• henrik ibsen'in oyunu. ast oynamıştı. başrolde rutkay aziz vardı. oyunda geçimini bölgedeki kaplıcadan sağlayan bir kasaba vardır. birisi (ki rahatsiz bu birisini doktor olduğunu yazmış) kaplıcanın suyunda mikrop olduğunu söyler. ama halk bunun gizlenmesini ister çünkü öğrenilirse turistler gelmeyecektir. yanlış hatırlamıyorsam doktorun kardeşi de kasabanın belediye başkanıdır ve kaplıcanın suyunda mikrop olduğunun saklanmasını isteyenler arasındadır. olaylar gelişir..

    satyajit ray da aynı konuyu filme çekmişti, oyunu hindistan'a uyarlamıştı. filmin sonunda halk doktorun haklı olduğunu anlıyor ve onun lehine slogan atıyordu.

    an enemy of the people ın bu oyun için doğru başlık olduğunu düşünmüyorum, zira oyunun orijinali norveçce.
  • yalnız metnini okuduğum, sahnede seyretme imkanı bulamadığım, beş para etmez ibsen oyunu. ibsen'in bir savı vardır muhakkak da, bu kadar mı kör göze parmak sokulur?*
  • oktay dal'ın muhteşem performansı ile mutlaka görülmesi gereken bir oyun. sahne tasarımı da oldukça başarılıdır.
  • ankara dt'de, küçük tiyatro'da şu sıralar nurşim demir yönetmenliğinde oynanan oyun. güçlüye ve güce tapınmanın ne kadar kolayca benimsenebileceğini gösterdi bir kez daha..
  • --- spoiler ---
    bu oyunu en ön sıradan izlemek tehlikeli olabilir .aman dikkat.
    (bkz: ayu çıkabilir daş düşebilir)
    --- spoiler ---
  • adt'de geçenlerde ilk yarısını izlediğim, kalan 2 ytl içinse genel müdürlüğe başvurup paramın iadesini iyiden iyiye düşündüğüm oyun. dt nin madem teknik imkanımız var o zaman gerekli gereksiz heryerde kullanalımcılıklarından biri daha olarak gördüm şahsen, biri bana da "al canım bu uzay mekiğini sahnede kullan" deseydi bundan daha kötü bir reji çıkarmazdım. abarttım mı? belki biraz, ama hakkaten biraz.
  • şu sıralar ankara ulus küçük tiyatrado sergilenen henrik ibsen in yazmış olduğu oyun. genel itibariyle oyuna bir kargaşa hakim kimin nereden nasıl çıkacagını kestiremiyorsunuz. ancak çok güçlü mesajlar veriyor ki gerçekten sırf bunun için bile görülmesi gerekir. dr thomas stockmann ın ''büyük güçlere'' vermiş olduğu belki biraz safça ama kesinlike çok cesur olan mücadelesini anlatır
  • kalabalık bir ogrenci grubuyla izlediğim oyun...

    ogrenci grubu kendilerini oyuna o kadar kaptırdı ki sonunda selama cikan oyunculardan kotu karakterleri oynayanları yuhaladılar.

    erol taş zamanında aşağı yukarı söyle demiş: "beni yuhaladıklarında bayılıyorum, cunku anlıyorum ki çok iyi oynamışım".

    bugunku oyunun sonunda da yuhalanan oyuncuların aynı şekilde düşündüklerini umarım...
  • arkamda oturan kalabalık öğrenci grubunun bikbik konuşmalarına rağmen son derece güzel bulduğum ancak sonlarına doğru biraz sıkan ibsen in oyunu.oyunda toplumsal kurallar ve ahlaki değerler sorgulanırken, halkın büyük bir bölümünün gerçeği kabul etmekten korkan bir koyun sürüsü olduğu sade bir biçimde ortaya konuyor.
  • ankara devlet tiyatroları tarafından 2007-2008 sezonunda sahnelenen oyunda baş kahraman doktor thomas stockmann'ı oynayan oktay dal, halka bildiri okuyacağı sahnede onca repliği hiç sektirmeden dakikalarca ardı ardına sıralamış, bu arada duruşu ve yüz ifadeleriyle de replikleri desteklemiştir. rolünün hakkını vermiş, son derece başarılı oynamıştır. kendisi bu sezon ayrıca iki kişilik hırgür oyununda da oynamıştır.
hesabın var mı? giriş yap