• all women are like that anlamina gelir. kadinlarin cikarci, bencil, ve dogru damizlik erkegi elde edene kadar hicbir pislikten kacmayacagini varsayar. hoslanmadigi erkegi kisisel amaclari icin kullanir, bir nevi kadinligini kullanir*.
    bu tur kadinlar evlendikten sonra da, kafesledigi erkegi cesitli kavga, sorun, cocuk ile mesgul tutup iliskide baskinligi saglamaya calisir. buraya kadar, neredeyse kezban tanimi ile ortusmektedir.
    bosanma arifesinde, kocasinin mal varligini hupletmek icin avukatlara ruhunu teslim eder.
  • erkek değil misiniz hepiniz aynısınız klişesinin mgtow'cu gerzolarca yaygınlaştırılan karşı cins muadili. açılımı all women are like that, yani "bütün kadınlar öyle" şeklinde.

    biyolojisi ortak olan canlı türlerinin bazı özellikleri de bu doğrultuda ortak olacaktır elbette. erkeklerin ve kadınların karşı cinsin hepsinin aynı olduğuna dair yaptığı şikayet de bu biyolojik ortak özelliklere dayanıyor.

    örneğin bütün insanlar bazı yönlerden aynıdır. hepsi acıkır. hepsi oksijenli solunum yapar. hepsi seks ister. hepsinde hayatta kalma içgüdüsü bulunur. gelgelelim bilinç dediğimiz muhteşem yetenek, biyolojinizin size dayattığı bazı güdülerin üstesinden gelmekte kullanılabiliyor. yani acıkmanın önüne geçemeyebilirsiniz ama kendinizi tutarsanız yemezsiniz. hayatta kalma içgüdünüzü ortadan kaldıramazsınız ama bu içgüdüye karşı çıkıp hayatınızı bitirebilirsiniz.

    kadınlarda da kadın biyolojisinin getirdiği bazı ortak özellikler var. yani bunlar tam olarak nasıl işliyor bilemiyorum ama bunu şöyle düşünebiliriz: örneğin, sallıyorum tamamen, kadındaki yarakonin ve kürekin hormonları beynin ön bölgesini harekete geçirir ve bu bölgede ilgi açlığını tetikleyen kısım olduğu için kadını daha çok trip yapmaya iter vs. gelgelelim bilişsel süreçler herkeste çok farklı işlediği için kadınlar biyolojilerinin onları yönelttiği davranışlar hakkında elbette farklı görüşlere sahip olacak ve farklı davranacaklardır.

    dolayısıyla tabii ki tüm kadınlar öyle değildir. mgtow'cular da bunun farkında da. daha doğrusu başta değillerdi. mal oldukları için önce tüm kadınların aynı olduğunu iddia ediyorlardı. sonra mal mal konuştuklarını anlayınca söylem değiştirdiler. "aslında tüm kadınlar aynı değil ama tüm kadınlar aynıymış gibi hareket etmek sizi kadınların zulmünden korur" gibi bir görüşe geçiş yaptılar. yine de mallıklarından bir şey kaybetmediler. netice itibarıyla doğru bir yaklaşım değildir. doğrusu "çoğu kadın böyle" şeklindedir, o da zaten hemen hemen herkesin bildiği, bilmese de ayküsü yerlerde gezmiyorsa kolayca anlayabileceği bir gerçektir. böyle anlamsız propagandalar kafa karışıklığı ve bilgi kirliliği yaratmaktan başka işe yaramaz.
  • trp'de baştan beri en şüpheci yaklaştığım kavram. şüphe kaynağı içinde geçen "all" ifadesinin netliği, yani "most" bile değil. bireyi yok sayan her grup karakteristiği haklı bir şüpheciliği de yanında getirdiğinden nawalt üzerinde düşünmeye değer bir konu.

    biyolojinin yanında bizi şekillendiren bir diğer "doğal etki" sosyal inşadır, burada bir tartışma yok; en azından olmamalı. ikisinden birini yok saymanın bakış açısı hastalığı olduğunu görmek için örnekler üzerinden gitmek iyidir. içine doğduğumuz kültürün zaman içinde oluşmuş sosyal yaşam düzeni olduğunu varsayarsak suni olmadığı sonucuna varabiliriz. şu entry'de bu biyoloji ve sosyal inşa ikilemine bakış mevcut (bkz: the red pill/#72399673).

    turgay tanülkü'nün bahsettiği hayat hikayesinde bir diğer örneğini görmek mümkün. demek ki bir tane bile olsa "all" kelimesini anlamsız kılan örnek, awalt'ın eleştiriye muhtaç bir söylem olduğunu gösteriyor. benzer argümanlar için (bkz: evrimsel psikoloji/#86438034)

    eğer medeniyet değerleri dediğimiz ne varsa yapay olmadığını kabul edersek, bir nedenle awalt dedirtmeyecek her bir örnek awalt değillemesidir.
  • açılımı " all women are like that" olan kavram.

    burada insanları rahatsız eden kısım: like that çünkü ister istemez " bu karı milletinin hepsi aynı amk. " gibi bir söylemi akıllara getiriyor. iyi de kanser olan eşini terk etmeyen hatta son nefesine dek yanında olan ya da ailesini ayakta tutmak için çırpınan bir kadınla her ay sevgili değiştiren kadın bir mi, yani?

    her kadının aynı davranış kalıplarıyla hareket etmesi beklenemez. mesela, sevdiği erkeğin işten çıkarılması karısı için olumsuz bir gelişmedir. bu bütün kadınlar için böyledir. işini kaybeden erkek eğer maddi zorluğa girerse karısının ya da sevgilisinin nezdinde prestij kaybedecektir ama örneğin; nilsu, kocasını aldatırken aynur kocasına karşı soğuk tavırlar sergiler. belki fatma, kocasına hiçbir şey hissettirmez ve ona destek olduğunu ifade eder ama üç kadın da erkeğe, zaafiyetten doğan içgüdüsel bir kaygıyla yaklaşır. işte awalt ile kastedilen şey budur.
  • "bütün insanlar boşaltım yaparlar" gibi bişiidir. onu yanlışlayabiliyorsanız eger bunu da yanlışlayabilirsiniz pek tabii. ama yanlışlayamazsınız...

    çünkü kadın kadındır ve erkek erkektir. istediginiz kadar aksini düşünseniz de saglik problemleri olmadigi muddetçe gerçek budur, degişmez...

    t: bütün kadınların aslında aynı oldugunu söyleyen düşünce. aynı bütün erkeklerin aslında özünde aynı olması gibi...

    (bkz: içgüdü) elimizde olan bir şey degil zorlamayın fazla. neden kuşlar gibi uçamıyoruz diye sorguluyor musunuz? sorgulamayın, kabul edin. evrimin mirasına karşı gelemezsiniz, itaat edebilirsiniz ancak... * * * *
hesabın var mı? giriş yap