bağışlamak
-
kullanılmayan giysi veya herhangi eşyanın kullanabilecek bir kurum yada bir kişiye verilmesi.
(bkz: bağış)
(bkz: bağış vermek)
(bkz: bağış yapmak) -
(bkz: affetmek)
-
hem "vermek" hem de "affetmek" anlamına gelmesi ile affetmenin vermeden geçtiğini; daima alma, çoğalma, toplama derdinde olan avcı insanların affetmeyi beceremediklerini; affetmenin veren elle, dağıtma ile, armağan ile ilişkili olduğunu; varlığını dost/düşman varlığına armağan edemeyenlerin ülkülerinin yükselmek, ileri gitmek ve kapitalize etmek olduğunu hatırlatan -kelimenin her iki anlamıyla da- eylem.
-
bagislamak, meneksenin kendini ezen topukta biraktigi hos koku imis
(bkz: hadi bakalim) -
olup biteni olduğu gibi bırakmak, olacağı beklemek ve şu anı yaşamaktır.
-
kin beslemeye son vermektir...bazen de zordur bunu yapabilmek
-
(bkz: hibe etmek)
-
türk filimlerinde çokça kullanılan bir sahneye konu olmakta. şöyle uygulanmakta; filmimizdeki iyi kahramanımız kötü karakteri tam öldürecek, o anda bir şekilde vaz geçer bağışlar yani, kötü karaktere sırtını döner, o anda kötü ve kalleş olan karakter bu fırsatı değerlendirir ve !'+^!%^'(artık ne efektiyse) iyi kahramanımızı öldürür veya yaralar. öldürürse o anda sahenedeki üçüncü kişi, yok ölmediyse iyi kahramanımız son bir hamle yaparak kötü karakteri öldürür.
-
bağışlamak yaşamın haksızlıklarına karşı sevginin yaptığı bir devrimdir.
-
yalnızca filmlerde rastladığım istem (bağışlayın...), gerçek hayatta ise daha ziyade af istenir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap