• 17 ekim 2010 pazar günü yapılacak olan organizasyon. kaynak
  • the new york times'a da haber olmuş.*

    .
  • açık ara favorisinin rambo okan olduğu koşu.

    (bkz: rambo okan'ın avrasya maratonu'nu kazanması)
  • (bkz: 3.köprüye karşı olup avrasya maratonuna katılmak)
  • (bkz: özgür basın bunu da yazın)
  • (bkz: green number coming please)
    (bkz: blue number red number going bridge)

    sabahın köründe caaanım düzeyde bir ingilizceye ve şu ana kadar bir şekilde dinlememeyi başardığım serdar ortaç'a doyurması bakımından farklı deneyimler yaşatan maratondur. köprü sallanmış pek farkında değilim de yurdum insanının köprü manzarasına karşı koca bir tepsi börekle ve termosta çayla gelişi gözlerimi yaşartmayı başardı. köprü kelimesinden sonra en çok tekrarlanan sözcük facebook oldu, bugün boğaz manzaralı profil resimleri "ay cnm ya ne guseeel" yorumlarıyla bizlerle olacak.
  • son 4 yıldır katılıyorum, tanık olduğum en kalabalık maraton bu oldu. sanırım havanın yazdan kalma bir gün olması bunda etkiliydi.

    yine ilk defa köprünün salıncak gibi sallandığına şahit oldum. üzerinde yürümek zorlaştı hatta. bayağa sarhoş gibi sallana sallana yürüdük. midemiz bulandı. bir de anlamadık ki, normal birşey mi bu kadar sallanması. sağ salim köprüyü geçtiğimize seviniyorum.

    ama üzüntüm, maraton sonunda madalya ve tişörtlere kavuşamamak oldu. kalmamış. nasıl kalmadığını anlamadık. verilen kayıt numarası adedince tişört ve madalya yok muydu yani?

    spor a.ş'yi telefon tacizine tutacağım. lazım lan bana o tişört ve madalya. ilerde çoluğuma çocuğuma, torunuma göstereceğim ben onları.
  • direklerin sallandığı sırada yürümek bile gerçekten zorlaşmıştı.2010 türkiye'de japonya yılı olması hasebiyle oldukça çok japon katılımcı vardı.evlilik teklifleri,oyunlar,pankart gibi şeyler her defasında oluyordu zaten.ödül konusunda bazı kişilere bitti denilmişti fakat biraz orada takıldıktan sonra yeni kolilerde ödüller geldi ve bende payımı düşeni aldım.ayırca görevlilerin numarası olmayana ödül vermemelerini takdir ettim.
  • (bkz: rezonans)
  • boğaz köprüsü'nün türk insanının miskiin, hantaal yürüyüş temposuna dayanamayıp sonunda su koyvermeye başladığı, salına salına salıncak gibi sallandığı maraton olarak tarihe geçecektir. orta refüjdaki ışıklandırma direkleri tepede 50 cm. yerdeğiştirme yapar mı lan? hem de dakikalarca, aynı tempoda...

    neyse köprü bunu olsa olsa senede 1 gün çekiyor. ben yarın yine metrobüs durağında, ay yürüsek mii yürümesek mi, seri gitsek metroseksüelliğimiz bozulur mu, prensesliğimize helal gelir mi, bokumuz dökülür mü diyen o kalabalığın arasına gireceğim naaber.
hesabın var mı? giriş yap