• fr. herkesin sineması kendine
  • cannes film festivalinin 60. yili serefine hazirlanan 'yonetmenlerin sinemalari' filmi. dalga gecmiyorlarsa eger, dumani ustunde bir sekilde 6 haziran 2007 aksami cnbce'de gosterilecek.
  • pek çoğu çok başarılı olan 33 kısa filmden oluşan bir sinema şölenidir. özellikle yönetmenlerin diğer filmlerini bilenler için çok keyifli anlar içermektedir. kimi yönetmenler tarzlarını hemen öner çıkarıp 10. saniyede hangi filmi yönettiklerini ele verirken, bazıları filmin sonuna kadar anlaşılamamaktadır.

    kişisel olarak en beğendiğim filmlerden biri lars von trier'den gelmiş, sinema salonunda konuşanlara yıllardır yapmak istediğim şeyi yapmış,
    --- spoiler ---
    kafasını çekiç ile darma duman etmiştir.
    --- spoiler ---

    bu arada, eğer televizyon karşısında bir bilinç kaybı yaşamadıysam, her nedense cnbc-e'deki gösteriminde coen biraderlerin filmi sır olup uçmuştur. halbuki bu filmin içinde nuri bilge ceylan'ın bir filmine de gönderme var diye duymuştuk. neden gösterilmedi acaba? anlam verilememiştir.
  • sinemadan zevk alan görme engelliler ve sinemadan saf duygularla zevk alan çocuklar temalarının sıkça kullanıldığı filmler bütünü. sinemanın ortak dili denen kavramın varığı, çoğu yönetmenin sinemasını anlatırken aynı yolları seçmesi ile açıklanabilir herhalde. lakin haksızlık etmemek, genelleme yapmayı seven bünyenin kurbanı olmamak gerek çünkü genel olarak bu tarz çalışmalar göz önünde bulundurulduğunda oldukça keyifli ve amacına ulaşmış bir çalışma. özellikle yönetmenini balık hafızası sayesinde unutmuş olsam da, kruscev ile papanın karşılaştığı kısa eğlendirmiştir izleyenini.
  • seyretmesi oldukca keyifli bir sürü filmin filmi. tahmin oyunu gibi ilk birkac saniyede "evet bu angelopoulos", "bu kitano olmalı", "aa bilemedim" vs. diyerek zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. cnbce nin güzel bir kıyağı oldu seyircilere bu film. inarritu dan anna ve gitai den le dibbouk de haifa en carpici filmlerden ikisiydi. ama bu filmle birlikte benim için yeni bir isimle, raoul ruiz le tanıştım ki hemen takibe alasim geldi. kör bir antropoloğun yeğeniyle diyalogları gibi bir ismi vardı filmin ve diyaloglar sahiden ilgi çekiciydi.
  • zevktir, kimi daha cok hosa gider kimi daha az.. ama dusunulmusleri, kurgulanmıs farkli acilair gormek, ve bu kadar cogunu arka arkaya seyretmek tam bir oyun gibiydi... kısaca toplama da olsa bir board oyunun icinde olmak gibiydi, 100 dakika bin tane sey dusundum.. hemen bulunsun arsive konulsun...
  • tam adı da şöyle bir şey:
    chacun son cinéma ou ce petit coup au coeur quand la lumière s'éteint et que le film commence
  • körlük teması ile gözün ve görmenin önemini bolca vurgulayan, jean luc godard filmlerinden sahneler ve sesler duyabileceğimiz kısa filmler.

    alejandro gonzalez inarritu'nun anna'sı : fonda le mepris'nin inanılmaz duygusal müziği ve tükenmeye yüz tutmuş ilişkileri üzerinde konuşan çiftin dialogu... içlerinde en hüzünlüsü bu filmdi kuşkusuz. kadın "film siyah beyaz mıydı?" diye sorduğu anda mafolmamak elde değil.

    atom egoyan : film içindeki filmin içinde film mantığı ile, vivre sa vie ve onun içinde la passion de jeanne d'arc... paralel kurgu ile iki ayrı salonda izlenen filmler. seks filminin yanan bir ev görüntüsüne bağlanması enteresan. ejekülasyon = ateş mantığıyla gidildiyse hoş.

    lars von trier : "hem zenginim hem de smokinimle sinemaya gidiyorum" mantığındaki şekilci zengin kesime balta gibi inen bir eleştiri niteliği taşıyor bu film.

    roman polanski : seri içinde "anna" ile beraber en beğendiğim kısa film.

    türk sinemasında da önemli yönetmenlerin çektiği kısa filmlerden oluşan toplamalar yapılmaya başlandı. fakat yaratıcılık adına, bizdeki yönetmenlerin oturup chacun son cinema'yı izlemesi gerekiyor bence.
  • kitano'nun, yimou'nun, inarritu'nun, egoyan ve august'un filmlerinin diğerleri arasından, tamamen kişisel beğeni kıstaslarım göz önünde bulundurularak, etkileyicilik bakımından sıyrıldığını söyleyebileceğim çalışmalar bütünüdür.

    wong kar wai zaten daimi favorim olarak herkesten ayrı bir yerde bulunmaktadır efendim.

    imdb de bir izleyicinin yazdığı bilgiye göre, dvd versiyonlarında walter salles'a ait bir diğer kısa , joel ve ethan coen'in world cinema 'sı ve david lynch'in absurda'sı, geç teslim edildiklerinden dolayı yer almamaktaymış.
hesabın var mı? giriş yap