• (bkz: baby shower)
    tam yerleşmeden bitsin lütfen.
  • makas kesmiyooo, araba çalışmıyoooo, zurna ötmüyoooo vs.. gibi bahanelerle gün boyunca damadı sikertme geleneği azalarak bitsin bi zahmet.
  • ertesi günkü sınav için arkadaşıma gitmek üzere yola çıktığımda ona haber vermiştim. "komşu kızının çeyiz sermesine geldim, gel biraz oturup bana geçeriz" dedi. garip bi kızdı. yanlışlıkla üniversiteye düşen ilk ev kızı tanesi olabilirdi. nerede komşu gezmesi, nerede düğün var koşarak giderdi. mahalledeki kadınlar onu tanır, okul çıkışı mutlaka birilerine oturmaya giderdi. yazın stajlarından arta kalan zamanlarda kadınlarla pazar pazar gezip domates sosu yapardı. aynı yaşta olmamıza rağmen bizi sarıp sarmalamış, hepimize analık yapardı.

    "ben gelmiyim ya şimdi, yaklaşınca arayayım da sen in" dedim, burnumu sızlatan acı laylom çorap kokusunu def etmeye çalışarak..."evde yemek yok bak, hem kadayıf dolması yapmışlar, seversin sen" diye cevaplanan iradesi sakatlanmış bir insandan beklendiği gibi koşarak gittim.

    çeyiz sermesi ne demek bu yaşımıza kadar görmemiş olsak da ne olduğunu tahmin edebiliyoruz. çeyizi seriyorlar biz de bakıyoruz. benim beklentim bundan fazlası değil.

    eve girer girmez kadınların ulema sınıfına olan ilgisi neticesinde hemen baş köşeye oturtulup önümdeki kocaman tabakla göz göze bırakıldım.
    gelin kız beni görünce hafif bir çığlıkla "sana çeyizimi göstereyim, gel" dedi.

    o tabağa ulaşmak için bedel ödemem gerektiğini bilmeyecek kadar mevzuya uzak değildim. hazzımı iki dakika ötelemem bana bi şey kaybettirmezdi.

    beni bir odaya soktu. tek tek tüm çeyizini nasıl yaptığını, hangi ipi kullandığını, kaç tane yaptığını, hangisini yengesinin, hangisini ise ablasının yaptığını uzun uzun anlattı. avizeye bile bir şey asılmış. tüm tülbentlere, havlulara, iğne oyalarına baktım.
    turumuz sırasında ev hanımlığının dünyadaki her şeyden daha zor olduğu gerçeğiyle yüzleşip ertesi günkü sınavıma olan sempatim arttı. ne kadar zor olabilirdi o sınav?

    odadan çıkayazarken gözüm birden baş köşedeki kırmızılı siyahlı gruba takıldı. ayyyh! diye bağırıvermişim. görmemem gereken bir şeyleri gördüğüme çok eminim çünkü. ipli, tüylü, transparan binlerce iç çamaşır! banyo liflerini anlatmayı bitiren rehberimiz, eline bu sefer seksiy bir çamaşır alıp benim fal taşı gibi açılmış gözlerime aldırmadan cilveli bir şekilde üzerine tutarak, nasıl giyileceğini anlattı. ben daha sonraları birçok kez gittiğim iç çamaşır dükkanlarında bile bu kadar çeşit görmemiştim. bu yaşımda bile hayal gücüm oradakilerle sınırlı kaldı. bi tuğla ekleyemedim o görüntülerin üzerine.

    o gün, tam orada ve o anda bunları böyle sergilemenin görgüsüzlük ve medeniyetsizlik olduğunu; karı-kocanın arasında yaşanacak şeylerin gözümün önünde canlandırmasını yaparak bana yaşatmanın çok ayıp olduğunu; bu şekilde davranarak asla muasır medeniyetler seviyesine ulaşamayacağımızı; bizim bunun son çeyiz serme event'i olma noktasında gayretli olmamızın elzem olduğunu vurgulayarak, bu durumu üzüntüyle karışık şiddetle kınadığımı ifade etmek üzereydim ki...

    ağzıma lahana dolması ve su böreği sokulmak suretiyle ifade özgürlüğüm insan onuruna yakışmayacak şekilde sonlandırıldı.

    aradan yıllar geçti. noldu?

    şimdi o neslin çocukları 2023 yılında zor bela, tam olarak ne kadar yerli ve milli olduğunu bilemediğimiz, togg ismini verdikleri arabayı karne gününde çocuklar içinde zıplasın diye okul bahçesine getirip koyuyor. etrafında koca koca adamlar çocukların fotoğraflarını çekiyor. arabanın sahibi okulun mikrofonuyla çocuklara sesleniyor:

    -eheheh anahtar bende, kimseye vermem. ama bi binin bi bakın. çogzel deee mi arabam, siz de beğendiniz mi hihhihihi.

    biz ne ara bu kadar kirlendik diyemeyeceğim çünkü ben de oradaydım...

    o gün orada ilkeli bir duruş sergileyebilseydim, şimdi her şey başka olacakmış gibi hissediyorum.
  • %90'ının evlilik ile ilgili olduğunu düşündüğüm geleneklerdir.
    çeyiz sermek gibi mesela...
    ya da düğünde çiftlerin birbirlerine pasta yedirmeleri gibi sikindirik seramoniler. bu bir gelenek mi bilemedim ama...
  • düğün, takı, nişan, kına gecesi, halay, gelinin kız kardeşi.
  • nişanda mı sözde mi ne, karşı aile bireylerine don götürülmesi, bildiğin don. sdjkflj
    ciddi çok düşünmüştüm ben bunu... bana ne tabii ama bir şeyleri sembolize etmeli en azından ama neyi...?
    -donsuz geziyormuşsunuz, olur mu lan öyle şey, alın da giyin ipneler!-
  • (bkz: düğün)
    ve bittabi (bkz: düğün konvoyu)
  • gelin evine davul zurnayla gidilmesi. kardeşim gündüz saat 11'de tüm mahallenin duyacağı şekilde davul zurna mı çalınmaya başlanır. yaşlısı, hastası, kundakta bebeği olan var. insanların kafası hiç mi çalışmıyor anlamıyorum.
hesabın var mı? giriş yap