için, "kızda psikolojik hasar yoktur" raporu aldırtmayı başaracak kadar tecavüz, taciz suçlularını cezalandırmamakta mahirsen, bu hayvani dürtülerinden başka kontrol mekanizması olmayan yaratıkları caydıramazsın ve bunlar da artarak devam eder.

    (kendi inancına göre) cehennemde yanmayacak olsa anasına bile hallenecek olan sapıkları durdurmak için var o "beka"sı için götünü yırttığın devlet. ona bile yaramıyor, onun için "okopoyo yoklonmoyon" diye salyalar saçmayın. adalet sistemini, tecavüzcüyü kollayacak hale getirdilerse onlar da sapık muhafazakar toplumun kadar suçlular.

    edit: muhafazakarlığın, sapıklıkla korrelasyonu olduğunu düşünüyorum evet. yoksa "dul" kavramı "seks yapılabilir kadın" kavramı noktasında olmazdı. dul ne ağzına sıçayım.
  • daha bir ay olmadı, safın biri türk kızının saatiniz kaç sorusuna vereceği cevap başlığına yazdığım entry üzerine bana "azalarak bitin, ölün siz" falan diye mesaj atmıştı.

    biz böyle bir ülkede yaşıyoruz. kimse türk kızına saat soruldu, adres soruldu, türk kızı gidip bir erkeğe adres sormaz, erkeklerle konuşmaz, yardım etmez vs diye tatava etmesin. bu özellikle istanbulda o kadar belirgin ki, gezi parkında tanıştığım bir turist bana siz ne kadar farklısınız türk kadınları hiç sorulara cevap vermiyor demişti. vermez tabi lan! sorulara cevap verenlere, yahut adres soranlara "gösterelim anam" diyerek neler gösterdiklerini görüyoruz.

    ben böyle bir memlekette yaşamak istemiyorum ya. dünyanın en güzel insanlarının yaşadığı bir yer olarak saydığım kırklarelinde, 10 yaşında bir erkek çocuğunu kaçırıp tecavüz edip öldürdüler. ben halil ibrahim aktaş'ı unutmadım. köpek yavrusu göstereceğim diye kandırmışlardı. ben pippa bacca'yı unutmadım. daha fazlasını saymaya yüreğim dayanmayacak, ben hiçbirini unutmadım. karşındaki insana hırlı mı hırsız mı güvenemiyorsun artık. iyi niyetinle yaklaşamıyorsun kimseye. sonra buraları bilmeyen biri geliyor, körün taşı gibi o insanlara denk geliyor. daha çok üzüntü, daha çok korku birikiyor insanda.

    ülkemizde çok kötü insanlar yaşıyor. biz cennet vatanımız falan diye hikaye uydurmaya devam edelim, el birliği ile cehennem ettik burayı.
  • yaşanılan durum %99'u müslüman olan bir ülkede olmuştur. bu ülkeyi maneviyatının koruduğunu düşünenlerde mevcuttur.
  • yaşadıklarıyla dehşete düşüren kız. henüz bir kaç gün önce 4.levent metro girişinde orta yaşlarda rus bir kadın ile tanıştım. telefonda kız arkadaşımla rusça konuştuğum için duymuş gelmiş. yolunu kaybetmiş kadıncağız. levent civarında bir evde bakıcılık yapıyormuş. nasıl korkuttularsa türkçe bilmesine rağmen yabancılarla konuşmak istemiyor. kaçak çalıştığı için evden çıkmasına pek müsade etmiyorlarmış. canım çok sıkılmıştı, üç aydır ilk kez sokağa çıktım ama yolumu kaybettim dedi. bir şekilde sokağın adını hatırladığı için zor bela evine kadar götürdüm. muhtemelen bu kızcağızın başına benzer bir olay gelmiştir. belki arada kayboldu ve birisinden yardım istediği için başına böyle bir olay gelmiştir. ülke vicdansız, katıksız orospu çocuklarıyla doldu taştı. bir kaç gün sonra benim de kız arkadaşım gelecek, o da yabancı bu ülkeye. yol bilmez dil bilmez bir durumda. şimdi ben nasıl huzurla işe gidip geleceğim? bu ülkede şansa yaşadığımızı nasıl anlatacağım. yaşadığın ülkeyi, kültürünüzü öğrenmek istiyorum diyen insana metroya binme kaçırır tecavüz ederler mi diyeyim. çok sinirlerim bozuldu.
  • haberdeki detaylara bakılırsa farazi bir evrende, gerçek kurum ve kişilerle alakası olmayan olayda baş rolü polis oynamaktadır ve olay şöyle gerçekleşmiştir.

    kızcağız türkiye'de yaşayan annesini görmek için ülke nüfusu 3.5 milyon olan moldova'dan şehir nüfusu 14 milyon olan istanbul'a gelmiştir. kalabalık taksim metrosunda annesini birden gözden kaybetmiştir. sonra belki özellikle kendi milletinden olan insanlara karşı genel tutum kendisine anlatılmış olduğu için, yabancılardan yardım istemekten çekinmiştir ve en güvenli şey olarak düşündüğü bir polise kaybolduğunu anlatıp, kendisinden yardım istemeye çalışmıştır.

    ya kızın ya da polisin ingilizcesi yoktur. kız durumunu yeterince ifade edememiştir. haberdeki, kızın "araba" ve "ev" diye sayıklamalarının nedeni de buradan itibaren başlıyor olabilir. bir polis otosuna bindirilip, karakol yerine bir eve götürülmüş olabilir. tamamen farazi, gerçek dışı bir paralel evrenden bahsediyorum aman yanlış olmasın. devletimizin polisine saygımız sonsuzdur.

    sonra ertesi gün beşiktaş sahiline bırakılır, oradan alınır evsizler misafirhanesine bırakılır. iki gün önce kendi yaşlarında moldova'lı bir kız kaybolmuştur ama her emniyet biriminin birbirinden haberi olmasını paralel evrenlerdeki farazi devletimizin polisi bu kadar yoğun çalışırken nasıl bekleyebiliriz ki.

    akli dengesi yerinde olmayan, şok halinde olan birinin kendi isteğiyle bulunduğu yerden ayrılmak için oradan oraya formlar doldurarak, belgeler imzalayarak yol alması ise paralel evrenlerdeki farazi devletimizin acil yardım kurumlarının farklılıklara ne kadar saygılı olduğunu göstermektedir.

    kızın şokta olduğunu, akli dengesini yitirdiğini düşündüklerinden başlarına bela olmasın diye bir de bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesi'nin bahçesine atarlar. yoksa daha istanbul'a annesinin evinin yolunu bulamayacak kadar yeni gelmiş bir insan, yardıma ihtiyacı olduğunun farkında olsa bile kendini can havliyle akıl hastanesinin bahçesine nasıl atsın o şokla değil mi?

    bonus: "asayiş büro ekipleri, a.g.’nin ekip otosuyla misafirhaneye götürülüşüne ait kamera görüntülerine el koydu. asayiş büro ekipleri misafirhane kayıtlarındaki tutarsızlığın yanı sıra bu görüntülerden “kayıp olduğuna dair resmi başvuru olmasına rağmen” genç kızı misafirhaneye götürerek teslim eden polisleri de belirlemeye çalışıyor."
    (bkz: hey yavrum hey)
  • umarım mağdur ve mağdurun ailesi bi sekilde atlatir bu sapkın durumu.

    eskiden insanlarla metroda, caddede göz teması kurunca gülümsemeye çalışırdım, hatta çalışmaz gülerdim yahu. etraf ilgisiz, mutsuz, yüzü asık insan dolu. bir kişi gülümsese mutlu olurdum.

    bu tarz olaylardan sonra vazgeçtim. " bana mı gülümsüyo lan bu, iş mi atıyo acaba ? " düşüncesi olur da basıma bi şey gelir diye.

    böyle pislik yaratıklar olduğu sürece türkiye'de kadınlar suratsız da olur, soru sorunca da tersler, adres sorunca kaçar da. kusura bakmayın arkadaşlar bu ülkede anca bu kadar..
hesabın var mı? giriş yap