• kısık sesle konuşmak yerine kullanılır bol bol. lakin genelde yaşlı amcacıklar ve teyzecikler söylerler bunu. hatta şabanoğlu şaban filminde de bu öbek nazır paşa karşısında epey kullanılmış. http://www.youtube.com/…mamvrwea7bs&feature=related
  • bunu diyenler televizyon seyretmek yerine de televizyona bakmak derler.
  • küçük harfle konuşmanın başka bir versiyonu sanırım. aynı kapıya çıkıyordur muhtemelen.
  • bazı insanların konuşma tarzıdır. o insanlar konuşurken sıkılırım* ve "yeter artık bitir şu cümleyi" diye aklımdan geçiririm genellikle. ayrıca çoğu zaman kötü izlenimlere sebep oluyor.
  • ortaokula giderken bi halil vardı, en yakın arkadaşım. herifin bırak konuşmasını, hayatını slow motion yaşıyor pezevenk. sınıfça erdek'e gittik denize. bu mal açılmış boğuluyor, biz sahilde bunu seyrediyoruz, bu dalgaların arasında kaybolup geldikçe bir şeyler söylüyor "beeeennnnnn" kısmını anlıyoruz da kalanını anlamıyoruz. "ben boğuluyom" diyormuş meğer, ulan imdat de bir şey de, panik yap, çırpın di mi? yok, herif ölürken bile mostrayı bozmuyor abi, yavaş yavaş ölüyor adam, ağır ağır, saçı bile bozulmadan ölüyor suyun içinde. allahtan hocalar gitti de kurtardı, ben olsam bırakırdım orda.
  • her harfi tane tane ve sakin bir ses tonuyla cikarabilme yetisi..
    dinleyen kiside sabirsizlik durumu yaratabilir.. depar atmak isterken, karsidan gelen güclü bir rüzgara maruz kalmak gibi..
  • avukatlık staj grubumuzda bir kız vardı. tartışmalı antin kuntin şeylerde sürekli söz alır saatlerce konuşurdu. sözü almasına 20 dakika dersek, kalan 25 dakikasında da konuya hızlı(?) bir giriş yaptığını söylemek mümkün. bazen teneffüsü bile verirdik, lafını bitirebilsin diye. bu su hiç durmaz o laf hiç bitmezdi. arkalarda otururdu, ilk zamanlar dönüp dinlerdim, ne diyor acaba diye. sonra sonra bakmaz oldum. bakınca da bir şey değişmiyordu çünkü. ülkenin gündemi değişiyor, bu kızın ritmi değişmiyordu. bir gün, yine bahsederken bir şeylerden, bu bir durdu. bir kelimeyi hatırlayamadı. tabii biz bunun durduğunu birkaç dakika rötarla farkettik. kıvranıyordu resmen: neydi o kelime? kız "bu... bu... tam bir... şey? ımmm.... biraz şey..." diyor, başka bir şey demiyor. allah rızası için el atalım dedik, neyse o kelime verelim de zaten akmayan konuşması bir de bu yüzden tıkanmasın. hayatımın en büyük açmazıydı. kız sankiherşeyyolundaymışgibi bir de kelime beğenmiyor: "kaos?" hayır. "karmaşa?" ı ıh diil. "anarşi?" hayır hayır anarşi değil. "egzantrik?" yok. "melodram?" hayır. o değil bu değil deli olacağız, ne? en sonunda hatırladı. "buldum." dedi, "bu biraz tuhaf. anladın mı?" kızın saatlerce hatırlayamadığı kelime tuhafmış arkadaş! bu kadar yavaş konuşması yetmiyormuş gibi, yerin yedi kalt altından çıkıp getirdiği kelimeye bak: tuhaf! ben bu kelimeyi düşünmek için süre istesem, ailem beni reddeder be! zaten hiç sevmi...yo...r...la aaaağğ.
  • hızlı konuşan insanların, olayı yavaşlatayım derken abartıp gerçekleştirebileceğidir. ayrıca hemen her zaman hızlı konuşmaktan daha karizmatiktir. *
    (bkz: hızlı konuşmak)
  • kimi zaman insanlardan "bitir aq, ee" gibi tepkiler almaktır. ama nedendir bilinmez böyle tepkiler aldıkça daha yavaşlar söz konusu insan. hele tekrar baştan almak zorunda kalırsa daha da kötüdür.

    * hızlı konuşmanın sebebinin, kişinin çok zeki olduğu düşünülürse galiba ben gerizekalıyım. bir laf anlatıcam, kişinin bilmemesi gereken yerleri anlatıyorum bir de bunu yavaş yapıyorum. sonraları insanlar üzerime çok geldiğinde düşündüm, neden bu kadar yavaş konuşuyorum diye ve bir teori aklıma getirdim.

    ben konuşurken gözümün önünden görüntüler geçiyor. önce o görüntüleri izliyorum, sonrasında ise o görüntülerde ne varsa anlatıyorum. izleme evresi biraz yavaşlatıyor konuşmamı. bu da her daim acelesi olan insanları sıkıyor tabi. geçenlerde kameraya çekmişler kuzenler. izledik falan. ulan amma da anlatmışım dedim kendi kendime. ben bile sıkıldım millet ne yapsın.
hesabın var mı? giriş yap