• edu'yu formsuz gördüm bu maç. çok net bir pozisyonda volkan'la karşı karşıya geldi ama topu kornere attı.
  • michael skibbe'nin gerçek galatasaray'lı olduğu maçtır.
  • hakikaten çok hızlı, hırslı, agresif bir derbiydi. izlerken bile yorulduğum bir derbiyi özlemişim doğrusu. kimsenin damarına basmak gibi bir düşüncem yok ama galatasaraylıların çirkinliğe varan hazımsızlığını kabullenmek mümkün değil. iyice sapıttılar arkadaş! bu güzel galibiyetin sevincinden pay çıkaran fenerbahçelinin ne orospuluğu kaldı ne de pezevenkliği. hayatımda görmedim böyle bir saçmalık.

    takımın henüz birinci dakikada öne geçiyor, lincoln takımı şahane idare ediyor ama devamı bir şekilde gelmiyor. ayrıntısını, eleştirisini size bırakıyorum. fenerbahçe'ye gelelim; hani şu tarihinin en zor ve başarısız günlerini geçiren takıma. zaten yoğun baskı yaşadığı bir dönemde, evinde ilk dakikada yenik düştüğü maçtan 4-1 galip ayrılmayı başardı. ama bu galibiyeti sevineni orospu ve ezik ilan ediyor insanlar. bir de hakem bahanesine sığınarak. insanda birazcık utanma olur yahu. kendileri sert oynayıp kazanınca galatasaray ruhu geri dönmüş oluyor; ama fenerbahçe ruhunu arzusunu sertlikle kararlılıkla sergileyince futbolcular kasap...

    hakem diye zırlayanlar var böyle bir maç sonrası. kim diye sorarsanız; kadıköy'de bir beraberlikte futbolcuları sahanın ortasında çiftetelli oynayan, bugün de o tip şova hazırlıklı gelen bir galatasaray.. tatsız tuzsuz ruhsuz fenerbahçe'den dört gol yiyen takımın taraftarları özeleştiri diye bir şeye danışmadığı gibi sınırları aşan, çirkinleşen futbolcularını bile korumaya kalkıyorlar. yıllarca fenerbahçe taraftarını kafaya alan insanlar, şu an klinik vaka olduklarını farketmeliler.

    şu maçı galatasaray'ın aldığını düşünüyorum da; şimdi kendileri açısından romantikleşen, rakibi söz konusu olunca hırçınlaşan çirkinleşen galatasaraylılar ne kadar da mutlu olacaklardı, ama çok kızgınlar..

    hakem kötüymüş.. elle gol atmaya kalkıp sarı kart gören nonda ve baros'u eleştiren yok. iyi oynamasına rağmen kendini yerlere atan, hakemden kart istediği için sarı kart gören lincol'ü eleştiren yok. arda hakeme posta koyuyor, hala adamın über yeteneğinden bahsediyorlar..

    neyse.. maç için kimseyi kırmam ama galatasaraylılar bu mağlubiyet sonrası hakikaten sapıttılar.

    son olarak.. premier lig'de bu akşam 2 gol atan tuncay'a.. la liga'da iki gol atan aurelio'ya selamlar.. chelsea'yi iki golle taşıyan anelka'ya da.. bu güzel galibiyete onlar da golleriyle göz kırptılar. sevgiler, selamlar bizden de..

    ekleme: fenerbahçe'yi bir açıdan eleştirecektim, kızgınlıktan unutmuşum onu da ekleyelim. şu ligde en kızdığım şey barajı bozan, çaktırmadan öne giden futbolculardır. fenerbahçe de şöyle bir maçta bu saçmalığa başvurdu ya, hiç yakıştıramadım ve sinirlendim.
  • tuncay'ın, marco'nun ve anelka'nin 2'şer gol attığı güne denk gelmiş maç.

    tevekkeli değil... sayıyorum sayıyorum eksik çıkıyordu goller... şimdi hesap tuttu.
  • dakika 89' da 4. hakem elindeki elektronik tabelayla 5 istemiştir fakat olmamıştır.
  • bir galatasarayli için yine yeniden açı dolu bir kasim aksaminda gerceklesen, ve fenerbahce'nin 4 golu galatasaray aglarina öyle veya böyle biraktigi, galatasaray'in ise tek golle karsilik verdiği musabakadir.. ama ne yazik ki kazanan maç boyunca tam tamina 5721 tane köfte satan köfteci yusuf olmuştur..

    başlama düdüğünden tam olarak4 saat evvel galatasarayli taraftarlar stada girmeye karar veriyorlardi.. ama "sensiz bir eksiğiz" kivaminda "alpaslan dikmen"den yoksunduk.. "bir üclü cektirsen cennetten, cevap veririz kadiköyden" diye sesleniyordu ilk derbisine katilan, bursali cenk.. her zamanki gibi inönü lisesi tarafindaki kale arkasina sotelenen galatasaray taraftarinin kirdiği ilk koltuk ile birlikte fenerbahçe'nin fönlü güzelleri stada dolmaya başlamıştı.. galatasaray'in derbi için özel hazirladiği janti otobusu boğaz köprüsünü geçiyor, kewell köprüden geçerken "şimdi bu çapraz olan mi boğaz içi köprüsü? hangisi hangi şimdi?" geyiği cekiyordu..

    tribunler yavaş yavaş dolarken, televizyonlari başında oturan seyirciler, turk futbolunun işsiz antrenorlerine birer birer kulak vermek zorunda kaliyordu "ben arsenalde manchester macini izledim.." şeklinde ekranlara gelen hikmet karaman "vallahi ben 1 bastim kupona.. ha gs yener yine sevinirim" mealinde şeyler söylüyordu. oktay derelioğlu ve bülent tulum'da yayina dahil olunca ekran başındakiler için çile dolu bir kaç saat başlamış oluyordu..

    yer gök sari lacivertti, ve "fenerbahçe ile kelime kelime ingilizce" hadisesinin bu seneki kelimeleri "since" ve "lords of istanbul" oluyordu.. aslinda kelime kelime mesaj verebilirdi fenerbahce dünyaya.. bu sezon "believe" ile başlamişti hadise " since" ile devam ediyordu.. oysa mesela kayseri maçında koca bir "i" yazilsaydi, bursa maçında "want to" yazilsaydi" ve arsenal maçında da "believe" yazilsaydi, ve bu maçta da "ufos" yazilsaydi hem ufo gerçeğine dikkat çekilmiş olacak, hem de daha sempatik bir taraftar kitlesi yaratilmiş olacakti.. hem uşakli başkan aziz yildirim'a sevimli olunmuş olacakti..

    her neyse.. takimlar tam sahaya cikarken volkan demirel "aman tanrim boyunlugumu unuttum" diyerek bir koşu eve gidiyordu ki bu cidden sikko bir durumdur.. ilkokulda falan beden dersinde veyahut resim dersinde ekipmani unuttugunda tenefüste bir koşu eve gitmenin acisini yüreğimde hisseden birisi olarak volkan için üzülmedim dersem yalan olur.. maç mavili hakemin, yeşil düdüğü ile ( bir düdük için felaket renk secimi) başliyor, daha bismillah demeden galatasaray fenerbahçe ağlarina golu birakiyordu.. allahim bu sefer galip gelecektik, bu sefer kazanacaktik... servet çetin tribundeki sevgilisine hava atacakti.. "bak güzelim ben kazandirdim" diyecekti.. her pozisyonda sevgilisi ile goz goze gelmeye calisacakti.. volkan'in beli açılacakti her pozisyonda ve sali gibi "karnimi üşütmüşüm ya" diyecekti.. obama başa gelmişti, ve "yes we can"'di... change gelecekti mina koyiim..

    ama lanet olasica melih'in evin kapi ziline basmasi ile işlerin oyle gitmeyecegini anladik ev halki olarak.. melih'in televizyon maçında bizimle birlikte izledigi 9 maçtan çıkardığımız puan sayisi 3 gibi bir şeydi.. sahsen benim o dakikadan sonra umudum pek kalmamişti..

    zaten selcuk'un inanilmaz golu cok gecmeden galatasaray aglarini buluyordu.. futbol hayati boyunca 713 kere ayni pozisyona giren selcuk, ancak bu macta kaleyi bulabiliyordu.. futbol böyle güzel bir oyundu işte. arsenal tüm maç boyunca kaleyi doverdi, top direklerden donerdi, inanilmaz toplar girmezdi ama selcuk'un baldirina carpan top, güdik sabri'nin üstünden aglari bulurdu.. hatta futbol öyle bir şeydi ki, onlarca adamin arasindan top kaleye giderdi de kimseye dokunmazdi ve böylelikle gol iptal olurdu.. galatasaray kariyeri boyunca serbest vurustan aglara gonderdigi tek topun,hakemin "laaaaaaaaaaaan!!! cift vuruş nereye vuruosun yuuuh!" bagirisi ile avut degeri kazanmasi da lincoln'un sansidir..

    çok gecmemisti ki, emre aşık her zamanki gibi kadiköyde çoşuyordu.. şu adamin kadiköyde çıktığı maçta başarılı olmasinin imkani yok arkadas.. bu "f=m.a" gibi "ay dünya'nin uydusudur" gibi bir doğa kanunu.. yapacak bir hadisemiz yok.. fenerbahçe iki pozisyona girmişti, hatta tek bir pozisyona bile girememisti ama 2-1 öne geçmişti.. yine de ümit karan ilerde basiyor, arda illa ki bir noktada patlayacak diye ümit ediliyor, "çikar baroş u sok kewell"i deniliyordu.. galatasaraylilarin umudu vardi..

    ilk yari lig tv'nin mikrofonlari kismasi ile bitti.. tabi böyle yapinca küfür olmuyordu statlarda.. mikrofonlari kisiyoruz ve insanlar "sevgili galatasaray, umarim bu sene buradan bir puan veyahut puanlar cikartirsiniz, sarinizi kirmizinizi hepinizi cok seviyoruz" diye konusmalarini hayal ediyoruz.. hayat bir sinan çetin filmi kadar enteresan o zaman..

    devre arasinda stattin muhtelif yerlerinde "öndekiler ilik gibiymis arkadas" muhabbeti dönüyor, galatasaray tribununde de "olm golden sonra birisi pandik atti ama?!!?!?" endisesi yasaniyordu.. "emre gelirse buradan tükürürüm abi ben" diyen arkadas ile pek samimi olunmuyordu..

    gel zaman git zaman takimlar ikinci yariya çıkmaya karar verdiler.. galatasaray bu yarida da otoyol işcilerine benzeyen turuncu formalari ile sahaya yayilacaklardi.. kolbasti oyunundan hareketler sergileyen baroş sari karti yediği icin oyundan aliniyor, ama ümit karan'in ne akilla oyundan alindigi anlasilmiyordu.. asafa powell'in bile kendisinden daha iyi futbol oynayacagini düsündügüm nonda forvete monte oluyordu. ama yine de umutluyduk.. kewell sagdan bindirecek, arka direkte illaki topu birisi kaleye eklestirecekti..

    bu sirada fenerbahce serbest atiş kullanmaya karar verdi.. topun basina roberto carlos gelmiş, dünyanin en büyük yedek kalecilerinden birisi de sanctis "ben topa bakicam bilader" diyerek sadece ayhan'i topun onune koymus, top ustune geldiginde topu nedense disari atmaktansa icerde durdurmayi düsünmüs, ve "fotospor en antipatik uruguayli" yarismasinda üstüste birincilikler elde eden lugano topu aglara gondermekte tereddut etmemisti..

    antalyaspor'un kapali defansina karsi bile gol bulamayan galatasaray'in fenerbahce'nin bugunluk mukemmel defansina karsi gol bulmasi imkansizdi.. ayni zamanda kontralarda artik guiza kaciracakti.. maçta en nihayetinde galatasaray malubiyeti ile bitecekti.. serdar ortaçı yoran hayat, bir kadiköy deplasmani sonrasinda galatasaray'lilarin amina koyacakti..

    maçtan sonra galatasaray'in radikal kararlar alarak fenerbahceyi deplasmanda yenmek için, kayserisporla birleşmesini istedigimi beyan etmeliyim.. sari ise sari, kirmiziysa kirmizi arkadas.. arapsa arap.. bugun bir nonda yerine, agohowa olaydi 4 atan takim biz olurduk be.. yanlissam yanlissin diyin.
  • rakibin en kotu sezonunu yasiyor.
    en tehlikeli adami alex yok.
    macin daha birinci dakikasinda one geciyorsun.
    mac bitiminde hakem bidibidi... adam utanir be! yok top oynamislarmis. dogru canim top oynadiniz da elle oynadiginizdan sonuc gelmedi. ikinci yari bir pozisyona dahi giremediniz. hakemle ugrasmaktan maci unuttunuz. oyuncunuz resmen yan hakeme siktir cekti daha yok guiza kosmusmus yan hakeme.
    ulan arda siktir cektir diyorum. ama yok hakem.
    bir de sey geyigi yok mu fener bizi yendi bu senenin tek basarisi falan. duyanda acik ara lider bu arkadaslar sanacak. daha bir benfica macinda top oynadiniz adam gibi yine kendinizi dev aynasinda goruyorsunuz. gecen senede biraksak bayern ile uefa finali oynuyordunuz...
    hele bu sansla bu hakemi bir daha boyle bulamazsiniz diyen arkadasa: ulan 11 senedir bir de siz bulun.

    futbol olarak kesinlikle fenerbahce galatasaray'dan daha iyiydi bu karsilasmada. bir kere cok daha iyi alan savunmasi yapiyor bu takim ozellikle josico'nun da katkisi ile. galatasaray ise hic bir sekilde efektif hucum organizasyonu yapamadi.ha fenerbahce cok mu fazlasini yapti sadece akilli oynayip daha cok kostu ve yetti de.
    suclu ariyorsaniz, mehmet topal dururken meira'yi on libero oynatan hocaniza, sozlukte roberto carlos ile ilgili sacma entryleri okuyup baraj kurdurmayan kalecinize, topa bakmak yerine hakemlerle ugrasan oyunculariniza bakin.
    velhasili gecmis olsun. yine bekleriz.
  • bu tarz maçlar için klasik bir bkz geliyor, tüm sevenler için
    (bkz: ağlama melis)
  • tövbe edip imana getirten maçtır. bir daha fenerbahçe'den şüphe etmem.
    maçtan önce bir puan verseler sahaya çıkartmazdım takımı. maçı bile izlemek istemedim; en az iki farklı bir skor bekliyordum. galatasaray, çok güzel bir kadro ile göze hoş gelen futbolu oynarken bizim gençler darmadağın bir halde, hem de alex, kazım ve bilumum işe yarar oyuncusundan mahrumdu. maç nasıl başladı galatasaray nasıl çöktü; bizimkiler o dört golü nereleriyle attı anlamadım; ama yine oldu... yine fenerbahçe, galatasaray'ı yendi... sihir gibi birşey!
    galatasaray'a da teşekkür etmekten başka bir şey söyleyemiyorum. bizi bu kadar sevindiren şey galatasaray'ı yenmekse; değerlerini teslim etmek gerekir...

    (bir de... ohhh soktuk, bastık, yaladık, jartiyer giydirdik, emdik, gömdük... yazmasam kimliğimden şüphe ederim; kendi komünümden dışlanırım!)
  • bir yiğit özgür karikatürüne bu maçla ilgili düzenleme yapmak gerekirse:
    önce : (bkz: #14357393)

    (dede torununa yatağı başında masal anlatıyor...)

    - ve böylece cimbom da feneri kadıköy'de bir kez daha yenmiiiş...
    + hastasın sen...
    - nooluyo len?!
    + cimbom mimbom diyosun ya... feneri kadıköy'de yenmiş... inanıyo musun bunlara?..
    - zıbar yat len!!
    + inanıyosun... valla inanıyosun.
hesabın var mı? giriş yap