• --- spoiler ---

    kaldırımda yürüyorsan üzerine motosiklet geliyor. bazen kurye, bazen motor alıp trafikten kurtulduğunu düşünen bir öküz.

    motosiklet zaten tam bir terör olmuş.

    trafik akışı onları ilgilendirmiyor. ters düz her yolu kullanmak en doğal hakları gibi davranıyorlar. sonra sorsan motosikletliye saygı istiyor terbiyesizler.
    --- spoiler ---

    adam %100 haklı.
  • duygulara tercüman olmuş yazıdır.
  • bir ülkenin medeniyetini özetleyen en kapsamlı şey bence trafiktir.

    bu ülkedeki dönel kavşakların herhangi bir tanesine sandalye atın ve 1 saat izleyin. ülkeden hiçbir bok olmayacağını anlarsınız.
  • sansürleyerek yazmış belli ki. o "terbiyesiz", "ayı" gibi ifadelerin yerine defalarca "orospu çocuğu" yazıp silmiş olmalı. her satırında haklı olan, istanbul trafiğinin orta doğululaşmaktan nasibini aldığını tüm örnekleriyle anlatan bir yazı.
  • trafikte aktif olarak hem motosiklet hem de araba kullanıyorum. hiçbir zaman yazıda belirtilenleri asla yapmadım ama yapanları gördükçe artık cinnetin eşiğine geliyorum. bu ülkenin insanı gerçekten eğitilemez! sadece kendi çıkarlarını düşünen başka hiçbir şey düşünmeyen neandertal olma yolunda ilerliyor. yoruldum çok yoruldum.
  • baştan sona kadar en ufak bir abartı içermeyen, hatta eksik yazılmış yazıdır.

    hiç öyle köylüler geldi, suriyeliler vs diye başkasını suçlamayın. bu sözlük dahil, istanbul'da kendini medeni zannedenlerin %90'ı trafik terörü estiriyor. sürekli bir acele, sürekli kural tanımazlık.

    geçen gerizekalı bir abla, (50 yaşlarında sarışın kısa saçlı modern görünümlü) kocaman suv'u ile; sola dönüşün olmadığı, sol yoldaki cepten sola dönenler için yapılmış aralıktan u yapmaya çalışıyordu. hem o ceptekileri, hem bizim yolu hem de soldaki yolu komple tıkadı. varsan baksan sağda solda insanları cahil vs. diye aşağılar. her dışarıya çıktığımda bunun gibi 50 tane trafik canavarı ile karşılaşıyorsun.

    hayır bu kadar acele ne işiniz var lan? bu istanbulluların acelesi ne arkadaş. bu kadar acele eden, sürekli bir yerlere yetişen bir toplumun şu an mars'ta koloniler kurması gerekmez miydi?
  • ülkedeki en büyük sorun kural, kanun, kaide değil.

    bu ülkede kural da var, kanun da var.

    bu ülkedeki en büyük sorun kural ve kanuna uyulmaması, dahası uyulmadığında cezai yaptırımı uygulamasından sorumluların bunu yapmaması, yapamaması.

    bu ülkede yeri geldiğinde maşallah drone'la bile tespitle ceza kesiliyor.

    koskoca e-5'te ne idüğü belirsiz çakarlarıyla güvenlik şeridinden yardıran adamın ise umrunda değil.

    fatih altaylı'ya da sormak lazım, kendisi kendi gazetesindeki veya basındaki çakarlı araç sahibi arkadaşlar hakkında ne düşünüyor.
  • doğru ama eksik bir yazıdır.
    belki aklına gelmediğinden, belki söylemeye çekindiğinden yazmamış ama bu şehirde en büyük trafik terörünü estiren resmi plakalı araçlar, özellikle de polisler.
    sireni yanmayan, acil bir duruma müdahele etmediği çok belli olan polis araçları, yan yol, emniyet şeridi, dur levhası, trafik ışığı falan zerre umursamadan basıp gidiyor. çakarlı araç terörü için bu memlekette hala kimse bir şey yapmıyor.
    tabi bunu gören, bundan dolayı sinirlenen vatandaş da, kimsenin görmediğine emin olduğu anda bütün bu hareketleri kendileri de yapıyor.
    bahsettiği hanzolukları yapanların büyük çoğunluğu türk vatandaşı olmasına rağmen, kokuşmuşluğun hızlanmasını göçmenlere bağlaması iğreti olmuş sadece. yoksa yazıldığı gibi durum gerçekten çok çok vahim.
    kokuşmuşluk her yerde ve herkeste.
  • her yere kamera koyacaksın ilk başta millet cezaları yer kamera paraları çıkar 6 ayda vatandaş mum gibi olur medeniyet gelir yeter ki istensin.
  • istanbul'dan taşınmakla ne kadar doğru bir karar aldığımı bana tekrar hatırlatan yazıdır.

    herkes gibi hayatımda bir çok sorun ve stres kaynağı var, aksi zaten mümkün mü bu memlekette? fakat o dönemler istanbul en büyük sorunlarımdan biriydi.

    pahalılık (ekonomi iyiyken de olan pahalılık), normal şartlar altında araba/otobüs ile 15 dakika süren ev-iş arası mesafesini şanslıysam 1 saatte gidebiliyor olmak, daimi gürültü, saygısız ve kural bilmez insanlar gibi bir çok şeyi hayatımdan çıkardığım anda o kadar büyük bir yük kalktı ki üzerimden… anlatmak çok güç, yaşayarak anlamak gerekiyor. hani anlık olarak içselleştirdiğiniz bir gürültü susar ve derin bir sessizlik oluşur; biri de çıkıp “aaa amma da ses yapıyormuş be oh, kafam şişmiş farkında olmadan” der. buna benzer bir hissiyat.

    çok iyi anlıyorum bu yazıda yazılanların çoğunu.

    edit: istanbul'u terketmek kolay degil. bir kac kisi mesajla sormus, "isimiz gucumuz burada ne yapalim?" diye de, ne bileyim ben? :) benim elime firsat gecti, ayrildim. o firsat ele gecerse kullanmak lazim sanirim. yani sihirli bir formul falan yok. oncelikleriniz de onemli, ben arkadas ortami, is ortami falan da dinlemedim farkli sebeplerden de oturu. o kadar oncelikli degildi hicbiri cunku benim icin. once kendi huzurum ve ruh sagligim dedim ve de bastim gittim. elinize firsat gecerse bir gun, onceliklerinizi dusunerek kendi kararinizi verin. ama istanbul her daim bir kaos, bir anlayissizlik, kuralsizlik sehri olacak.
hesabın var mı? giriş yap